Hangi "eve dönüş"?

8 Ocak tarihli Sabah manşetten duyuruyor: "Eve dönüş/Sabah ve atv'nin kurucusu Dinç Bilgin yeniden görev başında". Dinç Bilgin yeniden 30 Kasım 2000'de "ceketini alarak" terkettiği "Medya Holding"in başında... Bu esrarengiz gelişmenin haberi de esrarengiz "5 N 1 K"nın "K"sı Dinç Bilgin) tamam da, "5 N"inin beşi de karanlık.

"1 K" "Ne, Nerede, Ne Zaman, Nasıl ve Neden" yeniden görev başında?

Ne olup bittiğini Sabah'ın haberinden anlamak mümkün değil. "Mesaiye hemen başladı"ğı bildirilen Dinç Bilgin'in Nasıl olup da (yani hangi parayı Nerede, Ne zaman bulduğu) eve döndüğüne dair tek bir ipucu yok. Gazetenin eski ve yeni patronu öyle takdim edilmiş ki, sanırsınız ki bir "kırgınlık" sonucu meydana gelen ayrılık büyük "ısrarlar" sonucu ortadan kalkmış! Gazete "Etibank'ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredilmesinin ardından, başta sabah ve atv olmak üzere Bilgin Grubu'na bağlı tüm yayın organlarının bağımsızlıklarının devamını sağlamak amacıyla görevden ayrılan Dinç Bilgin yeniden işbaşına geçti" diyor. Sabah yönetiminin Sabah okurlarının hafızasını bu derece hafife almasını nasıl açıklamalı? Öyle bir Dinç Bilgin portresiyle karşı karşıyayız ki, sanırsınız ki kendisinin görevi bırakması tamamiyle kendi iradesi ve dolayısıyla seçimi sonunda gerçekleşmiş...

"Eve dönüş" hikayesi hakkında Sabah okurlarını aydınlatmak görevi gazetenin başyazarı Güngör Mengi'ye bırakılmış. Mengi de "ısrar" ve "baskılar"dan söz ediyor: "Gazeteci patronlar kuşağının son temsilcisini kaybetme duygusunun kamuoyunda ve özellikle meslek camiasında yaygınlaşması ile oluşan baskılar, Dinç Bilgin'i yeni arayışlara yöneltmeye mecbur etti."(!) Yani özetle, neredeyse Dinç Bilgin açısından bir "fedakârlık"la karşı karşıyayız! "Baskılar" o dereceye varmış, "özellikle meslek camiası"ndan yükselen "Geri dön, geri dön!" yakarışları o derece karşı konulmaz bir güç kazanmıştır ki, eski patronun yeni patron olmaktan başka seçeneği kalmamıştır...

Sabah'ın manşetine göz atıp da, hiç birşey anlamadıkları bu gelişme hakkında biraz bilgi sahibi olabilmek için beklemeden karşı grubun, Doğan Grubu'nun gazetelerine koşanları bekleyen de hayal kırıklığıydı. Evden kaçan Bilgin'in "eve dönüş"ünün nedenlerini Hürriyet'in "Dinç Bilgin Sabah'a döndü" başlıklı birinci sayfa haberinden öğrenmek de mümkün değildi. Güngör Mengi'nin sözünü ettiği "baskılar" Milliyet'in haberinde de anafikirdi. "Ya Radikal?" dediğinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin o da (daha utangaç olsa da) aynı frekanstan yayın yapmaktaydı...

Pekiyi ya diğerleri? 8 Ocak Pazartesi günü okur hangi gazeteye, nereye başvurarak az da olsa bilgi sahibi olabilirdi? Star gazetesinde "Eve dönüş"ten tek bir satır yok; Sabah'ın eski patronu Karamehmet'in Akşam'ını okuyanların dünyadan haberi yok... İşin tuhafı, bu önemli gelişmeyi Yeni Binyıl da atlamış! Hem de Dinç Bilgin gazetenin künyesine çoktan kurulduğu halde. (Ben bu satırları yazarken Yeni Binyıl'ın kapatıldığı haberi geldi. "Eve dönüş" haberinin Yeni Binyıl'da yer almamasının nedeni bir gün önceden belli olan bu "Evden kovuluş" kararı olmasın?)

Şimdi Yeni Şafak'a övgünün sırası geldi sanırım. 8 Ocak Pazartesi günü en şanslı okurlar Yeni Şafak okurlarıydı. Güngör Mengi'nin "Bu anlaşmalara taraf olan grupları bir-iki gün içinde açıklayacak duruma geleceğiz" diye yazdığı bir günde Yeni Şafak, Bilgin'in yeni ortağının Aydın Doğan olduğunu duyuruyordu. Yeni ortaklar arasında İş Bankası'nın olabileceği de hatırlatılmıştı. Taha Kıvanç'ın "Sanki Peleponnes Savaşı" başlıklı yorumuysa tek başına büyük bir "haber" niteliğindeydi. Olup bitenlerin okurlardan sır gibi saklandığı bir günde medyanın olması gereken işlevini sadece Yeni Şafak üstlenmişti.

Yeni Şafak'ın üstlendiği bu rol ne kadar övülse azdır. Yeni Şafak'ın giderek bambaşka (yani tamamen "hür" olarak) bir haber ve yorum kanalı olacağına doğrusu artık ben de inanmaya başladım!