T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Öğrenmesini öğrenmeyen uzun ömürlü olamaz

Yönetimde başarılı ve uzun ömürlü olmanın yolu, öğrenmeyi öğrenmesini doğal ve kesintisiz bir sürece dönüştürmekten geçer. Yöneticiler, insan insanın kurdu değil de, dostu olduğunu aynı kurumda ortak bir amaca ulaşmak için hep birlikte çalışmadan pek kavrıyamaz.

Oluşmakta olan "Sınırsız Dünya"nın hem fatihleri hem de misyonerleri olan örgütlerde çalışanlar elele vererek, beraber çalışma ve öğrenmesini başaramazlarsa, kurumlarıyla birlikte kendilerini de uzun ömürlü kılamazlar.

"Öğrenen Örgüt"lerin teorisyeni Peter Senge yönetimde mükemmelliği bulmada artık tepede birinin "düşünüp bulması" ve örgütün diğer kademelerinde çalışanlarının ona uymaya çalışmasının mümkün olmadığının üzerinde önemle durur. İster kamu, ister özel, isterse de gönüllü olsun, yeni yüzyılın başarılı kurum ve kuruluşları, hiyerarşiyi ortadan kaldırarak, diğerlerinden daha hızlı öğrenmesini başaranlardır.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, İstanbul gibi, dünyada pek çok ülkeden daha büyük bir kentin kusursuz bir biçimde yönetilmesinde, eğitimin öneminin bilincinde olan ender yöneticilerden biridir. Geçen hafta içinde ARGEDA'nın yöneticisi Dr. Ali Arslan'ın Belediye yöneticileri için düzenlediği "Yönetimde Mükemmeli Arama" toplantısına katıldım.

Türkiye gibi, öğrenme ve düşünme özürlü bir ülkede, kurum ve kuruluşlarda hizmetiçi eğitim, dünya standartlarını yakalamada vazgeçilmez bir önem taşıyor. Demokrasi özürlü bir ülkenin öğrenme özürlü kurum ve kuruluşlarıyla dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak mümkün değildir. Değişmeyen örgüt, kamu ya da özel olsun fark etmez, kısa zamanda ömrünü tamamlar.

Büyükşehir Belediyesi'nin değişik birimlerinin, çoğu lisans sonrası eğitim yapmış yöneticileriyle hafta içinde gün boyu, çok verimli ve çok keyifli bir "Beyin Fırtınası" toplantısı yaptık. Yönetimde kusursuzluğu yakalamanın yol ve yöntemlerini hep birlikte interaktif bir biçimde tartışmadan konuştuk.

Öğrenmesini öğrenmede akademisyler okuduklarıyla birlikte düşündüklerini, yöneticiler ise, yaşadıklarıyla birlikte yaptıklarını anlatırlar. Teoriyle uğraşanlar bilir, uygulamanın içindeki yöneticiler yapar. Mükemmeli bulmada biri hedef gösterir, diğeri de hedefe giden yolu açar.

Kurum ve kuruluşlar bir canlı gibi, doğar, gelişir, olgunlaşır ve ölür. Canlıların ömrü istenildiği zaman, istenildiği kadar uzatılamaz. Bu noktada örgütler canlılardan ayrılır. "Öğrenen bir örgüt"e dönüştürülerek, kurumların ömrü yüzyıllarca uzatılabilir. Yeri ve zamanı gelince, değişmesini bilen kuruluşlar, piramitler kadar uzun ömürlü olur.

Kurumların dünyadaki gelişmelere ayak uydurabilmesi için, öğrenmeyi ömür boyu devam eden bir sürece dönüştürmesini bilmeleri gerekir. Bir arabanın hareket edebilmesi için nasıl yakıta ihtiyacı varsa, örgütlerin de yaşayabilmesi için eğitime ihtiyacı vardır.

Okumayla kendini yenilemeyen insan nasıl yoksullaşırsa, öğrenmesini bilmeyen kurumlar da öyle yoksullaşır.

Kurumlar eğitimle maddi ve manevi yoksulluğu yenemezlerse, yoksulluk onları yener.


30 Aralık 2001
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED