|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ne hikmettir, sürekli AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorlar: "-Başkan değiştin mi?" diye... Değişse ne olacak? Doğal olarak "statüko"yu savunmuş olacak, demektir. Fakat, CHP Lideri Baykal'a ve onun kurmaylarına bu soruyu hiç mi hiç sormuyorlar... Çünkü, CHP, değişmemiş, statükoyu koruyan, doğmatizmi temsil eden bir parti... Eğer bir takım "değişim rüzgârları" estiriyorsa, sakın inanmayın, o da onların "takiyyesi"nden başka bir şey değildir. Bursa İmam-Hatip'te, kızlarımız tartaklanırken, o zamanın valisinden çok, tek parti, yani CHP'nin saltanat sürdüğü dönemlerde, Bursa Kız Lisesi'nde "tanassur" etmiş, yani "Hıristiyanlaşmış kızlar" gözlerimin önünden geçti. Aynı şekilde, Üsküdar İmam-Hatip Lisesi'nde öğrenci kızlar ile anneleri tartaklanır, yerlerde sürüklenirken, Üsküdar Amerikan Kız Koleji'ndeki ABD'li papazlar ile rahibeler gözlerimin önüne geldi. Ve geçen gün, aynı sahneler Kadıköy Kız İmam Hatip Lisesi'nden derslere "başörtülü" giremeyen kızlarımızın, esaret zincirlerinin tartaklanarak nasıl yerlerde sürüklendiklerini içimiz sızlayarak kamuoyuna yansıdı. TV ekranlarındaki görüntüler, işgal, baskı ve zulüm kokan ve insanlara inandıkları gibi yaşama hakkı vermeyen yönetimlerin bir tezahürü olarak bütün dünyaya aks etti. Bunlar, CHP'nin zihniyet olarak, tarihten bugüne intikal eden çok kötü varyasyonlarından başka bir şey değildir. Nitekim, geçen akşam "İskele Sancak"ta bile, "eski" CHP'li bakan Dr.Lütfi Doğan, "CHP'li değil, Cumhuriyetçiyim" demekten kendini alamadı. Bütün bu görüntüler bile, DP'den beri başlayan CHP zihniyetinin hâlâ yarım asırda tasfiye edilemediğini, zaman zaman halk tarafından sandıkta tasfiye edildiği halde, ara sıra da "hortladığı"nı gösteren safhalara rastlamak mümkün oluyor!.. Bugün de CHP'nin "eski yüzünü" unutmamak gerekir: Derler ya, "canı çıkar, huyu çıkmaz" diye... Öyle bir şey... Kadıköy İmam-Hatip Lisesi'ndeki kızların ellerinde birer zincir, özgürlüklerinin ve eğitim-öğretim haklarının gasb edildiğini iş'ar ederek belgeleyen prangalar ile "'robokoblu" emniyet güçleri, bizleri, babalarımızın sırtlarında, köy hocalarının tepelerinde rahle yüklü kitaplarla, jandarmalar tarafından, CHP zihniyetli karakol komutanlarının baskı ve saldırılarına nasıl muhatap olduklarının acı hatıralarına kadar sürüklüyor. Çünkü CHP zihniyeti, İttihat ve Terakki'den sürüp gelen bir Balkan Komitacılığı ve Bulgar sergerdelerinin bir uzantısı olarak, 27 yıl sürmüştür. Bir örnekle, din ve siyaset "istismarı" üzerindeki değişmeyen CHP'nin "despotik yapı ve sistemleri"ne belgesel bir vurgu yapalım: Daha ezan "Türkçeleşme" aşamasına gelmemişti. Mart 1931'de, CHF (yani Cumhuriyet Halk Fırkası/Partisi) İstanbul İl İdare Heyeti Reisi/Başkanı Cevdet Kerim (İncedayı, Sinop 1893-İstanbul 1951), İstanbul Müftüsüne bir yazı yazar. Müftü de, huzur hocası, müderris/profesör, ulemadan bir zat: Hasan Fehmî Efendi (Ülgener/Geçen yıllarda vefat eden İÜ Hukuk Fakültesi Profesörlerinden Sabri Ülgener'in babası). Aynen şöyle der: "Cumhuriyet Halk Fırkası
Yenikapı'da Katip Kasım Mahallesi İmamlığına tayini ahali-i mahalliye tarafından istirham olunan Hafız Tevfik Efendi'nin vazife-i mezküreye tayini fırkamızca da matlup ve mültezem olduğundan mümaileyh'in keyfiyet-i tayini için icap ettiği takdirde Diyanet İşleri Riyaseti nezdinde de teşebbüsatta bulunulması ve neticenin iş'ar buyurulması maa'l-istirham rica olunur, efendim!
Yani CHP'nin önde gelen isimlerinden Cevdet Kerim (İncedayı)'nın ulemadan olan müftüye, demek istiyordu ki, adı geçen adam, partimizin adamıdır ve mahalli teşkilatımız tarafından istenmektedir. Tayinini yapın, olmazsa, Diyanet İşleri'nden girişimde bulunun, başında da bizim adamımız vardır. Sonuç da bize bildirilsin, demek istiyorlardı! Tıpkı "tu kaka" dedikleri "padişah buyrultusu" gibi bir şey... Amma, din görevlilerinin de "feryadı" bitmiyordu. İstanbul Müftülüğü'ne verdiği dilekçe ile, Çarşıkapı Kaliçeci Hasan Ağa Camii müezzinliğinden biri görevden atılışını dile getirip, içinde bulunduğu maşakkat ve fakirlik üzere, diyordu ki: "Muhasebeye şapka parasından borcum olduğu gibi küçük çocuklarım var/açtır. Ailem muhacir, ma'lul, on bir çocuk annesidir." (**) Böyle bir zihriyet, 27 yıl bu ülkeyi inim inim inletti. Dini ve dince kutsal sayılan bütün değerleri de "istismar" etti... Böylece dini siyasallaştıran bir CHP bugün değişti mi, yoksa takiyye mi yapıyor? Onu sorgulamak gerekir. Görüntü, baskı ve şiddet, pek öyle kafalarının değişmediğini, CHP'de İsmet Paşa'dan Ecevit'e, ondan da Deniz'e aktığını inkar edemeyiz! AKP Lideri buna çok dikkat etmelidir. CHP "takiyye" yapıyor. (*) Daha geniş bir şekilde bakınız: Türkiye'de din kavgası, sh: 252 vd.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |