|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Amacın aracı haklı çıkardığını söyleyen bir Ortaçağ yazarı, Makyavel (Machiavelli), ülkesinin o günkü şartları itibariyle belki haklıydı. Fakat Hıristiyan Batı kültürü de, nasıl bir ahlak anlayışına teşne olmalıymış ki, bir adamına, bir dönem için ve kendi ülkesinin şartlarını göz önünde bulundurarak kendi prensine yönelttiği öğüt, birdenbire bir genel kabule mazhar oldu ve o günden bu yana Batı kültürünün temel ahlak ilkelerinden biri haline geldi. Günümüz politika hayatında kirli çamaşır pazarlamacılığı bu ilkeye dayanmaktadır. Ekonomi hayatında rakiplerinin canını çıkarırcasına girilen rekabet ortamı gene aynı ilkenin ürünüdür. Bir kere böyle bir ilkeye istinat ettikten sonra şantaj, rüşvet, soygun, vurgun, talan, emniyeti suiistimal, dolan.. hem ekonomi hayatının hem politika hayatının olağan işleri haline gelir ve kimsenin kimseden hesap sormaya mecali kalmaz. O kadar ki, elinde rakiplerinin kirli çamaşırlarını açığa vuracak dosyalar bulundurduğunu ileri süren biri, sırf bu hareketiyle bile, ne denli bir ahlak çukuruna düştüğünü fark edemiyor. Sorumluluk talep eden biri, eğer rakiplerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmüyorsa, daha doğrusu rakiplerinin kovuşturmayı gerektiren fiilleri varsa ve bunu adalete intikal ettirmiyorsa, bu, bir ahlâksızlıktır. Çünkü rakibinin kirli çamaşırını ortaya dökmenin beklenen bir zamanı varsa, bu, açıkça şantaj demektir. Şantaj ise, hukukî mahiyeti bir yana, ahlâksız bir davranıştır. Bunu yapan, yönetimde sorumluluk üstlenmek isteyen biriyse, durum daha da vahim sayılmalıdır. Çünkü adaletin bir an önce tecellisine yardımcı olmaktan kaçınmak, adaletin gecikmesine, o da bir başına yeni bir adaletsizliğe yol açar. Bu ahlâkın teorisyeni Machiavelli ise, pratisyeni de Joseph Fouche'dir. Bu ikincisi, halen demokrasi adına uygulanan ahlâkî yapının Fransa'daki kurucusudur. İlk defa şantajı devlet hayatında o kurumlaştırmıştır. Kurduğu polis teşkilatı politikacıların ve onların yakınlarının ayıplarının arşivini tutmuş, bu arşivi şantaj aracı olarak kullanmıştır. Onu, Napolyon bile yerinden edememiştir. Çünkü kendisinin ve kız kardeşinin sırlarının ortaya dökülmesini göze alamamıştır. ABD'de bir süredir rakiplerinin kirli çamaşırlarını arayıp bulma ve bu ayıpları şantaj amacıyla kullanmak üzere "hizmet" veren şirketler kuruluyor. Bazı Amerikan Başkanlarının da bu şirketlerden "hizmet" talep ettiği söyleniyor. Vaktiyle eski Başkanlardan Clinton'un rakipleri hakkında zengin bir arşiv tuttuğu ve özel durumlarda bu arşivi şantaj aracı olarak kullanarak Senato'dan istediği kararları çıkarttığına ilişkin haberler yayınlanmıştı. Şimdi arınmış elleri özlemenin sırasıdır. ABD'de toplumsal ve siyasal alanda utanma çağına yeniden dönülmesi gerektiğinin çağrıları yapılıyor. Bir yandan şantajla iştigal eden şirketler kurulurken, bir yandan da ahlâka çağrılar sürdürülüyor. Türkiye'nin de, aslında politika hayatının modern ahlâksızlık ortamında geçen mazisi küçümsenmeyecek bir birikime sahip. Bu yüzden, burada da, ciddi ahlâk çağrılarını beklemek yersiz olmayacaktır.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |