YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Akl-ı selimin rehberliğine duyulan ihtiyaç

Diyarbakır'daki menfur saldırının bir terör grubunun intikam saldırısı mı, yoksa Türk toplumunun muhtelif katmanları arasındaki yumuşamayı berhava etmeye yönelik taktik bir hareket mi olduğu konusunda, şu aşamada kesin bir söz söylenemez. Ancak çoğu kere yumuşama teşebbüslerinin provokatif bir eylemle kesildiği düşünülürse bu saldırının böyle bir amacı olduğu düşünülebilir. Böyle olmasa bile dikkatli davranılmazsa bu sonucu doğurabilir. Çünkü bu tür eylemlerle ateşin yükseltildiği ortamlarda soğukkanlı düşünmek ve aklı selimin rehberliğinde kararlar almak her zamankinden daha zordur.

Ancak yine de şunu düşünmek mecburiyetindeyiz: Üst kimliği koruyabilmek ve Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü sağlamak için takip edilmesi gereken en akıllıca yol hangisidir? Bunun yolu, alt kimliği koruma taleplerini ülkenin birlik ve bütünlüğüyle uyumlu bir şekle sokarak karşılamak mı, yoksa bütünüyle görmezlikten gelmek ve burun sürtmeyi tek çıkar yol kabul etmek mi?

Bu konuda önümüzde dikkate değer bir örnek var: Yahudiler. Kabul etmek gerekir ki Yahudiler yüzlerce seneden beri dünyanın her yerinde azınlık statüsünde yaşamayı ve buna rağmen içinde yaşadıkları toplumlarda erimeyip varlıklarını sürdürmeyi başarmış bir millet. Açıkca itiraf etmeseler de bunu Yahudiliği bir üst kimlik olarak kabul edip, onu korumaya verdikleri öneme borçlular. Ancak şimdi tarih boyunca en rahat oldukları bir dönemde ve en fazla söz sahibi bulundukları bir ülkede varlıklarının erime tehlikesiyle karşı karşıyalar: ABD'de.

Evet yanlış okumadınız, Yahudiler'in küçümsenmeyecek bir kısmı en etkili oldukları bir ülkede, ABD'de Amerikan vatandaşlığı dışında bir üst kimlik taşımanın, daha açık bir ifadeyle Yahudiliği bir üst kimlik olarak muhafaza etmenin gereksiz olduğunu düşünüyorlar. Sinagoglara bağlı Yahudi sayısında büyük düşüş var. Dahası küçümsenmeyecek sayıda Yahudi ailesinde veya ebeveyinlerinden birisi Yahudi olan olan ailelerde kendilerini Yahudi olarak değil, Hristiyan olarak tanımlayan çocuklar yetişiyor. Bu nasıl oldu?

Yahudiler Amerikan toplumunda temel hak ve hürriyetler konusunda problem yaşamayıp, birçok alanda ve özellikle ekonomik alanda her türlü imkandan yararlandıkça Yahudiliği bir üst kimlik olarak koruma konusundaki asırların getirdiği anlayıştan uzaklaşmaya başladılar. Amerikan vatandaşı olmak onlar için daha anlamlı olmaya başladı. Bu onların içinde yaşadıkları topluma yönelik dirençlerini azalttı. Öte yandan anti-semitizmin azalması, Hristiyan ve Yahudi gurupları arasında buzların erimesine yol açtı. Ve Yahudiler arasında gittikçe artan oranda karma evlilikler ortaya çıkmaya başladı. Bu karma evliliklerden doğan çocuklar çoğu kere kendilerini azınlığın dini olan Yahudi olarak değil, çoğunluğun dini olan Hristiyan olarak tanıtmaya başladılar. Bunun sonucu olarak 6.8 milyon nüfusları şimdilerde 5 milyon civarına düştü. Amerikan toplumundaki oranları da %3.8'den kendilerinin de tehlike sınırı olarak öngördükleri %2 sınırına geriledi. Şimdilerde bu geri gidişi önlemenin yollarını aramakla meşguller. [Bu konuda Elliott Abrams'ın Faith or Fear, How Jews Can Survive in a Christian America isimli eseri (The Free Press 1997) dikkate değer rakamlar ve bilgiler içeriyor.]

Yahudiler'in en müreffeh oldukları bir dönemde en etkili oldukları bir ülkede erime tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaları bir tezat gibi görünse de sosyal gelişmelerin kanununa uygun. Baskıya maruz kalan azınlık grupları daha bir direnç kazanıyor, kimliklerini korumaya daha fazla önem veriyorlar. Hürriyetçi ortamlar ise tam tersine hakim kültürün gelişmesini ve egemenlik alanını genişletmesi sonucunu doğuruyor.

Türkiye bir taraftan teröre karşı etkin önlemler alırken diğer taraftan da terörün dayandığı sosyal tabanı rahatlatmaya yönelik akl-ı selimin ışığında tedbirler geliştirmek zorunda. Ülkenin birlik ve beraberliğini istemek yetmez, bunun nasıl sağlanacağını bilmek de önemli. Bu tür olaylarda provokasyonlara mağlup olup kristal dükkanına giren fil zarafetiyle davranmak her şeyden önce Türkiye'ye zarar verir. Amerikan Yahudileri örneğinden alınacak dersler olduğunu düşünüyorum.


26 OCAK 2001


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...