T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

R A M A Z A N

Dini karıştırmayın

Her Ramazan'da ilahiyatçıların Türkçe ezan ve namazı tartışmasını, Bizanslı din adamlarının "melekler dişi mi erkek mi" tartışmasına benzeten Din- Gör-Sen Başkanı Yıldız "Kimsenin dini karıştırmaya hakkı yok" dedi.

Din Görevlileri Sendikası, medya kuruluşlarında yapılan dini tartışmaların ardında reyting ve şöhret olma amacı olduğunu belirtti. Son günlerde bazı televizyon ve gazetelerde, Türkçe ezandan, Türkçe namaz kılmaya kadar birçok konunun konuşulduğunu ve bilenin de bilmeyenin de, tartışmaya atladığını ifade eden Din-Gör-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, "Fetih'ten önce Bizanslı din adamları melekler dişi mi erkek mi diye tartışıyorlardı. Bu da buna benziyor" dedi

Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Din Gör-Sen) Genel Başkanı Ahmet Yıldız, Eyüp İlçe Müftülüğü'nde yaptığı basın açıklamasında, bir ay boyunca televizyonlarda tartışılan, köşe yazarları tarafından kaleme alınan "Türkçe ibadet, kadın sesi, Türkçe ezan" gibi konulara değişik yorumlar yapılmasını eleştirerek şunları söyledi:

Gündemden uzak konular

"Bir kısım medyamız halk açlıktan ölürken, gençler maddi çıkar karşılığı dinlerini satarken bu tür konuları görmezlikten gelmekte. Bunun yerine halkın gündeminden uzak konuları tartışmaktadırlar. Oysa zaten kimse çıkıp Ben Türkçe ezan okumak istiyorum, ya da Türkçe namaz kılmak istiyorum demiyor. Bu yapılan tartışmalar bizlere, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden önce Bizanslı din adamlarının meleklerin dişi mi erkek mi oldukları konusundaki tatışmalarını hatırlatıyor. Gerçekten toplumumuz ve İslam ciddi ve vahim meselelerle karşı karşı karşıya. Müslümanlar'ın böyle basit meselelerle uğraşacak hali yok."

Şöhret olmak istiyorlar

Çeşitli televizyon kanallarında ilahiyatçıların katılımıyla gerçekleştirilen açık oturumlarda, "Kadın sesi dinlemek caiz midir, namaz kaç vakit kılınmalıdır, Türkçe Kur'an, İslam'da büyü var mı?" gibi konuların tartışılmasının altında şöhret olma tutkusunun yattığını belirten Yıldız, "İnsanlar televizyona çıkıp saatlerce ileri-geri, bilgili-bilgisiz konuşuyorlar. Dahası din görevlileri hedef alınarak karalamaya gidiliyor. Halkın önüne bu meseleleri sürenlerin amacı eğer şöhret olmaksa, yeteri kadar şöhrete kavuştular. Lütfen, artık ülkemizin gerçek gündemini unutturmaya çalışmasınlar. Onlar ne derse desin imam yine bildiğini okuyacaktır. Çünkü, hukukçular ne derse desin hakim, yürürlükteki kanunları uygulamak durumundadır. Bu görüşler, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca kabul görmedikçe, görüş olarak kalmaya devam edecektir" dedi.

RAMAZAN GÜNDEMİ

  • Eminönü Belediyesi'nde "Gün Ola Harman Ola" adlı tiyatro oyunu oynanacak.

  • Bağcılar Belediyesi'nin Ramazan programında bu akşam Engin Noyan ile söyleşi yapılacak. Tasavvuf Müziği Toplulukları'ndan Grup Seher de konser verecek.

  • Pendik'te Bartın Uluslar İlçesi Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin katılacağı Bartınlılar Gecesi düzenlenecek.

  • Zeytinburnu Belediyesi'nde THM saantçılarından Okay Öztürk konser verecek.

  • Gaziosmanpaşa Belediyesi'nde sema gösterisi yapılacak. Tasavvuf Müziği Topluluğu da konser verecek.

  • Esenler Belediyesi'nde Recep Yazıcıoğlu konferans verecek. Kara Davut da konser verecek.

    BİR AYET

    Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Korunanlar için elbette ahiret yurdu daha iyidir. Düşünmüyor musunuz? En'am, 32

    BİR HADİS

    Allah rızası için bir gün oruç tutan kimsenin yüzünü, Yüce Allah cehennemden yüz yıl uzaklaştırır. Buhari


    Coşkunun doruğa ulaştığı gece

    Eminönü Belediyesi'nin, Sultanahmet'te geleneksel hale getirdiği Ramazan etkinliklerinin oluşturduğu coşku Kadir Gecesi'nde zirveye ulaştı. İstanbul'un dört bir yanından gelen vatandaşların manevi heyecanı, birbirinden güzel etkinliklerle daha da arttı. Gecenin ilk etkinliği Eminönü Belediyesi başkanlık binası önünde başlayan Fener Alayı oldu. Kartal Belediyesi Mehteran Takımı'nın öncülüğünde gerçekleşen Fener Alayı'na vatandaşlar da eşlik etti.

    Çeşmeden bal aktı

    Eminönü Belediyesi'nce organize edilen Kadir Gecesi etkinliğinde daha sonra tarihi Alman Çeşmesi'nden halka bal şerbeti ikram edildi. Özellikle, çocuklar çeşmelerin önünde uzun kuyruklar oluştururken, büyüklerin ise bal şerbetini evlerine götürmek için kaplara koymaları dikkat çekti. Bal şerbetinin ikram edilmesi sırasında gerçekleştirilen havai fişek gösterisi ise Sultanahmet'i dolduran vatandaşların muhteşem dakikalar geçirmesine neden oldu. Öte yandan, Kadir Gecesi dolayısıyla Sultanahmet Camii'nde de mevlid okundu. Mevlidi dinlemek için camiye akın eden vatandaşlar, zaman zaman yaşanan izdiham nedeniyle zor anlar yaşadılar.

  •  
    KISSADAN HİSSE
    Bu dünya kimseye kalmaz
    Halife Harun er-Reşid'e, o zamanın Fransa Kralı bir gül fidanı hediye etmişti. Harun er-Reşid, o gül fidanına çok itibar göstererek bahçıvana verdi ve: - Buna iyi bak. Bahçeye dik. Yetiştiği zaman da ilk çiçeğinden bana getir, dedi.
    Bahçıvan gülü bahçeye dikti. Gül çok güzel olmuştu. Aradan zaman geçti, çok güzel bir gül açtı. Bahçıvan gülü koparmak için o tarafa doğru giderken, gülün dalına konmuş bir bülbülün yanık yanık öttüğünü görüp onu seyre daldı.
    - Nasıl olsa uçar gider. Ben de ondan sonra koparırım, diyordu.
    Fakat yazık ki, bülbül bir hayli öttükten sonra gülü darma-dağın etti. Bahçıvan çok üzülmüştü. Ne diyecekti şimdi padişaha... Doğru padişahın huzuruna çıkıp meseleyi anlattı ve üzüntüsünü bildirdi. Halife üzülmemesini söyledikten sonra: - Bu dünya etme-bulma dünyası derler. Bu dünya bülbüle de kalmaz, canın sağ olsun, dedi ve bahçıvanı affetti.
    Aradan zaman geçti. Bahçıvan bir gün o bülbülü bir yılanın yutmakta olduğunu görüp doğru halifenin huzuruna çıktı. Vaziyeti anlattı:
    - Efendim, keramet gösterdiniz. Hakikaten dünya bülbüle kalmadı, dedi.
    Padişah yine aynı sözleri tekrarlayarak: - Bu dünya yılana da kalmaz. O da birgün belâsını bulur, dedi.
    Lihikmetin o yılan bahçe sulamakta olan bahçıvanın ayaklarına doğru hücuma geçti. Bahçıvan yılandan daha çabuk davranıp elindeki kürekle yılanı ortadan ikiye böldü ve öldürdükten sonra halifenin huzuruna çıkıp meseleyi anlattı. Halife yine aynı şekilde: - Bu dünya sana da kalmaz. Sen de bulursun bir gün belânı, dedi.
    Olacak ya, bir suçundan dolayı padişah bahçıvana kızıp idamına karar verdi. Cellâtları çağırdı, bahçıvanı ellerine vererek kellesini kesmelerini söyledi. Cellâtlar adamı alıp götürdüler. Fakat hüküm infaz edilmeden önce bir isteği olup olmadığını sordular. Bahçıvan: - Var bir isteğim ama, onu ancak padişaha söylerim, başkasına söylemem hiçbir mânâ ifade etmez, deyip padişahla görüştürmelerini istedi.
    Bahçıvanın bu isteği cellâtların çok acaibine gitmişti. Durumu halifeye bildirdiler. O da görüşmeyi kabul edip ne diyeceğini sordu.
    Bahçıvan: - Sultanım, mesele malûmunuzdur. Bu dünya bülbüle, yılana ve bana kalmadığı gibi sana da kalmayacak. Sen beni en ufak bir sebepten cellâtlara teslim ettin. Bu yalancı dünyanın sana kalacağını mı sanıyorsun. Bu dünyaya etme-bulma dünyasıdır, derler diyen sendin, dedi ve söyleyeceğinin bundan ibaret olduğunu bildirdi.
    Bu hatırlatma halifeye çok tesir etmişti. Bu adamı öldürüp de elime ne geçecek? diyerek adamı affetti. Adam da bu şekilde ölümden bir müddet için kurtulmuş oldu.
    13 Aralık 2001
    Perşembe
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED