T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yargının eli uzun

Gazeteciliğin pek çok altın kuralı bizde unutuldu; bunların başında 'fikri tâkip' kuralı geliyor. İzlediğin konunun devamı varsa, onu da, bıraktığın yerden alarak, okurlarınla paylaşacaksın. Aradan yıllar geçse de...

Susurluk Skandalı patladığında, ortaya saçılan pisliklerle İtalya'da yaşananlar arasında paralellikler kurduğumu hatırlayanlar vardır. Özellikle, bizdeki bazı tiplerle İtalyan politikacılar arasında muazzam benzerlikler gözden kaçacak gibi değildi. Araştırmalarımın ortasında hep aynı kişiyle karşılaşmıştım: Gulio Andreotti...

Bakın yıllar önce ne yazmışım:

"Kambur görüntüsünden hatırlayacağınız Gulio Andreotti, tam yedi kez başbakanlık, defalarca dışişleri ve savunma bakanlığı koltuklarını işgal etmiş İtalyanlar'ın en kıdemli politikacısıdır. Önceki gün yapılan ve 'solun zaferi' sayılacak bir sonuçla biten seçimlere katılamadı Andreotti. Sebebi, 'Mafya' ile irtibatı konusunda duyulan ciddi kuşkular... Hırıstiyan Demokrat yani 'sağcı' Andreotti'nin, Mafya ilişkisini belgelerle ifşa etmeye hazırlanan bir gazeteciyi öldürttüğü iddiası da var. (..)

'Basının gücü' susturmaya çalışsanız bile konuşmasından kaynaklanıyor. Gazeteci Mino Pecorelli, 20 Mart 1979 tarihinde, Roma'da vurularak öldürülmüştü. Haftalık siyasi dergi 'Osservatore Politico'nun yönetmeniydi Pecorelli. Suikasta uğramadan hemen önce, dergisinde, Andreotti hakkında 'öldürücü belgeler' yayımlayacağını ilân etmişti. Ortadan kaldırılmasından üç gün sonra, ülkesinde 'kurnaz tilki' diye de anılan Andreotti, yeniden 'başbakanlık' koltuğuna oturdu.

Andreotti Dâvâsı ile ilgili haberleri izlerken, konunun İtalya'ya özgü özellikleri yanında bizdeki siyasi cinayetlere benzeyen boyutu da hemen dikkatimi çekti. Gazeteci Mino Pecorelli'nin öldürülmesi, bir çok bakımdan Çetin Emeç suikastini, bazı yönlerden de Uğur Mumcu suikastini andırıyor. Dosyaya vâkıf uzmanlara göre, Emeç suikasti, ideolojik bir eylem değil, Mafya ile bağlantılı 'siyasi cinayet'.

Böylesine karmaşık dâvâlarda herkesin gözünü açacak ifşaatta bulunan bir 'muhbire' ihtiyaç olacağı açık. Andreotti konusunda ağzındaki bağı çözen de bir muhbir; Tommaso Buscetta adlı eski bir Mafya üyesi, Andreotti'nin örgütün Roma'daki bağlantısı olduğunu olaylar da naklederek anlatıyor.

Buscatti'nin mahkeme önüne çıkarak ülkenin en güçlü adamlarından biri aleyhine tanıklığı, bunu yaparken eskiden üyesi olarak hizmet verdiği Mafya'nın çıkarlarını zedelemesi büyük bir cesaret işi. Çünkü, Mafya, sadece kişiye zarar vermekle kalmıyor, onun ailesini ve dostlarını hedef alan kanlı eylemler de düzenleyebiliyor. Geçen ay, bir muhbirin 11 yaşındaki oğlu kaçırıldıktan sonra boğularak öldürüldü, cesedi asit kazanında eritildi. Ocak ayında ise, bir Mafya dâvâsında tanıklığa hazırlanan bir muhbir, dudaklarını resmen iğne iplikle dikerek sustuğunu duruşmada ilân etmek zorunda bırakıldı.

Bu bilgileri edindigim 'The Times' gazetesi, İtalyan siyasetinin en bilinen kişisi Andreotti'yi sanık sandalyesine oturtanın, gazeteci Pecorelli'nin ailesi olduğunu kaydediyor. Kızkardeşi Rosita ile oğlu Andrea, Mino'nun bıraktığı yerden sürdürdükleri araştırmanın sonunda, ipuçlarının kendilerini Andreotti'ye ulaştırdığını söylüyorlar. Rosita, "Ağabeyim çok şey biliyordu, bildikleri yüzünden susturuldu" demiş The Times'a.

Pecorelli'nin 'bildiği' ve sağlığında ifşa ettiği bir başka 'şok edici' gerçek daha var: Kızıl Tugaylar tarafından kaçırılan eski başbakan Aldo Moro'nun, teröristler tarafından tutulduğu yer yetkililer tarafından bilindiği halde kurtarılmadığı... Moro'nun suçu, Pecorelli'ye göre, İtalyan Komünist Partisi ile 'tarihsel uzlaşma' arayışına girmesiydi. CIA'nin de onayıyla, Moro, İtalyan egemenleri tarafından gözden çıkarıldı. Tutsaklığı sırasında Moro'nun Kızıl Tugaylar'a anlattıkları arasında, Andreotti'yi itham eden bölümler de vardı. Bunları ifşa eden de gazeteci Pecorelli.

Pecorelli'nin 'müthiş cesur biri' olduğu anlaşılıyor. Bir kere, ortaya çıktığında dünyayı sarsan 'P-2 Mason Locası' skandalını patlatan da o. Bunu sağlamak için, locaya üye olup başındaki 'Muhterem Üstad' Licio Gelli'ye yakınlık kurmaktan çekinmemiş. Ayrıca, İtalya'da, NATO çerçevesinde bir gizli askeri güç, bir tür 'kontrgerilla' kurulduğunu ilk açıklayan gazeteci de Pecorelli. Bugün, NATO üyesi başka ülkelerde de benzeri örgütlerin varlığı ortaya çıkarılmışsa, bunu 'Gladio' gerçegini ilk açıklayan Pecorelli'ye borçluyuz." (Zaman, 24 Nisan 1996).

Bir de gazetelere dün yansıyan haberi okuyalım: "İtalya'da 7 kez başbakanlık yapan Giulio Andreotti'ye, gazeteci Mino Pecorelli'nin 1979 yılında öldürülmesi olayını azmettirme suçundan verilen 24 yıllık hapis cezası, ülkede büyük tartışmalara yol açtı. Ömür boyu Senatör ünvanını taşıyan Hıristiyan Demokrat Parti'nin eski lideri 83 yaşındaki Andreotti, İtalyan siyasetinin sembolü olarak gösteriliyor. (..) 1999 yılında Perugia Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gazeteci Pecorelli'nin öldürülmesi dâvâsından diğer 5 sanıkla birlikte beraat eden Andreotti, bu kez bir üst mahkeme tarafından beraat kararı bozularak 'mafya babası' Gaetano Badalamenti ile beraber dün akşam suçlu bulundu."

Yargının eli gerçekten uzun. İyi ki uzun.


21 Kasım 2002
Perşembe
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED