T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Aydın Doğan'dan 2'nci mektup geldi

Sayın okurlarım hatırlayacaklardır..

"Milliyet"i eleştiren bir yazım üzerine, Aydın Doğan bir mektup göndermişti. Ve ben bu mektubu, kelimesine dokunmadan sütûnuma koymuştum..

Ertesi gün de, Aydın Doğan'ın mektubu üzerindeki görüşlerimi yazmıştım bu sütûnlarda..

Özetle şunları söylemiştim..

-Köşe yazılarında ve haberlerde, hakaret ve iftiraya yönelmek, bizim mesleği aşağıya çeker.

-Doğan Grubu gazetelerinde, ben ve ailem, defalarca iftiralara, hakaretlere hedef olduk..

-Nazlı Ilıcak'ın kızı Aslı'nın evliliğini sabote etmeyi amaçlayan haberler meslek-içi bir gerginliği, topyekûn bir savaş gibi alıp, çoluk-çocuk herkesi bitirmek anlamına gelmez mi?

Bu görüşlerimi yazarken, tabii ki Aydın Doğan'ın bir köşe-yazarı, bir yazı işleri müdürü, bir haberci olmadığının bilincindeydim.

Ama "medya sermayesinin ilkeleri ve sorumluluğu" açısından, bu konuları hatırlatmak gereğini hissetmiştim.

Sayın Doğan, bu olayın bilinci içinde, yeniden bir mektup gönderdi bana.. Bunu da, yedi cümlesi dışında, aynen yayınlıyorum..

Söz konusu cümlelerde Nazlı Ilıcak hakkındaki mesleki ve bireysel eleştirileri var.. Bu tür bir eleştiriyi, bana değil Nazlı Ilıcak'a göndermesi daha doğru olur diye düşünüyorum..

Ama neticede Sayın Aydın Doğan'a, teşekkür ediyorum.. "Basın ahlakı" ve "sorumlu gazetecilik" gibi konuları Aydın Doğan da tartıştıkça, bunlar, "kurallara uymayanlar"ı mutlaka etkileyecektir..

Mesela, Hülya Avşar'ın eşi Kaya Çilingiroğlu'ndan ayrılması için gösterilen çabaların, "gazetecilik" değil "kötü niyetli paparazzilik" olduğunu, herkes anlayacaktır..

Doğan Grubu gazetelerinde kalitesizliğin, hakaretin, iftiranın "ayıp" sayılması, tüm medyaya yarar sağlayacaktır..

2'NCİ MEKTUP

"Aileler hedef alınmamalıdır!"

Sayın Mehmet Barlas.

Size iki gün içinde ikinci bir mektup yazmak, belki cevap hakkının istismarı anlamına gelebilir.

Ancak bugünkü yazınızda, çok hassas olduğum bir konuda eleştiri getirdiğiniz için yazmam, ihtiyacın ötesinde şahsi bir zorunluluk haline geldi.

Çünkü eleştiriniz Nazlı Ilıcak'ın kızı ile ilgiliydi.

Aslı Ilıcak benim kızım Hanzade'nin çocukluk arkadaşı, güzel bir genç kızdır. Şimdiye kadar hiçbir kötü halini duymadım. İnşallah nişanlı olduğu gençle evlenir ve mutlu olur.

Sayın Barlas, ben hayatımın hiçbir döneminde hiç kimsenin çocuğu ile özel olarak uğraşmadım.

Tansu Çiller, Sultanahmet Meydanı'nda seçim kürsüsünden bana yalan ve iftira yağdırdığı zaman bile (ki bu iftiraları yüzünden haklı olduğum için epeyce tazminat kazandım) çocukları ile uğraşmamaları için talimat verdim.

Belki bunu sansür olarak kabul edebilirsiniz. Çünkü dünyanın bir çok ülkesinde başbakanların, başkanların çocukları haber konusudur.

Dönemin Başbakanı Çiller'in çocuklarının yanlış hareketlerinin de haber olması doğal karşılanmalıydı.

Ama ben, bu evrensel yayıncılık anlayışına rağmen, çocukları ile ilgili haberlerin en aza indirilmesi için çaba harcadım.

Aynı şekilde geçmişte, sizin kızınız ile ilgili yayınlanmış birkaç haber de beni çok üzmüş ve arkadaşları uyarmıştım.

Dinç Bilgin'le zaman zaman çok sert mücadelelerimiz olmuştur.

Ama yayınlarda, ne çocukları ne de ailesi ile ilgili hiç bir zaman hedef olmamıştır.

Şunu çok iyi bilmenizi istiyorum.

Benim de çocuklarım var. Onlar benim için ne ise, herkesin çocukları da onlar için aynıdır. Zaten bir husumet neticesinde herhangi bir insanla veya kurumla uğraşmak, ne şahsi ahlakımıza, ne de meslek ahlakımıza uygun düşer.

Nazlı Ilıcak'a gelince.

Benim Nazlı Ilıcak'la ne bir polemiğim ne de kavgam olabilir.

Polemik ve kavga, elinde kalem olan insanlar arasında olur. Yani köşe yazarları zaman zaman birbirleri ile polemiğe girerler. Ben köşe yazarı değilim ki polemiğe gireyim. Bunun örneklerini hem geçmişte, hem günümüzde görüyoruz.

Ama mektubun asıl nedeni, küçüklüğünden beri tanıdığım genç bir kızla ilgili eleştirinizdi.

Yazınızdan sonra bunu tetkik ettim. Bana söylediklerine göre Aslı Ilıcak'ın evliliği ile ilgili haber önce Show TV ve atv'de çıkmış.

Bizim gazetelerde ise daha sonra yayınlanmış. Ayrıca bizim grubumuz dışındaki bazı gazetelerde de yayınlanmış.

Dolayısıyla bu eleştiri, bizim "Özel bir kastımızla ilgili" olamaz diye düşünüyorum.

En iyi dileklerimle.

Aydın DOĞAN

TAYYİP KORKUSU

Nato kafa, nato mermer!..

Bizim belirli kesimlerin mantığı ters çalışıyor.

Belli ki, Tayyip Erdoğan'ın "yenilikçi" hareketi, seçmenin ilgisini çekecek.

Bu arada bazılarının Tayyip Erdoğan'ı beğenmedikleri, bazılarının da korktukları kesin..

Buna karşı, "normal mantık" neyi gerektirir?

Tayyip Erdoğan karşısında ona yakın güçte bir hareket oluşturursun veya mevcut "güçsüzler"den bazılarını güçlendirirsin..

Örneğin belli ki, önümüzdeki kongrede Mesut Yılmaz yine ANAP'ın başında kalırsa, ANAP seçmen katında dibe vuracak..

Mesut Yılmaz'ın seçilmemesi için uğraşır ve mesela Lütfullah Kayalar'ı desteklersin..

Böyle birşey olur ve Kayalar ANAP'ın başına gelirse, ANAP'ın, "Yenilikçiler"e taban ve seçmen kaptırmayacağı kesinleşir..

Ya da Besim Tibuk'un "Liberal Demokrat Partisi"ni güçlendirmeye çalışırsın..

Ama bizim ters mantıklılar, Mesut Yılmaz'ı, Bülent Ecevit'i kollayıp, Tayyip Erdoğan'ı "28 Şubatçı sorular"la sıkıştırmayı yeğ tutuyorlar.

Bu da Erdoğan'ı güçlendiriyor.

Tantan'ı yiyen ve Mesut Yılmaz'ın önüne atan kelle avcılarının her hamlesi "Yenilikçiler"in gücüne güç katıyor..

Bu ters mantıklıların bir hayali de, Kemal Derviş'i, Tayyip Erdoğan karşısında siyasete sokmak..

Kim destekleyecek Derviş'i?..

TÜSİAD mı? Sanayi odaları mı?

İçi boşalmış bankacılık sistemi mi?

Memur mu, işçi mi, esnaf mı, köylü mü?

Ah bu kafa yok mu?

"Tayyip geliyor" korkusu, bazılarını yine, "bu demokrasi bize uygun değil" çizgisine çekmek üzere..


29 Temmuz 2001
Pazar
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED