Yeni Safak Online...
T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Yaşayan ramazanlar

Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, "Ramazanname" adlı kitabında yaşanmış / yaşanan / yaşayan ramazanları anlatarak toplumsal hafızaya katkıda bulunuyor.

Fatma Karabıyık Barbarosoğlu son on iki yılın ramazanların kaydını tutuyor "Ramazanname" adlı eserinde. Bir Şehri Ramazan ve "Ramazan sohbetleri" olarak kitap iki bölümden oluşuyor.

Bir Şehri Ramazan bölümü bakışın, duygunun, düşüncenin ikliminden yeşeren yazılarla çıkıyor okuyucuların karşısına. Yazıların ortak özelliği bir türün sınırları içinde kalmaktan ziyade deneme, şiir, dua, hikaye gibi nesrin bütün imkanlarını kullanan bir yapı göstermesi. Yazar her ne kadar "okuduğunuz her metin bendenizin İstanbul ramazanlarına nazarıdır" dese de kitapta hangi köyde geçtiği belirtilmeyen bir köy ramazanları bahsi var. Köy ramazanlarına tanık olmayanlar için yeni tadlar tanık olanlar için güzel bir hatırlatma sunuyor.

Ortak hafızanın oluşumu için önce görmek ve fark etmek üzerinde duran Barbarosoğlu idrak edilen her anın sıradanlıktan nasıl kurtulup zikreden kalp olma bahtiyarlığına dönüştüğünün altını çiziyor yazdıklarında. Böylece Mevlid kandilini Hz. Peygamber'in doğum günü olarak kutlamaya kalkan ve "iyi ki doğdun Peygamberim" diye ritim tutan küçük çocuğun zihnindeki imajları; yalnız bir iftar anında kapıya gelen kargocuya yemek ikram ederek iftar saati kendisine misafir gönderen Yaradan'a şükreden ev kadını psikolojisini; deprem sonrası bayramı çadırda karşılamaya çalışanların bayramını; yolda kalanları; darda kalanları tek tek kaydediyor. Böylece ortaya "yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz" ramazanların resmi çıkıyor.

Ramazanname'nin ikinci bölümü Ramazan sohbetlerinden oluşuyor. Nazife Şişman "Seküler ritüeller ve dini merasimler" üzerine soruyor Fatma Karabıyık Barbarosoğlu'na. Ayşenur Kurtoğlu Ramazan'ın hanelere ve şehre misafir oluşuna dair sıralıyor sorularını. Seyhan Büyükcoşkun Ramazan ve çocuk üzerine yoğunlaşıyor. Yıldız Ramazanoğlu Ramazan'ın manevi iklimi, Ayşe Böhürler Ramazan ve Medya, Senai Demirci Ramazan ve Zaman, Emine Eroğlu Ramazan'da kulun manevi olarak yükselişini dair sorular soruyor.

Dua ile başlayan kitap dua ile bitiyor.

Bilgi tel: (0 212) 665 35 56

Bu okuduğunuz yaşadığınızdır...

Fatma Karabıyık Barbarosoğlu gördüğü ve yaşadığı ramazanları kayda geçirirken "nerede o eski ramazanlar hayıflanmasına" karşı sağlam bir duruş belirliyor: "Yazdıklarımı birlikte yaşadık aynı zamanın yolcuları olarak" diyerek yaşadıklarını unutanlara, yaşamamış gibi yaşayanlara, yaşananları hayıflanma frekansında saklı tutanlara ortak hafızanın bahçesini açıyor. Yazar, kitap boyunca yaşamakta olduğumuz ramazanların resmini çekiyor: "Bu yazılar 1990-2002 yıllarının Ramazan albümü niyetinedir. Onun için fotoğraflar hiç yabancınız değil. Bakın orada siz varsınız... Tam iftar anında solgun resminiz düşmüş satırlara. Bekleyiş sizi güzelleştirmiş galiba. Bakın öbür tarafta "oruç sarhoşluğunuz" var. Yarısı gölgeli. Size mi yoksa bir başkasına mı ait? Pek seçilmiyor. Oradaki sizin çocuğunuz, "Oruç nedir?" diye soran hani!.." diyerek Barbarosoğlu okuyucuyu yaşanmışlığın alanına çekiyor.

 
Bir de berberleri dinleyin
Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu yeni sezonda, hayatın içinden çıkardığı tiplemeleriyle 'Berber Hikayeleri'ni anlatıyor. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun yeni sezonda sahnelediği Berber Hikayeleri, yaz eğitim çalışmalarını seyircilerle paylaşmaya yönelik bir prodüksiyon. Olaylar dizisiyle gelişen berber komedisi, seyredene keyifli anlar sunmayı garanti ediyor. Bu sıradışı komedi, yeni sezonda Boğaziçi Üniversitesi Demirgil Salonu'nda izlenebilecek. Berber hikayeleri, yaşadığımız zaman diliminde, küçük bir Anadolu kasabasındaki Ustura Aziz'in berber dükkanında geçmektedir. Ekonomik krizin de etkisiyle sinek dahi avlanılamayan Aziz'in dükkanı, bir senaristin müşteri olarak gelmesiyle hareketlenir. 17 Ağustos depremi sonrasında İstanbul'dan ayrılıp kasabaya yerleşen berberin kaçış öyküsünü, senaristin, günümüz yapımlarından sitcom anlayışıyla birleştirmesi sonucu ortaya trajikomik bir hikaye çıkar. Hayatın içinden tiplemelerin yer aldığı oyunda, oyuncuların doğalcı tavrı izliyor gibi değil de yaşıyor gibi hissetmeyi sağlıyor. Geleneksel Türk Tiyatrosu'nun en özgün öğlerinden biri olan Meddah gösterilerini çağrıştıran bir anlatım, doğaçlamalar ve avangart bir sahne aksiyonu ile uyum içinde kaynaştırılıyor ve bundan birleşimsel bir bütün ortaya çıkarılıyor. Doğaçlamalar içinden ortak bir tema etrafındakilerin metne yansıtılması ile elde edilen kurgudaki olaylar ve güldürü öğeleri sade bir çıkıştan başlayıp dolambaçlı bir noktaya dayanıyor. Aziz'in tek başına yapmaya çalıştığı küçük gösteri, senaristin hayal gücüyle birlikte doyumsuz bir seyir ortaya koyuyor. Bilgi tel: 0 212 287 02 32 (134) Tiyatro Boğaziçi, 1995 yılında, mezuniyet sonrasında da kültürel faaliyetlerin sürdürülmesi amacıyla Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nca kurulur. Tiyatro Boğaziçi kadrosunda meslekleri ile birlikte tiyatro yapanların yanısıra, tüm vaktini tiyatroya ayıran tiyatrocuları da barındırıyor. Kültürü yayma çabasıyla nitelikli tiyatral ürünler ortaya koyan tiyatro bir yandan da araştırmacılığa vurgu yapıyor.
12 Kasım 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED