T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Hiçbir şey eskisi gibi değil...

Hiçbir şey eskisi gibi değil. Hoş, bizde öyle olmasını beklemiyoruz. Ama bazı şeylerin çok çabuk ve inanılması zor biçimde değiştiğini görmek hayretimize neden oluyor. Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım. Bir tarafta UEFA Şampiyonu olmuş Süper Kupa'yı kazanmış bir takım, diğer tarafta İkinci Lig'den henüz çıkmış kadrosunu da üç beş kişiyle takviye etmiş bir Elazığspor. Şimdi bu tabloya bakıp skoru değerlendirecek olsak Galatasaray'ı yerden yere vurmamız gerekir. Ama biz bunu yapmayacağız. Eski günlerin hatırına... Türk ulusuna kazandırdığı onur hem Cimbom'la hem de Fatih Terim'le belgelenmiş.

Yorgun ve formsuz oyuncularını kulübeye çeken Fatih hoca eskiden olduğu gibi sahaya hangi 11 çıkarsa çıksın başarılı olacağını göstermek isteyen ender teknik adamlardan biridir. Ancak olmadı.

Orta alanda pres yapma özelliğini daha çok faul yaparak arttıran Batista ve bol pas hatası yapan Ayhan'la takımını ofansif oyunla öne çıkaramadı. Üçlü forvetin sağ kanadından Pinto, sol kanadında ise Baliç isabetli orta yüzdesi çok düşük oyun sergileyince gol umudu Christian "Kendin pişir kendin ye" gibi bir pikniğin ortasında buldu kendisini.

Bütün bu gözlemlerimiz içinde "Elazığspor'un hiç mi rolü yoktu" bir de ona bakalım. Gakkoşlar, İkinci Lig'den Süper Lig'e taşıdıkları kadrolarını çok da flaş olmayan bir kaç isimle geliştirirken kişilikli, mücadele eden, önce iyi futbol oynayıp kazanmayı ikinci planda düşünen bir takım görünümündeydi. Maçın ilk yarısında hem Galatasaray'ın oyununu bozmak hem de ofansif oyuna prim tanımak için olumlu işler yaptılar. İki tehlikeli pozisyonu da golle süsleyemediler. İlkinde Meszaros'un altı pas içinde vurduğu top Mondragon'un kucağına, ikincisinde ise Cem Yanık'ın ceza alanı dışından aşırma vuruşu üst direği yalayıp dışarı çıktı. Bu pozisyonda da Mondragon kalesinden oldukça uzaktı. Haa Mondragon diyence aklıma Kingston geldi. Galatasaray tarafından aldatılmış bir nişanlı gibiydi. Yıllardır Galatasaray kalesini korumayı umuyor ama bu da olmadı. Özetle Galatasaray, Elazığ'da yenilmediği için sevinmeli Gakkoşlar ise öyle adı büyük bir takımdan bir puan aldığı için daha çok sevinmeli.


6 Ekim 2002
Pazar
 
SALİH SEZER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED