YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan
Bilişim'den

  Arşivden Arama

 

 

Elbe'den dönen Napoleon

Sabah darbesi yaşanan pazar gününü yazı işlerinde geçirenler yönetime egemen olan neşeden şaşkınlığa düşmüşler... Yönetici, alkışlar eşliğinde salona girmiş ve muzaffer bir komutan edasıyla, "Çok daha önce yapmamız gerekeni neyse ki bugün başardık" demiş...

Hayır, alkışlı zafer töreni 'kurtarılan' Sabah gazetesinde geçmedi. İnanmayacaksınız, ama Sabah'taki saray darbesi Hürriyet'i neşelendirdi. Pazar günü, öğle saatlerinde, Hürriyet'in yazı işleri toplantısı son zamanların en hoş atmosferinde geçti. Ertuğrul Özkök kısa bir konuşma yapıp Sabah'ta o gün yaşanacakları arkadaşlarına açıkladı ve müthiş bir alkış aldı. Statükocular, "Oh, nihayet, Türkiye bütünüyle bizim" diye mırıldandılar; ülke medyasının tek bir grubun ezici egemenliğine geçmesinden rahatsızlık duyanların diş gıcırtıları ise benim bulunduğum yere kadar ulaştı...

Napoleon'un Elbe Adası'ndan Paris'e dönüşü hissini uyandırmasını bekleyebileceğiniz Dinç Bilgin'in Nişantaşı'ndaki Sabah binasına gelişi ise, orada fazla bir gürültüyle karşılanmadı. Dinç Bey tantanayı sevmez; o sebeple içeriye sessizce süzüldü ve kendisine yakın bildiklerini çağırarak, "Burası artık bizim" mesajını verdi. Maaş alamayan çalışanların "Hangi parayla?" diye soracaklarını tahmin ettiği için de, "Kuvvetli destekçilerimiz var" demeyi ihmal etmedi. Anlatımından, en büyük dostluğu Aydın Doğan'dan gördüğünü anladılar. Bir şeyi daha: Dinç Bilgin bir büyük medya-banka konsorsiyumu adına dönmüştü...

Bu işten yakasını sıyırmak için adaklar adayan Turgay Ciner'in elindeki yüzde 50 pay ile borsada işlem gören hisse senetleri toplandığında, grubun yüzde 70'i konsorsiyumun eline geçmiş olacak. Bu da, nereden bakarsanız, Türk medyasının yüzde 80'inden fazlası demek. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmediği (ve görülmesine izin verilmediği) kadar, medya, tek bir elde toplanıyor Türkiye'de... Aydın Doğan, ilk kez, üç yıl önce, Ankara'daki devlet protokolü önünde ilân edilen "İmparator" sıfatını hakkıyla taşır bir konuma yükseliyor böylece...

Bu operasyonun tam göbeğinde İş Bankası bulunuyor. İş Bankası kamunun değil, ama devletle içiçe. Atatürk'ün koyduğu sermaye sebebiyle kuruluşundan beri böyle bu. Olağanüstü dönemlerde, bazı mali operasyonlar, devlet ortada görünmeksizin, İş Bankası eliyle gerçekleştirilirdi. Son zamanlarda biraz daha ön plana çıktı banka ve özelleştirme ihalelerinde başrol oynamaya başladı. Petrol Ofisi (POAŞ) özelleştirmesinde Aydın Doğan ile ortak; üçüncü GSM ihalesini ise Telekom İtalia ile birlikte aldı. GSM işinde Aydın Doğan görünmüyor, ama medya çevrelerinde, ısrarla, "Doğan da o işe ortak" deniliyor; hissesi yüzde 7 imiş... Bu kadar büyük bir işte 'gizli ortak' olunabilirmiş gibi...

Esas Telekom ihalesine de İş Bankası itilmek istendi; ama "Biraz garip kaçmaz mı?" sorusu ısrar sahiplerini tereddüde sevketti. Yabancıların merakla beklediği Telekom ihalesine girmeyecek İş Bankası; bilenler, "Telekom OYAK'a gidecek" diyorlar... Aydın Bey'in OYAK ile bir irtibatı var mı, bilemiyorum...

Bir gözlemci, -hislerini, "Hey koca Dinç Bilgin, sen bu hallere de mi düşecektin!" cümlesiyle aktardı. Sabah Grubu'ndaki sessizliğin ardında da, zamanında etrafta uçuşan tozlardan bile kendini sorumlu tutan Dinç Bey'in sergilediği çaresizlik yatıyormuş... Etibank'la düştüğü zor durumdan kurtulmak üzere devreye soktuğu Turgay Ciner ve M. Emin Karamehmet'le imzaladığı protokolü yırtıp atması neyse de, bunu ezeli rakibi ve daha düne kadar gazetelerinde aleyhte yayınlar yapan Aydın Doğan adına gerçekleştiriyor olması, anladığım kadarıyla, burukluğun sebebi. Sabahçılar, "Aydın Doğan, bizi, yaşatmak için mi, yoksa öldürmek için mi istiyor?" sorusunu soruyor... Bir dostum, operasyonun, grup gazeteleri ve dergilerinden bazılarını kapatmayla başlar ve Kanal-6 irtibatını koparmayla gelişirse hiç hayret etmeyeceğini söyledi bana... Dün, kulisler, "Yeni Binyıl kapanmış" haberiyle çınlarken dostumun sözleri geldi aklıma.

Olayı Ankara'dan izleyenlerin en çok merak ettiği operasyona hükümetin nasıl baktığı... Etibank yüzünden Dinç Bilgin'in Türkiye'deki bütün malvarlığı ihtiyati tedbir altında olduğu için, medya grubu, ancak Bankacılık Üst Kurulu "Olur" derse el değiştirebiliyor. Sabah başyazarı Güngör Mengi ve yönetmeni Tayfun Devecioğlu geçen haftanın önemli bir bölümünü Ankara'da geçirdiler. Siyasilerle ve Bankacılık Üst Kurulu başkanı Zekeriya Temizel ile görüştüklerini biliyorum. Temizel'in, şakayla karışık, "Siz en iyisi kendinize çalışacak başka gazete arayın" dediğini duymuştum; ziyaretçileri, o şakayı, "Siz en iyisi eski patronunuza dönün" biçiminde anlamış olmalılar...

"Ne güzel memleket" deriz ya biraz târiz kokan bir edayla, işte Türkiye o anlamda "Ne güzel memleket" haline geldi. İş Bankası, aç gözlü bankacıların zorladığı bankalar operasyonlarının da yardımıyla, mali sektörde üstünlüğü eline geçirdi; bununla yetinmeyip özelleştirmeden en değerli parçaları da başkalarına kaptırmadı... Yanına ortak aldığı Aydın Doğan ise, İş Bankası destekli son operasyonla, medyanın 'tartışılmaz imparatoru' oldu... Sabah'ın başında da kredi kartları bile ellerinden alınmış patronlar var...

"Napoleon Elbe'den dönüyor" denildiğinde İngilizler de sevinmiş midir acaba?


9 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Taha KIVANÇ

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...