T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Korkusuz bir Türkiye için...

Meşrebiniz hangisine müsaitse, ister "Maşallah" deyin, ister tahtaya vurun, isterseniz "Nazar değmesin" temennisinde bulunun: Türkiye, son on gündür, daha önce pek benzeri görülmemiş bir bahar havası yaşıyor. Huzur ve rahatlığı insanların yüzünden okuyabiliyorsunuz. Sanki herkesin sırtından muazzam bir yük kalktı. Ak Parti lideri Tayyip Erdoğan bile bunun kalıcılığından kuşku duyuyor olmalı ki, yaşananlar için, 'pastırma yazı' deyimini kullanıyor.

Endişeler bütünüyle yersiz değil. Türkiye, Cumhuriyet döneminin en önemli bölümünü coğrafya ve tarihin yüklediği korkuların pençesinde geçirdi. Türkiye Cumhuriyeti ile aynı dönemde kurulan Sovyetler Birliği'nin varlığı, bu ülkeyle coğrafi yakınlığımız yüzünden, sürekli 'sol' ve 'komünizm' korkusuna yol açtı. Aynı dönemde başgösteren etnik kökenli ayaklanmalar, günümüze 'Kürt sorunu' olarak yansıyan 'bölünme ve parçalanma' korkusunu bizlere hediye etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun 'dinî' kimliği, o dönemden başlayan ve bazen had safhaya varan bir 'irtica tehlikesi' ile ülkeyi sürekli karşı karşıya bıraktı.

Sovyetler Birliği'nin çökmesi 'komünizm' korkusunu azalttı; son seçimde adında 'komünist' sıfatı bulunan bir partinin aldığı 100 bin civarında oy ise bu tehdidin tabutuna çivi çaktı. İmralı'daki mahkum ve bütün endişelere rağmen DEHAP'ın beklenen başarıyı seçimde gösterememesi 'ülkenin bölünmesi' korkusunu azalttı; seçim öncesi çıkartılan 'AB ile uyum yasaları' 'korkudan uzaklaşma'nın dışa vurumudur.

Sıra şimdi üçüncü ve en uzun süreli 'korku'yu geride bırakmaya geldi.

Bir açıdan bakıldığında, bazı çevrelerin ısrarla 'irtica' ile eşdeğer görmeye ve göstermeye çabaladığı Ak Parti'nin son seçimden tek başına hükümet kuracak bir ezici çoğunlukla çıkması 'korku'yu büyütebilirdi. Nitekim, sayıları çok azalmış olsa da eski saplantılarından vazgeçemeyen bazı yorumcular, 'irtica' konusundaki tehdit değerlendirmesini, Ak Parti'yi de içine alacak biçimde genişletme eğiliminde. Ancak, her üç kişiden biri, o tür değerlendirmelerin gemi azıya aldığı kampanya sırasında korkularını bir tarafa bırakabildi. Verso'nun seçimden sonra gerçekleştirdiği kamuoyu araştırmasında, "Bugün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?" sorusuna "Ak Parti" demekte zorlanmayanların oranının yüzde 49'a ulaşması, korkularını yenenlerin seçimden sonra çoğaldığının işareti.

Yalnız seçmenler değil, siyasi sistem içerisinde yer alanların ve siyasi yorumcuların önemli bir bölümü, seçim sonuçlarını 'korkusuzca' değerlendirebildi. Gelişmeler, hiç değilse şimdiye kadar, 'korku tâcirleri'ni haksız çıkardı. Ak Parti kadroları, sorumluluğunu müdrik, ülkeye hizmet aşkından başka bir hissin esiri olmayan, özgürlükler, demokrasi, Cumhuriyet ideali, lâiklik ve dindarlık gibi toplumsal değerlerin sahibi insanlar olarak karşımıza çıktılar.

Seksen yıldır 'korku' eşliğinde ayakta kalma mücadelesi veren, 'korkular' yüzünden bir türlü gelişemeyen Türkiye, 'sol' ve 'bölücülük' ile ilgili tedirginliklerini geride bıraktığı gibi, 3 Kasım'ın sağladığı moral zeminde, 'irtica' ile ifade edilen 'tehdit' algılamasının da üstesinden gelebilir, gelmelidir. Ülkeyi hak ettiği yerden geriye götürmeye, çağdaşlıktan uzaklaşmaya dâvet edenler her zaman çıkabilecektir; ancak her toplumda rastlanabilecek bir azınlığı ülkenin yarısı olarak algılama yanlışlığını artık terk edebiliriz...

Son on gündür yaşadığımız bahar havasını 'kalıcı' kılmak hepimizin elinde. Ortalığa salınan korkulara rağmen seçimde başarı gösteren Ak Parti'nin toplumdan geniş destek gören kadroları, ülkeyi rahatlatıp huzura kavuşturacak politikalar eşliğinde, 'normale dönüş' olarak tanımlanabilecek yeni bir dönemi başlatabilir.

Türkiye, bütün korkularını geride bırakmış, çağdaş değerlere sahip çıkan bir ülkeye dönüşmek zorunda. Ak Parti'nin sağladığı bu fırsatı hepimiz iyi değerlendirmeliyiz.

Korkularla yaşanamaz. Korkunun ecele faydası olmadığını unutmayalım.


12 Kasım 2002
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED