T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İki sınır kenti: San Dieogo ve Tijuana

San Dieogo, Amerika'nın, Tijuana Meksika'nın sınır şehridir. San Dieogo'ya giden Tijuana'yı görmeden geri dönmez. İki dünyanın birbirinden nasıl ayrıldığı, en çarpıcı bir biçimde, bu sınırda görülür. Bir taraf yoksulluğun, diğer taraf ise, bolluğun simgesidir. Biri üretmesini bilen "varlık" toplumu, öteki de yalnızca tüketmesini bilen, Türkiye gibi "yokluk" toplumudur.

Sınırlar dünyanın her yerinde ilgi çeker. Hele Kudüs gibi, Lefkoşe gibi, şehir ortasından ikiye bölünmüşse gözlenmesi, izlenmesi ve yorumlanması, görmesini bilene büyük keyif verir. Yan yana iki kentin ya da ikiye bölünmüş bir kentin birbirinden bu kadar farklı olması göreni dehşete düşürür. Sınırdaki şehirlerin çok ziyaretçi çekmesi bu karşıtlıktan kaynaklanır.

Merkez ile çevre ya da kent ile köy, nasıl bu kadar içiçe olur da, diliyle, kültürüyle, üretim, tüketim ve yaşama biçimiyle böylesine birbirinden ayrılır. İşte burada toplumların dönüşümünü anlamada iki önemli alan hemen kendini gösterir. Kültür ve Ekonomi. Tarih boyunca sorulan soru: "Kültür mü, Ekonomi'yi, Ekonomi mi, Kültür'ü belirler?"

Bu soruya sağlıklı bir cevap bulabilmek için İbn Haldun'dan Braudel'e, Mevlana'dan Shakespear'e dünya düşünce tarihini çok iyi özümlemek gerekir. Bu köşede sürekli vurgulandığı gibi "Kültür'süz Ekonomi, Ekonomi'siz Kültür olmaz." Başka bir deyişle: "Sağlam kültür olmadan sağlam ekonomi olmaz." Çünkü yoksul bir kültürün üzerine zengin bir ekonomi inşa edilemez.

Kültür yoksulluğunun, ekonomiden politikaya, eğitimden sağlığa, merkezi yönetimden yerel yönetime nasıl yansıdığını görmek için San Dieogo ile Tijuana'yı birlikte görmek gerekir. "Varlık Toplumu" ile "Yokluk Toplumu"nun nerede, nasıl ve neden birbirinden ayrıldığını gösteren iki şehir, dünyada pek yoktur. İki kültür, iki ekonomi. Aynı şey Lefkoşe ve Kudüs için de geçerlidir. İki yönetim, iki ekonomi ve bir şehir.

Her gün binlerce Meksikalı kendini sınırın ötesine atmaya çalışır. Bu süreçte az da olsa, kimi sınırı geçmeyi başarır. California'nın doğum yeri ve ikinci büyük şehri San Dieogo'da iş bulur ve çalışır. Çoğu da karşıya geçemeyip, sınır polisi tarafından yakalanarak, ülkesine geri gönderilir.

Asya ülkeleriyle, Avrupa ülkeleri arasında da benzer bir biçimde yasal olmayan yollardan sığınma ve göç vardır. Tarih boyunca insanlar, çorak bölgelerden verimli bölgelere göç etmişlerdir. Aslında Meksika'dan Amerika'ya ya da Asya'dan Avrupa'ya göçte olduğu gibi, insanlar yalnızca yoksulluktan değil, dayatmacı yönetimlerden, baskı ve şiddete dayalı, yasakçı devletlerden de kaçarlar.

Dünyada ülkeler arasındaki yasadışı göçleri önlemenin yolu, sınırın iki yakasındaki siyasal, ekonomik ve kültürel farklılıkları gidermekten geçer. Herkes özgür, insan haklarına saygılı, evrensel hukuka bağlı ülkelerde yaşamak ister. Hiç kimse, kriz içinde olan, demokrasi dışı bir ülkeye itibar etmez.

Amerika'nın Kanada'yla da sınırı var. Binlerce kilometrelik Kanada sınırında yok denecek kadar az sayıda güvenlik görevlisi varken, Meksika'yla olan sınırını binlerce sınır polisi korur.

Sınırları güvenlik altına almak için polislere değil, girişimcilere ihtiyaç vardır.

Alışverişin olduğu sınırda barış da olur.


29 Eylül 2002
Pazar
 
NAZİF GÜRDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED