T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Türk yazarları bu kitapta

İhsan Işık, 'Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'nde bu topraklarda yaşamış yüzlerce unutulmuş yazarı gün yüzüne çıkarıyor.

Kısa bir süre önce yayımlanan Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi adlı eseri ile edebiyat camiasında geniş yankılar uyandıran İhsan Işık'la, Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'nin öyküsünü konuştuk. Hiçbir ideolojik önyargıya takılmadan, titiz bir araştırma sürecinden sonra bu eserin ortaya çıktığını söyleyen Işık, ansiklopedi yazmanın zorluklarını anlattı.

Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi çok büyük ilgi gördü, bundan sonra İhsan Işık Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'yle anılacak. Şairliğinizin ve diğer edebiyat çalışmalarınızın gölgede kalması sizi rahatsız etmeyecek mi?

Doğrusu, bugüne kadarki çalışmalarım gerçekten de çeşitlilik gösteriyor. Şimdiye kadar hiç sözünü açmadığım çocuk edebiyatıyla ilgili çalışmalarım bile var. Ben bir çocuk edebiyatçısı olarak anılmak istemediğim için bu kitaplarda hep takma ad kullandım. Beğeni topladıkları ve bunlardan biri çıktığı yılın en başarılı çocuk romanlarından biri sayıldığı halde. Peygamberimizin Hayatı ve Dört Büyük Halife adlı kitaplarım, alanlarında en çok basılıp okunan kitaplar arasında yer aldılar. Biyografi alanı, ismimi rahatlıkla verdiğim bir alandır. Yine de kendimi sadece biyografi alanıyla özdeşleşmiş ve sınırlanmış kabul etmiyorum. 1975'de çıkan Eğilim Anıları, ilk kitabım ve ilk şiir kitabımdı. Ama asıl 1982'de Kültürümüzün Kimliği adlı kitabımla yazı hayatına ciddi bir şekilde girmiş oldum. Türkiye'de kimlik sorgulaması bağlamında yayımlanan ilk kitaplardan biridir

Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'ne yerleştirdiğiniz kişileri profesyonel bir dikkatle mi değerlendirdiniz? Yola çıkarken sanatkârane ya da tenkitçi bir profesyonelleşme arzunuz var mıydı?

Ortaya koyduğum çalışmanın adı, Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'dir. Bu bir sanat eseri değil. Edebiyat tarihçisi ve eleştirmeninin aynı kişi olması gerekmediği, bu iki alanın farkından dolayıdır ve bu fark pek çok yerde anlatılmıştır. Bu ansiklopedinin sanatla ilgili tarafı, bu ansiklopedide yer alan sanatçılar hakkında kendi üstlendiğim değerlendirmeler oranında düşünülebilir. Elbette bu eseri hazırlarken, bir sanatçı olmaktan ziyade bir araştırmacı, derleme yapan bir kişi olarak yola çıktım. Asıl amacım da, 20. ve 21. yüzyılda yaşamış edebiyatçı ve sosyal bilimler alanında eserler vermiş olan insanlar hakkındaki bilgileri -değerlendirmelerle birlikte- toplayıp, geleceğe ulaştırmaktan ibaretti. Vurgulayacak olursam; elbette, bu işe başlarken de ansiklopedide yer alacak isimlerin sadece hayatları ve eserleri hakkında bilgilerle yetinilmemesini, sanatçı kişilikleri hakkında bir takım tanımlayıcı değerlendirmelerin yer almasını da istiyordum. Takdir edersiniz ki, bir tek kişinin binlerce kişi hakkında bu değerlendirmeleri birkaç yıl içinde tamamlayabilmesi mümkün değildir. Değerlendirmelerde tercihimi yaparken ele aldığım kişiler hakkında başka yazarların vermiş olduğu hükümleri daha fazla önemsedim.

İlk baskılarda kitabınızın adı: Yazarlar Sözlüğü idi. "Sözlük" ile "Ansiklopedi" arasında tespit ettiğiniz değişkenler neler?

Öncelikle bir gerçekliği belirleyelim. Günümüzde "Sözlük" veya "Ansiklopedi" adı verilen eserler arasında belli bir açıklıkta fark gözetilmediğini, içerikleri birbirine benzer yayınlara "Sözlük" ya da "Ansiklopedi" ismi verildiğini görüyoruz. Bazılarında hem sözlük hem ansiklopedi adının birlikte kullanıldığını da biliyoruz. Ben niye isim değişikliği yaptım? Bir kere elimizdeki yayın, bir öncekinden daha geniş bilgileri içermiş, yeni bölümlerle zenginleştirilerek "Sözlük" olarak tanımlanamayacak bir muhteva genişliğine kavuşmuştur. Daha önce kimlik ve çalışma hayatı hakkında bilgilerin yer aldığı çok sayıda maddede edebi kişilik ve yayın hayatı bilgileri eklenerek ortaya yepyeni ve daha geniş biyografiler çıkmıştır. Bu maddeler, yazarların edebî kişiliklerinin değerlendirilmesi, eleştirmenlerin haklarındaki görüşleri, kaynakçaların eklenmesi bakımından daha da zenginleştirilmiştir. Bilgiler sözlük tanımına sığmayacak ölçüde genişledi, güncellendi ve sözlüklerde rastlanmayacak derecede ayrıntılı bibliyografya bilgileri eklendi. Bu olgu, "sözlük"ten daha çok "ansiklopedi" tanımına uygun düşmektedir.

TARAFSIZ DURMAYA ÇALIŞTIM

Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi ile boşluğu hissedilen bir alanı dolduran İhsan Işık, yoğun bir çalışma temposu sonucunda eseri ortaya çıkarmış: "Bu çalışmaya 1985'lerden itibaren başladım ve yazarlara ulaşabileceğim adreslere ulaşma yollarını aradım. Yani yazarlara ulaşarak en sağlıklı bilgileri elde edebileceğimi düşündüm. Bir çok yazara da kendi elde ettiğim bilgileri teyit ettirdim. İlginçtir ki, yazarlardan doğrudan aldığım bu bilgiler içerisinde yanlış bilgiler de vardı. Bunları diğer kaynaklardan kontrol ettim. Kendilerine ulaşamadığım yazarlar hakkında, mevcut kaynaklar, ansiklopediler, sözlükler, kataloglar ve kitap kapaklarındaki bilgileri birbirleriyle mukayese edip ortak doğruları bularak bilgi oluşturdum. 7-8 defa yazdığım biyografiler oldu. Ayrıca nesnelliğe titizlik gösterdim. Yazarın dünya görüşü, siyasal yaklaşımı kendisine yer verme-vermeme noktasında belirleyici olmadı. Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi'ni hazırlarken insanlar İslamcı mı, komünist mi, faşist mi, sosyalist mi, Türk mü, Kürt mü, Ermeni mi, Yahudi mi, kadın mı, erkek mi ayrımı yapmadım. Herhalde bu ayrımı yapmayan tek ansiklopedi bu. Bütün kesimlerde bunun böyle olduğunun kabul edilmiş olmasından onur duyuyorum."

İHSAN IŞIK KİMDİR?

1952'de Diyarbakır'da (Merkez) doğan İhsan Işık, 1976'da Erzurum Atatürk Üniver-sitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Uzun yıllar İstanbul liselerinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı. Akabe Yayınları ve Mavera dergisini yönetip Ünlem Yayınları'nı kurdu. Devlet Bakanı Başdanışmanı, SHÇEK Genel Müdürü olarak görev yaptı. Son görevinde iken kendi isteğiyle emekli oldu. Halen Türkiye Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Danışmanı'dır. Yazı ve şiirlerini Tohum, Hilal, Pınar, İslam Medeniyeti, Muştu, Tek Yol, Aylık Dergi, Yeni Sanat, Çile (Diyarbakır), Mavera, Yürüyüş, Girişim, Dış Politika ve Yeni Zemin dergileri ile, Özlem (Diyarbakır), Babıalide Sabah, Yeni Devir, Milli Gazete, Zaman, Vakit (Akit), Yeni Şafak, Yeni Dönem ve Tutanak gazetelerinde aralıklı olarak yayımladı. İki kitabı Almanca'ya çevirildi. Yazdığı bazı şiirler bestelendi. Gazete ve dergi yazılarının bir bölümü ile çocuk kitaplarında Savaş Yüce gibi değişik imzalar kullandı. Yazarın bugüne kadar 20'yi aşkın yayımlanmış eseri bulunuyor.

 
Günümüz yazarları
Ders kitaplarına girebilir mi?

Batıda henüz klasik bir değer ve hüküm taşımayan yazarlar ders kitaplarına dahil edilmez.
KÖYDE ETNOGRAFYA GALERİSİ
Emekli bir öğretmen tarafından Balıkesir'in Bandırma İlçesi'ne bağlı Tahtakuşlar Köyü'nde hayata geçirilen "Tahtakuşlar Köyü Etnografya Galerisi", kapılarını 411. kez açtı. Türkiye`nin köyde kurulmuş tek özel etnografya galerisi olarak nitelenen ve daha önce 410 sergiye ev sahipliği yapan galeri, bu kez de genç bir resim öğretmenin çalışmalarını sanatseverlerle buluşturdu. Edremit 75. Yıl İlköğretim Okulu'nda resim öğretmenliği yapan Seden Sakin, emekli öğretmen Alibey Kudar tarafından yaptırılan galerinin Selim Turan Sergi Salonu'nda, "Desen ve Grafik Tasarım" başlığı altında 41 çalışmasını sergilemeye başladı. Galeri sahibi Alibey Kudar da "Biz sanatı köye taşımak istedik ve bunu başardık. Galerimizde sergi açan 411. sanatçı olan Seden Sakin'i de genç yaşına rağmen yaptığı başarılı çalışmalar nedeniyle kutluyorum" dedi.
DARİO FO'NUN 'KLAKSONLAR'I TRABZON'DA
Trabzon Devlet Tiyatrosu, 2001-2002 tiyatro sezonunun üçüncü oyunu olan "Klakson, Borazanlar ve Bırtlar"ı, 3 Ocak'tan itibaren sahnelemeye başlıyor. Nobel ödüllü İtalyan yazar Dario Fo'nun yazdığı, Füsun Demirel'in Türkçeye çevirdiği ve Laçin Ceylan'ın yönettiği oyunda, Ayşegül Günay, Durukan Ordu, Buğra Koçtepe, Aslı Kılan, Hakan Meriçliler ve Uğur Keleş rol alıyor. Oyun, bir trafik kazasının yarattığı karmaşayla başlıyor. Devlet-mafya ilişkisinden de söz edilen oyunda, yaşanan çelişkiler izleyiciye güldürü yoluyla anlatılıyor. Modern Fars üslubunu kullanan Dario Fo, temiz toplum, temiz siyaset tanımlarıyla da dalga geçiyor. Oyun 27 Ocak Pazar gününe kadar izlenebilecek.
KOÇ MÜZESİ'NE BİR ÖDÜL DAHA
Geçtiğimiz günlerde "Vakıflar Özel Ödülü" nü alan Rahmi Koç Müzesi bu seferde Kültür Bakanlığı "2001 Yılı Kültür ve Sanat Ödülü"ne layik görüldü. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç, yaptığı yazılı açıklamada müzesinin ödüle layık görülmesinden büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Rahmi Koç, şunları söyledi: "Kültür Bakanlığı'nın Kültür ve Sanat Ödülü'nü almamız göğsümüzü kabarttı. 2002 yılında kültür ve sanat adına daha fazla çalışacağız. Müzemiz sadece statik bir müze olarak kalmayıp, kültürel bilimsel çalışmalar açısından da aktif bir müze olacak." Sanat adına yeni projeler hazırladıklarını da belirten Koç, yaptıkları çalışmalarla müzecilik anlayışına yepyeni bir boyut ve dinanizm kazandıracaklarını söyledi. Müzede 1911'de İngiltere'de Howthorn Leslie & Company tarafından Şirket-i Hayriye için yapılan 67 no'lu Kalender Vapuru, 19 yüzyılda İngiltere'de yapılan buharlı makinalar, 13. yüzyılda Türk astronomi bilginlerinin yaptıkları çeşitli türlerde güneş saatleri ve teleskoplar gibi tarihe tanıklık etmiş eserler sergileniyor.
30 Aralık 2001
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED