YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Diyarbakır'dan Hendek'e...

Şu sıralar, Gideon'un Casusları isimli kitabı okuyorum. Mossad'ı anlatıyor ve Mossad'ın suikastlerini... Hemen hepsinde "kalleşlik" yani "hile ve düzen" var. Hedef ismi izleyeceksiniz, programını belirleyeceksiniz, en güçlü silâhlarla donanacaksınız ve hedefin bulunabileceği en zayıf noktada pusuya yatıp vuracaksınız. Her istihbarat kuruluşu, ya da suikastçi örgüt de böyle yapar kuşkusuz.

Bundan kim korunabilir? Hep düşünmüşümdür, kalleşliğe karşı tedbir yok. Onun için Gaffar Okkan'ın halk içine tedbirsizce girmesini, insanlarla oturup kahve sohbeti yapmasını, otomobilinin zırhlı olmamasını çok yadırgamamak gerekiyor. Bir Emniyetçi de, ne kadar tedbir alsa da kalleşliğe karşı tedbirin sınırlı etkisini bilir. Onun için hep biraz, kelle koltukta, hep biraz mütevekkil yaşar.

Gaffar Okkan, kalleş bir suikaste kurban gitti. 5 genç arkadaşı ile... Diyarbakır'da... Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Böyle bir suikasti bekliyordu, listelerin başında olduğunu biliyordu, buna rağmen zırhlı aracını kullanmıyordu, yani tevekkülden başka seçeneği yoktu.

Gaffar Okkan genç yaşında hayata veda etti. Ama onu, Diyarbakır gibi, bir dönem terör ve gerilimin kol gezdiği şehirde farklı kılan bir çizgisi oldu. Bu çizginin bir kere daha altının çizilmesi gerekir onu uğurlarken... Bir insanı, bu dünyadan göçtükten sonra ödüllendirmek mümkünse, hizmetini hatırlamakla olur bu...

Ateş düştüğü yeri yakar mutlaka. Onun için Gaffar Okkan'a ve arkadaşlarına en derin en acılı ağıtı ana-babaları, eş ve çocukları yakacaktır. Ama bugün Gaffar Okkan'a tüm Diyarbakır ağlıyor. "Babam için ağlamadım, nenem için ağlamadım, ama Gaffar için ağladım" diyordu insanlar.... İşte bunun altı çizilmeli.

Bir Emniyetçiye ağlıyor Diyarbakır... Binler, onbinler halinde... İşi güvenlik olan, sırf bu sebeple biraz çatık kaşlı olması gereken, sırf bu sebeple, birileri ile çatışması kaçınılmaz olan bir insana ağlıyor. Hendek'li Gaffar Okkan'a Diyarbakır'lı gençler, yaşlılar ağlıyor. "Babamızı kaybettik" diye çığlık atıyor insanlar... Resmi bir uğurlama değil Gaffar Okkan'a yapılan, sadece polisler, askerler selâm durmuyor Gaffar Okkan'a... Diyarbakır'ın yüzleri sıcaktan-soğuktan kavrulmuş sokak çocukları, pos bıyıklı delikanlıları, poşulu yaşlıları, beyaz başörtülü anneleri Fatihalar okuyor ardından... Onbinlerce insan, Diyarbakır müftüsünün "helallik isteği"ne "Hakkımız helâl olsun" diye cevap veriyor...

Bir sırrı var bu görüntünün...

- "Sokak çocukları benim çocuğum" demiş bu Emniyet Müdürü... Onlara her sabah çorba içirmiş.

-Kahvehanelerde oturup çay içmiş, muhabbet etmiş Diyarbakır'ın işsizleri ile... Terörün savurduğu ailelerin Diyarbakır'daki acısına ortak olmaya çalışmış...

-Faili meçhullerin üzerine gitmiş... Halka kötü muamele yapan güvenlik görevlilerine fırsat vermemiş.

- "Ben halkın arasında serbestçe gezmezsem, halk nasıl sokağa çıksın?" diye söylüyormuş, sokakta tedbirsiz dolaşmasını sakıncalı bulunlara...

Gaffar Okkan'da ne buldu Türkiye, ne buldu Diyarbakır, ya da bölgenin gönlü yıkık insanı?

"Terörle mücadelenin sosyal boyutu"nu arıyordu Türkiye uzun zamandır...

Devlet adına gösterilecek "Şefkat boyutu" idi bu... "Biz sizi seviyoruz, size hizmet için buradayız" diyecek bir duyarlılıktı.

Gaffar Okkan'da onu buldu bölge insanı... Bu yüzden ona sarıldı. Onu sevdi. Onu kendinden ayrı görmedi...

Halkla böylesine kaynaşmış bir insanın, yine bölgede teröre kurban gitmesi paradoks gibi görünüyor. Burada terörün hangi fikrî (?) zemine oturursa otursun ne kadar halka yabancılaşmış bir sürece girdiğini not etmek lâzım.

Suikastin arkasında kim var, şu an bilinmiyor... Henüz üstlenen bir grup yok. Kim olursa olsun, bu çizginin Türkiye dostu olmadığını söylemek mümkün. Türkiye şu sıralar, dışardan Türkiye'ye girmeyi planlayan bir terör grubuna karşı teyakkuz halinde idi. Bu, ülkemizde terörün, nasıl bir istikrarsızlık üretimi için kullanıldığının işareti olarak da değerlendirilebilir. Dolayısıyla içerde kotarıldığı zannedilen terör eylemlerinin bile, uluslararası örgütlerle bağlantıları her zaman gündemde tutulması gereken bir husustur. Uluslararası arenaya çıkıldığında ise, kimin eli kimin cebinde, gerçekten tesbit etmek kolay değil.

Bugün Gaffar Okkan için Hendek'te cenaze namazı kılınacak. Yani Diyarbakır'lıların gözyaşı ile Hendek'lilerin göz yaşı buluşacak. Türkiye'nin Doğusu, Batısı, Kuzeyi, Güneyi gözyaşında buluşacak. Bu da anlamlı ama, gayretlerin bu ortak gözyaşlarını dindirmek, ortak sevinçler üretmek için yoğunlaşması daha anlamlı olmalıdır.


26 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...