T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Hz. Zülküf'ün kabri bulundu

Bitlis'in Mircatlı Mezarlığında yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkarılan bir mezarın, 3 bin yıl önce yaşayan Zülküf Peygamber'e ait olduğu anlaşıldı.

Zülküf Peygamber'in kabri, Bitlis'in Zeydan Mahallesi'ndeki Mircatlı Mezarlığı'nda bulundu. Araştırmacı-yazar ve Bitlis Meslek Yüksek Okulu (MYO) Öğretim Görevlisi Törehan Serdar'ın çalışmaları ile ortaya çıkaralan mezarın, 3 bin yıl önce yaşayan Zülküf Peygamber'e ait olduğu anlaşıldı. Halk arasında asırlardır dilden dile aktarılan, Bitlis'te bir peygamberin yaşadığı ve mezarının bulunduğu söylentileri, bulunan mezar ile gerçek oldu. Öğretim görevlisi Törehan Serdar'ın incelemeleri sonucu, eski mezar taşında mezarın kim tarafından, kaç yılında yapıldığı ve kabirde yatanın kim olduğunun yazıldığı belirlendi.

Mana taşında yazılanlara göre; mezarın 730 yıl önce ismi tam okunmayan biri tarafından yapıldığı ve kabirde yatanın ise Zülküf Peygamber olduğunun yazıldığını belirten Serdar, "Bilindiği gibi peygamberlerin bir çoğu Mezopotamya denilen bu bölgelerde yaşamıştır. Asırlardan beri de dilden dile Bitlis'te bir peygamberin yaşadığı ve mezarının olduğu aktarılagelmiştir. Şu an Zülküf Peygamber'in kabrinin bir yerde bulunduğuna dair bir kaynak yok. Ayrıca bu mezarın mana taşında yazılanlarda gösteriyor ki, bu kabirde yatan Zülküf Peygamber'dir" dedi.

Kitabe ve sandukaları talan edilmiş

Bitlis'in Mircatlı Mezarlığı'nda bulunan Zülküf Peygamber'e ait mezarın, kitabe ve sanduka kısmının defineciler tarafından talan edildiğini, bunun üzerine vatandaşların imkanları ile mezarın mermer yapılarak ayakta tutulmaya çalışlıdığını anlatan Törehan Serdar "Mezar bakımsızlıktan yok olmaya yüz tutmuş. Bırakın bir peygamber mezarına, normal vatandaş mezarlarına bile bu kadar ilgisiz kalınmaz. Buna acilen bir çözüm bulunmalı. Bir peygamber mezarının bu halde olmaması gerekiyor. Tarih ve kültür değerlerimize sahip çıkamıyoruz. Bu mezar başka illerde olsaydı şimdiye kadar gün yüzüne çıkar, gereken önem de verilirdi. Geç de olsa en azından buraya bir türbe yapılmalı, o da yapılmıyorsa demir parmaklıklarla mezarın art niyetli insanlardan korunması gerekir" diye konuştu.

 
Dondurma üstü az isot!
Şanlıurfalılar, lezzet katması için kebap ve çiğköftede kullandıkları isotu şimdi de serinlemek için yedikleri dondurmanın üstünde de kullanıyorlar. Şanlıurfalılar canları gibi sevdikleri isotu şimdi de serinlemek için yedikleri dondurmada kullanıyorlar. Şanlıurfalılar'ın yemeklerinin vazgeçilmez baharatı olan isotun dondurmada kullanılması çok tuhafınıza gitmesin. Çünkü Şanlıurfalılar isota o kadar alışmışlar ki "Biz isotla yatıyoruz isotla kalkıyoruz" diyorlar. İşte bu yolla hareket eden dondurma ustası Said Karataş bir ilki gerçekleştirerek isotu dondurmada kullanmaya karar vermiş. Bu atılımını hayata geçiren dondurma ustası Said Karataş gerek Şanlıurfa'da gerekse de tüm dünyada bu hakkın kendisine ait olduğunu belgeleyen "İsotlu Dondurma" patentini de almayı unutmamış. İşyerinin kutsal mekan sayılan Hz. İbrahim mekanına, Balıklıgöl'e yakın olduğundan dolayı bir- çok yerli ve yabancı turistin uğrak merkezi olduğunu belirten dondurma ustası isotlu dondurmaya büyük ilgi olduğunu belirtti. Yaşları 10 ila 12'yi bulan çocukların izdiham meydana getirdiği dükkân önünde dondurma külahını eline alan çocuklar isot kasesine dondurmalarını batırıyorlar.

29 Temmuz 2001
Pazar
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED