T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Bugün Lozan'da...

Uluslararası Amatör Güreş Federasyonu (FILA) Yönetim Kurulu bugün Lozan'da toplanarak "2001 Dünya Güreş Şampiyonaları'nın nerede yapılması konusunda" karar verecek. Türk Basını son yıllarda hayli "virüs" kapmış olacak ki, bazı kentlerin Türkçe adları olduğu halde orjinal isimleriyle yazılır oldu. Söz gelimi: Kabil'e (Kabul), Pekin'e (Bajing) diyenler olduğu gibi İngiltere'den de "Britanya" diye bahsediliyor. Ben yine de bu cereyana kapılmayıp "Lausanne" yerine "Lozan" yazmayı uygun buldum. 2001 Dünya Güreş Şampiyonaları'na 11 ülke talip.

FILA Yönetim Kurulu üyeleri önce adayları gözden geçirip elemeye tabi tutacaklar, sonunda da kapışmalar ya 3 ayrı ülkeye ya da hepsi birden tek ülkeye verilecek. Kağıt üstünde Birleşik Amerika'nın % 10 şansı var. Amerikalılar, 26-30 Eylül tarihlerinde New-York'ta düzenlenmesi kararlaştırılmış olan, 11 Eylül'de başgösteren terör yüzünden boşlukta kalan şampiyonanın hazırlıkları için önemli masraflar yaptıklarını söylüyorlar. ABD Güreş Federasyonu Başkanı, bir devrin namlı ağır sıkleti Bruce Baumgardner, aralık ayının ikinci haftasında organizasyonu düzenleyebileceklerini, bu hakkın da kendilerine ait olduğunu belirtiyor. Daha sonra sırada Türkiye ile Yunanistan bulunuyor. Bir tesadüf 11 Eylül günü Güreş Federasyonu Başkanı Osman Şansal'la beraberdik. Yine büyük bir tesadüf tv açıktı ve İkiz Kuleler'in yıkılışını gördük. Daha saldırının ilk dakikalarıydı ki, Başkan Şansal yerinden kalkarak yan odaya geçti.

Geri döndüğünde "Amerikalılar'a başsağlığı mesajı gönderdiğini, FILA'ya da başvurarak New-York'taki şampiyona ertelenirse, Türkiye'nin bu büyük organizasyonu yapmaya talip olduğunu" bildirdiğini söyledi. Bu, müthiş bir zamanlamaydı! 10-13 Mayıs'ta İstanbul'da gerçekleştirilen Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda tam not alan Türkiye'nin bugün Lozan'da yapılacak FILA toplantısında da şansı bulunuyor. Çünki, Türkiye, FILA'ya hem ilk başvuruyu yaptı, hem de dünyaya örnek gösterilen bir organizasyonu gerçekleştiren ülke oldu. Bunu, Başkan Osman Şansal ve ekibine borçluyuz. 2008 Olimpiyadları'na talip olan Türkiyemizin her spor organizasyonuna kucak açması gerekiyor. Ayrıca uluslararası kapışmalar madalya getirir: 1949-1967-1993 Avrupa, 1956 Dünya Kupası, 1957-1994 Dünya Şampiyonaları'nda da takım halinde şampiyonluklara ulaştık. Evsahibi ülke bu bakımdan her zaman avantajlıdır. Dönelim yine Lozan'a: 1912 yılında İtalya ile Osmanlı Devleti arasında, 1923'de de Türkiye ile İtilaf Devletleri arasındaki sözleşmeler bu kentte imzalandı.

Kanadı kırılan ya da yaralanan arkadaşlarını omuzlarında taşıyan Yaban Kazları'yla dolu Leman Gölü kıyısındaki bu kente yapılan 1973 Avrupa ve 1977 Dünya Şampiyonaları'nı izleyenler arasında ben de vardım. Sydney Olimpiyadları'nın planı yine Lozan'da çizilirken, dünyadan seçilmiş 3 gazeteciden biri olarak ben de bulunuyordum. Bakalım, kader ne gösterecek, nasıl bir karar alınacak! Amerika, Afganistan'ı bombalamadan önce durum buydu.

Celal Atik

Tıpkı Nasreddin Hoca gibi espritüel olan Celal Atik İstanbul'da düzenlenen 1956 Dünya Kupası'nda Milli Takım Antrenörü'ydü. 52 kiloda Dursun Ali Erbaş, finali kazanıp şampiyon olarak ringten inerken Celal Hoca bağırdı: "Lazoğlu! Dişlerini düşürdün!" Henüz final heyecanını üstünden atamayan Dursun Ali, bu ikaz üzerine mindere dönüp takma dişlerini arayıp durdu. Neden sonra hocasının şaka yaptığını anlayabildi.

Halit Kıvanç

1970 Dünya Kupası sırasında Guadalahara'daydı. İngiltere-Brezilya maçı oynanıyordu ki, Ankara'dan "Hemen anlatmağa başla!" denildi. Tam 105 dakika Kıvanç maçı anlattı, Jairzinho'nun golünü ballandıra-ballandıra dile getirdi ve büyük bir mutlulukla gece Mexsico-City'ye döndü. Ertesi gün Kıvanç'ı Ankara TRT'den arayıp maçın sonucunu sordular. Hatlar kesilmiş ve Halit Kıvanç, 1-0 Brezilya'nın galibiyetinde biten İngiltere-Brezilya maçını sadece kendisi için anlatmıştı. Güreş Federasyonu Birliği (FILA), şampiyona organizasyonu konusunda Türkiye'yi dünyaya örnek gösterdi ama bakalım Lozan'da bugün yapılacak toplantıda FILA temsilcimizin ağırlığını ne kadar olduğu ortaya çıkacak. Türkiye Güreş Federasyonu Başkanılğı seçimini kaybeden biri FILA'da Türkiyemizi nasıl temsil eder, anlamak mümkün değildir. Onun Türk güreşinde de, dünyada da ağırlığının olmadığı bugün kesin şekilde anlaşılacak.

Spor ve sergi

Süleymaniye Doğumevi, Spor Sergi Sarayı, Belediye Başkanlığı sırasında Lütfü Kırdar'ın İstanbul'a armağanlarıdır. Spor ve Sergi Sarayı, 1949 Avrupa Şampiyonası'yla hizmete açıldı. Bu kapışmalar sırasında biletler karaborsaya düştü ve bugün kurucusunun adıyla anılan Lütfü Kırdar Salonu'nun tahaccümden kapıları kırıldı.


12 Ekim 2001
Cuma
 
ALİ GÜMÜŞ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED