Geçen hafta, pazar günü Çorum'da katılmam gereken 2 düğün vardı. Biri Çorum Belediye Başkanı Prof. Dr. Arif Ersoy'un oğlu, diğeri dostlarımızdan Şuayb Güney'in kızının düğünüydü.

Arif Ersoy, Çorum'a bir bakıma hapsedilmiş değerli bir ilim ve fikir adamı. İlmiyle ve fikriyle bütün Türkiye'ye hatta dünyaya faydalı olacak bir değerin, küçük bir şehire mahkum edilmesi bence çok büyük bir haksızlık.

Maalesef siyasetçiler bunu yapıyorlar!

Arif Bey'le düğün öncesi makamında oturduk son gelişmeleri değerlendirdik. Basına yansıdığı üzere, yenilikçilerle gelenekçilerin birleştirilmesi için yapılan teşebbüslere Arif Bey öncülük etmişti. Camia içinde saygın bir yeri olduğu için birlik görüşmelerinde ilgili heyete başkanlık etmişti. Bu konudaki gelişmeleri birinci ağızdan dinledim.

Arif Bey'e her iki taraftan da davet vardı. O ise iki tarafa da değer veriyor kimseyi darıltmak istemiyordu. İtidalli idi. Arif Bey sıradan bir başkan değildi. Türkiye'ye vereceği çok şey vardı. Bu aşamadan sonra siyasete nerede devam edeceğini sorguluyordu. İstişare ediyordu. Benim de fikrimi almak istiyordu. Konuştuk. Prensipleri ve ilkeleri olan dürüst bir siyaset ve ilim adamına ne söylenmesi gerekiyorsa onu söyledim.

Arif Bey önemli bir isimdi. Kurulan Saadet Partisi onu önemsiyordu. Bu münasebetle de ilk çıkarmayı Çorum'a yapmayı kararlaştırmışlardı. Biz Arif Bey'le konuşurken SP Genel Başkanı ve refakat eden heyetin yaklaştığı haberi geldi.

Arif Bey heyeti karşıladı. SP Genel Başkanı Recai Kutan, milletvekilleri Oğuzhan Asiltürk, Yasin Hatipoğlu, Mehmet Batuk ve diğerleriyle Arif Bey'in makam odasında karşılaştık. Basın mensupları doldurdu odayı ve SP Genel Başkanı o akşam televizyonlarda seyrettiğiniz açıklamasını yaptı. Tabii geçen hafta yazdığım gibi medyanın ilgisi yenilikçi-gelenekçi ayrışmasınaydı. Recai Bey dünya tatlısı bir insan. Yenilikçilerin yıllarca beraber olduklarını değerli arkadaşlardan teşekkül ettiğini söyleyerek büyüklük gösterdi. Ama daha sonra onların yanlış yaptığını anlatarak büyüklüğüne gölge düşürmesine ben şahsen üzüldüm.

Düğünde unutulmaya yüz tutan bir diğer ilim adamı siyasetçi olan Şükrü Karatepe ile buluştuk. Aynı masayı paylaştık. Şükrü Bey de Arif Bey gibi hem ilim hem fikir adamı ve bu camia içinde en demokrat görüntü veren bir başkan. Makaleleri, hatta kitapları onun bu camiaya ufuk açan fikirleriyle doludur. Onun bu değerli fikirlerini kamuoyuna yaymaya çalışanlardan biri de bendim. Yörünge dergisinde fikirlerine genişçe yer verirdim. Eski günleri andık ve mevcut durumu konuştuk.

Kayseri gibi bir şehirde büyükşehir belediye başkanlığı yapıp da haram paraya el uzatmamış, meşhur mahkumiyeti zamanında sıkıntı çekmiş dürüst bir insan Şükrü Karatepe. Onun da Türkiye'ye vereceği çok şey var ama burası Türkiye. Tıpkı Nazlı Ilıcak hanımın laiklik karşıtı odak olma gerekçesiyle siyasetten yasaklandığı gibi Karatepe dostum da siyasetten yasaklı.

Uzatmayalım Şükrü Bey'le de saatlerce konuştuk.

Arif Bey'in düğününde sadece gelenekçiler vardı. Nikah şahitliğini SP Genel Başkanı Recai Kutan Bey yaptı. Yenilikçiler neden yoktu diye soran hatta sorgulayan gazeteciler çıktı. Durum Şuayb Güney'in düğününde vuzuha kavuştu. Meğer Bülent Arınç Bey bu düğüne katılmak üzere hazırlanmış ama Hendek Belediyesi büyük bir toplantı tertip ettiği için Bülent Bey'i oraya götürmüşler. Bülent Bey düğünde yaptığı bir konuşma ile konuya açıklık getirme ihtiyacı hissetti. İkinci düğünde çok güzel bir manzaraya şahit olduk. Gelenekçi Yasin Hatipoğlu ile Yenilikçi Bülent Arınç yanyana oturmuşlardı.

Ben düğünlerden sonra Tokat, Sivas, Malatya, K.Maraş, Adana yolunu takip ederek buralardaki Yeni Şafak temsilcilerini de ziyaret ve teftiş ederek Alanya'ya geçtim. Konaklı'da dinlenmek istedim ama telefonlar susmadığı için burada da çalışmaya devam ettim.

Konaklı'ya 26 km. uzakta Güzelbağ adında bir dağ kasabasından bahsetmek istiyordum ama yerim kalmadı. Cuma namazı için farklılık olsun diye çıktığım bu güzel kasaba beni çok etkiledi. Yolu düşenlere tavsiye ederim.

RESUL TOSUN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu