T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M
Başörtüsü davasına dostane çözüm teklifi

Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde başörtüsü mağduru Zeynep Tekin'in temsilciliğini üstlenen avukat Halit Çelik, ilginç bir hukuk atağına hazırlanıyor. Çelik, eğer karşı taraf kabul ederse, hükümet yetkilileriyle "dostane çözüm" pazarlığına oturacak.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde karar aşamasına kalan "başörtüsü davası"nda, davacı Türk kızı Zeynep Tekin'in avukatlığını üstlenen Halit Çelik, hukuk çevrelerinde ilgiyle karşılanacak sürpriz bir çıkış yapmaya hazırlanıyor.

"Türk devletinin kaybetme ihtimalinin büyük ölçüde arttığı böylesine kritik bir davada, bir Türk avukatı olarak devletin ve hükümetin uluslararası itibarını zedelemek istemediğini" belirten Çelik, AİHM'nin taraflara önerdiği alternatif hukuk yollarından birini gündeme getirerek, yeni kurulan hükümete "dostane çözüm" teklifi sunacak.

Geçtiğimiz salı günü Strasbourg'daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde görüşülen "başörtüsü davası", hem ulusal, hem de uluslararası medya tarafından uzun zamandır merakla bekleniyordu. Biri İstanbul, diğeri de Ege Üniversitesi'nde okuyan iki Türk üniversite öğrencisinin başörtüsü taktıkları gerekçesiyle okullarından atılmaları üzerine açtıkları dava, AİHM'nin, tarihinde bu konuda "kabul edilebilirlik kararı" verdiği ilk başvuru olma özelliğini taşıyor.

AİHM kurallarına göre, insan hakları ihlallerine ilişkin davalar tek duruşma üzerinden görüşülüyor ve mahkeme heyeti aynı gün içinde hem davacı hem de davalı tarafın görüşlerini dinliyor. Karar ise toplanan belge ve bilgilerin ışığında daha sonra verilip, ayrıntılı bir metin halinde taraflara tebliğ ediliyor.

1987 yılından bu yana AİHM'ye bireysel başvuru hakkını tanıyan Türkiye, imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereği, bu kuruluşun lehinde ya da aleyhinde vereceği bütün kararlara uymakla yükümlü bulunuyor. Geçtiğimiz 19 Kasım günü bu tarihi duruşmaya katılmak üzere Fransa'nın Strasbourg kentine giden İzmir barosu avukatlarından Halit Çelik, yaklaşık 3 saat süren celsede hayli ilginç anlar yaşandığını anlattı.

'Davaya özel önem verildi'

Mahkeme heyetinin kendilerini büyük bir dikkatle dinlediğini ifade eden Çelik, yargıçların bu davaya verdikleri özel önemin, alışılmışın üzerindeki duruşma süresiyle de hissedildiğini belirterek şöyle devam etti:

"Şunu söyleyebilirim ki, bu dava, müvekkilim açısından kesin bir zaferle sonuçlanmıştır. Mahkeme heyeti, gerek bize, gerekse hükümetimizin sözcüsü konumundaki meslektaşım Şükrü Alparslan'a bir çok kritik soru sordu, bu arada da sunduğumuz belgeleri özenle inceledi. Sayın Alparslan, savunmasını üniversite öğrenciliğinin tıpkı devlet memurluğu gibi bir 'kamusal alan görevi' olduğu tezi üzerine bina etti ve heyete 'Avrupa, kamusal alanda böyle bir siyasal simgeyi kabul eder miydi?' diye sordu. Oysa, Avrupa ükeleri eğitim-öğretim kurumlarını, özellikle de üniversiteleri devletin diğer kurumlarından çok farklı bir merkezde görüyor. Üniversiteler Avrupa kültüründe birer özgür düşünce merkezi olarak kabul edilmekte.

İkinci olarak da, Avrupa üniversitelerinde zaten başörtüsü yasağı diye bir sorun bulunmuyor. Bu davada dosyası bizimkiyle birleştirilen diğer davacı Leyla Şahin, Türkiye'de tıp fakültesinden atılmış, ancak şimdi ise Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yine başörtülü olarak okuyan son derece başarılı bir öğrencimiz. Avusturya devletinin de kendisinden hiç bir şikayeti ve korkusu yok. Bu bakımdan bizdeki yasak kararının Avrupa'nın hiç bir ülkesinde reel karşılığı bulunmuyor. Kısacası, üzgün olmakla birlikte, ülkemin bu kritik davayı kaybetmenin eşiğinde olduğunu söylemem hiç de yanlış olmaz."

'Barışçıl çözüm' ne sağlıyor?

Eğer yeni kurulan AKP hükümeti davacı tarafın "dostane çözüm" önerisini kabul ederse, öncelikle davayı kaybetmemiş sayılacak ve bu dava Türkiye aleyhindeki başvurular arasında hiç yer almamış gibi işlem görecek. Bu da, şimdiye dek aynı mahkemede bir çok kez mahkum olan ve sırada yeni davaları bulunan Türk hükümeti için özel bir önem taşıyor. Ayrıca bu yolla, davayı kazanan tarafa ödenecek yüklü tazminat da ortadan kalkmış olacak.

Öte yandan, hükümetin bunun karşılığında ilgili yasağı genel olarak kaldırması ve bütün mağdurların yükseköğrenim hayatına kaldığı yerden devam etmesini sağlaması gerekiyor. "Dostane çözüm" seçeneği için mahkeme kararının yazımına kadar zamanları olduğunu belirten Çelik, Ankara'da yapacağı görüşmelerden umutlu olduğunu belirtti.

'Hükümete gidiyorum'

AİHM kuralları uyarınca, tarafların mahkemedeki seyre göre, dava henüz sonuçlanmadan masaya oturup "dostane çözüm" bulma şansları olduğunu hatırlatan avukat Halit Çelik, Starsbourg'daki son gelişmelerden sonra bu alanda somut adımlar atmaya hazırlandığını bildirdi. Çelik, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Müvekkilim Zeynep Tekin tek dileğinin eğitimini tamamlamak olduğunu ifade ediyor. Strasbourg'da böyle bir davaya katılmak benim için de çok kıvanç verici değil; ancak ortada 15 yıldır yüzbinlerce insanı doğrudan etkileyen çok ciddi bir insan hakları sorunu var ve iktidara gelen hükümetler de başörtüsü mağdurlarına başka hiç bir seçenek bırakmıyorlar. Türk devleti bu davayı kaybettiği takdirde, hem uluslararası alanda itibar kaybedecek, hem mağdurlara yüklü birer tazminat ödeyecek, hem de ardısıra gelecek yüzlerce, belki binlerce yeni başörtüsü davasıyla boğuşmaya başlayacak. Yani, Dışişleri Bakanlığı açısından hayli sorunlu bir dönem başlayacak." Çelik, müvekkilinin de kendisinin de böyle bir "zincirleme reaksiyonu" kesinlikle arzulamadığını ifade ederek, önümüzdeki hafta başında Ankara'ya gidip hükümet yetkilileriyle özel bir görüşme yapacağını ilk kez Yeni Şafak'a açıkladı. Buna göre, davacı tarafın yasal sözcüsü sıfatıyla hükümete, "davayı karara bağlanmadan önce barışçıl çözüm seçeneğiyle sona erdirme" teklifi sunulacak. Mahkemenin bu seçeneği daha önce Türk hükümetine sunduğunu hatırlatan Çelik, dönemin Ecevit iktidarının ise barışçıl çözüm önerisini resmen reddettiğini belirtti.



23 Kasım 2002
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED