T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
NATO'nun yeni güvenlik alanı

Aydınlanma döneminden bu yana Avrupa dünyanın odak merkezine yerleşti. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'nın yerine Amerika geçti. Bu dönemde dünya deyince, akla Amerika ve Avrupa geliyordu. New York'a yapılan intihar saldırısından sonra, dünya deyince herkesin aklına artık İslam ülkeleri ve Orta Asya geliyor.

Orta Asya, dünyanın ağırlık merkezi olan üç büyük kıtanın çatısı. Orta Asya'nın güvenliğini sağlamadan, dünya barışını korumak mümkün değildir. Bu yüzden, Doğu ve Batı'da birçok uzmanın söylediği gibi: "Yirmibirinci Yüzyıl'da siyasal, ekonomik ve kültürel savaşın odak noktası Orta Asya olacaktır."

Hafta sonunda ESAM'da Dr. İsmail Kıllıoğlu'nun başkanlığında akademisyen ve işadamı arkadaşlarla Amerika'nın Afganistan'da giriştiği askeri operasyonun İslam dünyasında yol açacağı gelişmeleri tartıştık. Teröre karşı açılan uzun vadeli savaş, Afrika ve Asya'da "ben yaptım oldu" diyen, dayatmacı yönetimlerin iktidarını büyük ölçüde sarsacak gibi görünüyor.

Sovyetler Birliği dağılınca, Türkiye'nin de üyesi olduğu NATO düşmansız kaldı. NATO'nun düşmansız kalmasının telaşıyla, İngiltere ve Almanya'nın eski başbakanları "İslam" dünyasını yeni düşman olarak ilan ettiler. Ardından da Huntington "bundan böyle dünyada ülkeler değil, medeniyetler savaşacak" dedi.

Huntington'a göre dünyada artık "bir Batı, bir de diğerleri" olacaktı. Batı'ya karşı İslam ve Çin ittifakı savaşacaktı. Son gelişmeler Huntington'u doğrulamadı. Bir kere İslam, Müslüman ülkelerinin sınırlarını çoktan aşmıştı. Avrupa'nın pekçok ülkesinde İslam ikinci büyük dindir. Amerika'da da Müslümanlar Hristiyanlar'dan sonra gelir.

Atlantik'ten Pasifik'e Müslümanlar dünya coğrafyasının orta kuşağını oluştururlar. Müslümanlar'ı bir ülke ya da bir kıtayla sınırlamak mümkün değildir. Bu konumlarıyla Müslümanlar dünya güç denkleminde vazgeçilmez bir yer tutarlar. Onlar dünya coğrafyasının olduğu kadar, medeniyetlerin de ortasında yer alırlar. Onlarsız bir dünya düşünülemez.

Erdem ifrat ve tefritte değildir. Bu yüzden iki dünyada da kurtuluş, uçlardan daha çok ortada aranır. Adalet'in de Batı ya da Çin'de değil, İslam'da aranması gerekir. Müslümanlar'ın içinde ve yanında olmadığı bir çözüm, sorunsuz ve sağlıklı bir çözüm olamaz.

Bu bağlamda, Avrupa ve Amerika bütün dünyaya yayılmış Müslümanlar'ın desteğini almadan, Rusya, Çin ve Hindistan'a karşı başarılı olamaz. Çin'in Avrasya'ya doğru genişlemesini, tek başına Müslümanlar durduramayacağı gibi, tek başına Amerika ve Avrupa da durduramaz. Bu yüzden, Çin'e karşı Batılılar İslam dünyasıyla işbirliği yapmak zorundadır. Batı dünyasının güvencesi İslam dünyasıdır.

Sözkonusu işbirliğinin, Müslümanlar açısından hayati bir önemi vardır. Doğu Türkistan'daki Çin işgali, Keşmir'deki Hint baskısı, Çeçenistan'daki Rus vahşeti, NATO'nun desteğini almadan giderilemez. Ayrıca Amerika olmadan Filistin devleti de kurulamaz.

NATO'nun gelecekteki düşmanı Çin ve Hindistan olacaktır. Kimse düşmanı İslam dünyasında aramasın.

NATO'nun güvenlik alanına Orta Asya ülkeleri girmedikçe, dünya barışı sağlanamaz.


21 Ekim 2001
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED