T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Komik bir yazı daha

İşe bakın siz; geçen hafta "Aklımı kaçırmadım herhalde" (25 Temmuz 2001) başlıklı Kulis'i yazarken, Aydın Doğan da, benim bir yazımdan 'komik' diye söz ettiği Mehmet Barlas'a cevabını kaleme alıyormuş... Ben ona gülüyorum, o bana gülüyor... Hem de aynı gün...

Aydın Bey, yazımı neden 'komik' bulduğunu cevabında şöyle özetliyor: "Yaysat Dağıtım Şirketi için 'tekelci dağıtım şirketi' ifadesini kullanıyor. Gülüyorum. Ne diyeyim. Bunları yazdığı gazeteyi de benim şirketim dağıtıyor."

Bu cümleyi okuyunca aldı mı beni bir gülme... Türkiye'nin en büyük medya patronu, 'tekel' sözcüğünün anlamını herhalde bilir; o halde "Bunları yazdığı gazeteyi de benim şirketim dağıtıyor" cümlesiyle dağıtımda 'tekel' yapılanması olduğunu itiraf etmiş olmuyor mu?

Demek ki, Aydın Doğan'ın etrafında 'komik' bir şeyler aradığı günmüş o gün... Yoksa, bu kadar ciddi bir konuda, dünya âlemin bildiği bir gerçeğin itirafı için, benim o mâsum yazımı vesile etmezdi... Milliyet'te mizah yazıları yazan Gani Müjde yazısına müdahale edildiği için gazetesinden ayrılmasaydı, o gün okuyacak daha 'komik' bir şey bulacağından, benim yazımı ciddiye alacaktı Aydın Doğan...

Ekonomi kitapları, 'vahşi kapitalizm' denilen kavramı neredeyse tek bir maddeyle özetler: Dağıtımda da tekel... Üretimde tekel ve kartele bazı özel şartlarda göz yumulabileceğini savunur kapitalist yazarlar, ancak dağıtım kanallarında tekel oluşturulması, kapitalizmi savunanlar tarafından bile, 'asla cevaz verilemez' bir büyük sapma kabul edilir. UPS dağırım şirketi fazla büyümeye başlamışsa alternatifi DHL'e destek verilir. Dağıtım alanında çalışan şirket sayısını 1'e indirmek kapitalizmde bile 'günah' kabul edilir...

Türkiye'de gazete ve dergi dağıtımında bugün tek bir şirket egemen: Yay-Sat... Sabah Grubu'na ait BBD çoktandır piyasadan çekildi. Aydın Bey de bu 'tekel' görünümünden rahatsız olmalı ki, şimdi ikinci bir dağıtım şirketini, Doğan Dağıtım adıyla, yine kendisi kuruyor... Birileri, Aydın Doğan'a, "Başka alanlarda tekel neyse, ama dağıtımda tekeli Batılılara anlatamayız" demiş olmalı...

Bizim gazeteyi kendi şirketinin dağıtmasını yazımın 'komik' oluşuna gerekçe yapmasını anlamakta yine de zorlanıyorum... Yoksa bir 'tehdit' kokusu mu var o satırlarda? Çünkü, 'tekel' ya da 'kartel' mantığı, "Ben istediğimi yaparım" mantığıdır... Akşam gazetesi bu mantık sonucu dağıtım engeliyle karşılaşmıştı. Star gazetesi çıktığında, o sıralar varolan iki dağıtım şirketinin patronları, "Seni dağıtmıyoruz" diyebilmişlerdi. Damadı M. Ali Yalçındağ ile Ertuğrul Özkök'ün, Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu ile birlikte, Star'ın patronu Cem Uzan'ı Cen Ajans'a çağırdıklarında yaşananları unuttu mu yoksa Aydın Bey? BBD'ye 21 milyon dolar ödeyerek büyük ortaklarından biri haline gelmenin rahatlığıyla toplantıya katılan Uzan, "Şartlarımıza uymazsan gazeteni dağıtmayız" ihtarıyla karşılaşmamış mıydı orada? Uzan'ın tek sözcüklük İngilizce cevabı basın tarihine çoktan geçti...

Meclis, dağıtım tekelinin gücünü kırmak için, yasa çıkartmak zorunda kaldı. Yasaya göre, bâyiler, bütün gazete ve dergileri, aralarında ayırım yapmaksızın, dağıtmak zorunda. Bugün, istemediği gazeteleri, yasal zorunluluk olduğu için dağıtıyor Yay-Sat. Tabii buna dağıtmak denirse... Yeni Şafak okurları, kıytırık gazete ve dergilerin en göze çarpan yerlerde teşhir edildiği bâyilerde, gazetelerinin sürekli tezgâh altı tutulduğu, talep edildiğinde tenezzülen verildiği gerçeğini hergün yaşıyorlar...

Geçen hafta, kendi gazetesinden bir meslektaşa verdiği mülâkatta, "Gazete patronlarını ben mi batırdım?" diye sormuştu Aydın Doğan; Mehmet Barlas'a gönderdiği mektubunda da, "Birileri dağıtım şirketi kurmak istedi de buna ben mi mâni oldum, biri böyle dağıtım şirketi kurdu da ben mi o şirketi batırdım?" diye soruyor...

Benim "Yay-Sat dağıtımda tekel" tespitimi 'komik' bulacak kadar gününde olan Aydın Doğan, bu soruları da gönül eğlendirmek için soruyor olmalı... Ya da, bu tür sorulara "Hâşâ, öyle şey olur mu?" diye cevap vermek âdet olduğu için, dediğini doğru kabul etmemizi bekliyordur... Oysa, BBD'nin ortalıktan kayboluşu, gazete ve dergi dağıtımının bütünüyle Yay-Sat eliyle yapılır hale gelişi sürecini en iyi bilecek durumda olan kendisi...

Aydın Doğan gazeteleri, siyasi müttefiki ile elele, iki medya grubuyla uğraşıyor bir süredir: Yeni Şafak ve Star... Saldırıların dozu, "Türkiye'nin en büyük patronu" diye bildiğimiz Aydın Doğan'ın bu iki rakip grubu yok etmeye kararlı olduğuna işaret ediyor... Diyelim, Albayraklar, "Gazete üstümüze husumet çekiyor" diye Yeni Şafak'tan vazgeçtiler, ya da Uzanlar, "Gazete çıkarmadan önce kafamız dinçti" deyip Star'ın kapısına kilit vurdular... Medyanın bütünüyle kendi etki alanına düştüğü o durumda da, Aydın Doğan, "Rakip gazeteleri ben mi batırdım, gazete çıkarmak isteyen oldu da ben mi önledim?" diye sorar mı acaba?

Neyse, iki haftadır Gani Müjde yazıları okuyamadığım, daha çok tetikçilerin yakın hedef atışlarına muhatap olduğum için, mizah gücümü yitirmiş olmalıyım... Oysa, gölge yazarı hergün aynı zahmete katlanabilecekse Aydın Doğan'a yazarlık teklifinde bulunacaktım... Bizi kendi gazetesine alamıyor, en iyisi 'açıklayıcı-yazar' olarak onun bizim yanımıza gelmesi... Sansürsüz...


29 Temmuz 2001
Pazar
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED