YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Bu düzen ve FP

Elektrikle ilgili bazı üst düzey bürokratların rüşvete bulaştığını ortaya çıkartan 'beyaz operasyonu'nu enerji bakanının eseri sananlar yanıldılar; bir 'askeri yetkili' "Düğmeye bakan değil, biz bastık; onun haberi bile yoktu" açıklamasıyla karşımızda. Ya Başbakan Bülent Ecevit'in sağlığı? Meclis'ten sokaklara dökülen tedirginlik, 'beyaz kuvvetler' diye de bilinen Genelkurmay'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı'na aitmiş meğer; yakın zamana kadar MİT'te '2 numara' olarak çalışmış Mehmet Eymür'ün verdiği bilgiye göre, sivil üyeleri de bulunan komutanlık, konunun 'hassasiyetine binaen', "Ecevit-sonrası" ile ilgili çalışmaları şimdiden başlatmış...

Dünün 'siyasi gündemi'nden iki önemli haber... Bu haberler, "Türkiye'nin düzeni" ile ilgili açık-seçik bir fikir veriyor: Yolsuzluklar ve başbakanın sağlığı gibi 'siyasi' konular askerlerin yakın tâkibi altında...

Böylesine 'sıkıştırılmış' bir düzende siyaset yapmak âdeta imkânsızdır. Nitekim, siyasiler, kendilerine bırakılan sınırlı alanda kısa paslarla idare etmek zorundalar. Bunun getirdiği tık nefeslilik, toplumun her katmanında, ülke gündemini ilgilendiren her alanda kendini gösteriyor: Siyaset, kişiler için milletvekili olmaktan öte bir anlam taşımıyor bugün; milletvekilleri ise kaldırılıp indirilen birer parmağa indirgenmiş durumda... Kullanım tarihi geçmiş birer konserve gibi partiler... Hükümet'in görevi ise hazır projeleri uygulamak... Kimse, o bildik anlamıyla 'siyaset' yapmıyor, yapamıyor...

Türkiye'de 'geleneksel' olan bu düzeni sarsıp 'yeni' bir değerler düzenini siyasete egemen kılma mücadelesi vermek gerekiyor. 'Yenilik' ve 'değişim' ile ilgili tartışmalarda Turgut Özal adı bu sebeple sıkça kullanılıyor. Özal, gelenekseli içten zorlayarak, tek başına iktidara gelmesini sağlayan millet desteğini arkasına alarak cendereye çember attırdı. 'Geleneksel' olanın karşı atağı olan 28 Şubat, bu sebeple, aslında "Özal'ın misyonunu geriye çevirme" operasyonudur. Gelenekseli geriletmek isteyen her karşı hareket ise, adı konulsun konulmasın, Özal'ın mirasını canlandırma anlamı taşıyacaktır.

FP'nin şu anda karşı karşıya kaldığı tercihler, partinin önündeki yol ayrımı, bir yönüyle kapatılma dâvâsıyla ilgili görünse bile, bir çok yönden FP'yi çok aşan özellikler taşıyor. FP, toplumun hemen her katmanıyla en çok ortak paydası bulunan siyasi harekettir; daha geniş yığınlarla buluşturan ortak paydaların ön plana çıktığı dönemlerde kısmi başarıyı yakaladığı ve iktidar olabildiği görüldü. İktidardayken toplumun genelinden kopmasıyla sonuçlanan 'sadece kendine ait' özelliklerini vurgulaması ise, talihsiz bir süreci başlatan gong işlevi yaptı.

Bugünkü tartışmanın ekseninde, propaganda unsurlarını bir kenara bırakırsak, toplumun daha geniş kesimleriyle bütünleşmeyi sağlayabilecek 'ortak payda' vurgulamasına önem verenler ile 'sadece kendine ait' özelliklerden siyasi medet umanlar arasındaki çekişme yatıyor; temelde bir 'üslup farkı' bu. 'Yenilikçi' ile 'gelenekçi' kavramlarını aynı eksende değerlendirebiliriz: Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, ağızlarından çıkan ne olursa olsun, aslında 'toplumun bütünüyle kucaklaşmayı' hedefliyorlar; Recai Kutan ve arkadaşları ise, bunu nasıl ifade ederlerse etsinler, aslında "Biz bize yeteriz" diyorlar...

Tartışmalara böyle yaklaşıldığında, aradaki gerçek farkın, fazla büyütülmeyi hak etmediği anlaşılıyor. Ancak, tartışma, 28 Şubat şokunu yaşamış, siyasetin dar alanda paslaşmalarla götürüldüğü, başbakanın sağlığı ve yolsuzluklar gibi sivil siyasi konuların askerlerin ilgi alanına girdiği Türkiye'de sürdürüldüğü için, 'üslup' en az 'öz' kadar önem taşıyor... 'Toplumun bütünüyle kucaklaşmak' için daha geniş yığınları ilgilendiren ortak paydalara sarılınması siyasetin (bunu demokrasi olarak da okuyabilirsiniz) önünü açmak demek; "Biz bize yeteriz" ise "Böyle gelmiş böyle gider" demekten farksız çünkü...

Türkiye'nin yüzünü güldürmek için siyaseti sadece siyasetçilerin ilgi alanı haline getirmek şart; FP'li veya FP'siz...


9 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Fehmi Koru

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...