YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

 

 

Türkiye'nin yüzü ne zaman güler? (2)

FP'den yükselen seslerin anlamı...

Türkiye'nin başını dertten derde sokan bugünkü siyasi ortamın temelleri 1990'lı yılların başında atıldı. Demokrasinin 'temsil' özelliğini yok eden, liderler sultasının pekişip tabanın sesinin duyulmasını engelleyen o yapı 28 Şubat'ın da sebebidir. Bugün şikâyet konusu olan her şey mevcut yapının çarpıklığıyla ilgilidir. Bizlerin hatası da şu: Bozuk yapı devam ettiği halde şartların değişebileceğini umduk; oysa bozukluğun sebebi ortadan kalkmadıkça daha sağlıklı bir ortama geçilemeyeceğini bilmeliydik...

FP içinden yükselen sesler, yapısal bozuklukların ortadan kalkmasına yarayabilecek köklü bir değişimi zorladığı için önemli. Konu, bazılarının gösterdiği bazılarının da umduğu gibi, mevcut yapının en önemli unsurlarından birinde yöneticilerin değişmesiyle sınırlı ise, yaşanan sarsıntıdan fazlaca bir 'hayır' umulamaz. Türkiye'nin bugün kapsamlı bir 'demokratik huruç hareketi'ne ihtiyacı bulunuyor ve FP'deki hareketlilik bunun ilk adımını teşkil edebilir...

Bugün, hemen her çevrede, köklü bir değişim beklentisi var. Sadece sıradan partililerden söz etmiyoruz; partilerin yönetim mekanizmalarında yer alanlar bile, içinde debelenilen bataklıktan çıkışı FP'deki hareketlenmeye bağlıyorlar. O kesimdekilerin özünü teşkil edeceği bir 'liderlik' etrafında geniş bir birleşme sağlanabilirse tek başına iktidar olmanın yolunun açılacağı ortak bir tespit. Pek çok FP'li de, partilerinde yaşanan sarsıntının bir silkinişe ve ülkeyi kucaklayan bir siyasi programa dönüşeceğini biliyor...

'Tek başına iktidar' bundan sonraki bütün siyasi projelerin ortak 'anahtar sözcüğü' olmak zorunda. Yarım yamalak iktidarlar, yamalı bohça hükümetler, siyaset dışı odakların oyuncağı olmaya mahkumlar... Türkiye, koalisyonlar dönemine girdiği andan itibaren, siyasetin bütün aktörleri güçlerini kaybetti; ülkenin önüne çıkan dev fırsatlar bu yüzden heba oluyor... Çıkış da kısır döngüyü kırmakta; geniş bir ortak payda etrafında toplanan güvenilir bir kadro hareketiyle iktidara talip olunulabilirse, siyasetin bozulan dengeleri yeniden düzelebilir. Bugünkü çarpık yapıyı güçsüz siyaset ve iktidar olamayan hükümetlerle değiştirmek imkânsız çünkü...

FP'nin içinde barındırdığı unsurlar, özlenen hareketlenmenin çıkış noktası olabilecek zenginlikte. Bu topraklar muhafazakâr değerleri önde tutan insanlar çıkarıyor. Din, ezan, millet, milliyet, vatan, bayrak hâlâ modası geçmemiş kavramlar; sorun, bu kavramları çağın değerleriyle buluşturup uzlaştırmakta. Yerellikle evrenseli, bağnazlıktan uzak bir din anlayışını, şovenliğe varmayan bir milliliği siyasetin diline çevirecek, soygun düzenini yıkıp ekonomik verimliliği ve dünya ile entegrasyonu benimseyecek, gerçek anlamda hukukun üstünlüğü ilkesini anayasal düzenin temeli yapacak kapsamlı bir projeye ihtiyaç var. Hayaller üzerine değil, ülke ve dünya gerçekleri üzerine oturacak bir projeye...

Şu anda yaşadığı sarsıntıyla gündemde olan FP böyle bir projenin çekirdeklerini içinde taşıyor. Ancak çekirdeklerle yetinilirse, ülkenin bütününü kavrayarak tek başına iktidar olma ülküsü gerçekleştirilemez; bunu sağlamanın yolu FP'nin 'bendini yırtıp aşması'ndan geçiyor. FP içindeki çalkantı böyle bir açılımla sonuçlanmak zorunda.

FP kadrosunun, kılıçlarını birbirlerine doğrultmadan önce, bir durum muhasebesi yapmaları gerekiyor: Acaba, olağanüstü şartları sona erdirerek demokrasiyi restore etmek üzere Türkiye'nin bütününü kucaklayacak bir projeyi nasıl hayata geçirebilirler? "Bizim buna ihtiyacımız yok" diyecekler, şimdi arkalarında saf tuttukları kişilerin, 1990 sonrasında, bu amaca uygun bir 'açılım politikası' geliştirdiklerini hatırlamalılar. O zaman doğru olan şimdi daha da doğrudur. RP/FP, siyasi programı da elden geçirerek o açılımı sürdürebilseydi, ülkenin son üç yılda yaşadıklarıyla karşılaşılmazdı; hükümete gelmekle yetindi RP ve gerçek iktidar olmanın yolunu kendisine açacak tarzda davranmadı.

Şimdi davranabilir. Millet adına iktidara yürüyüşün koçbaşı yapacak bir büyük dönüşüm bekliyor FP'yi; tabii, FP'liler, bizzat dönüşmelerini de gerektirecek böyle bir misyon için kendilerini hazır hissediyorlarsa... Görünen o ki, FP içinde etkili ve kalabalık bir grup, "Biz bu misyona tâlibiz" diyor...

FP'den yükselen seslerin anlamı bu.


8.OCAK.2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...