|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Çiçeği burnunda Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, kendisini bekleyen kemikleşmiş sorunlarla tek tek ilgileneceğini söyledi. Bakan Çelik, bakanlığın mali tablosunu inceledikten ve öncelikleri belirledikten sonra çalışmaya başlayacağını kaydetti.
Koltuğuna oturduğu andan itibaren korsan kitap ve CD'lerden, Resim Heykel Müzesi'ne, sanatçıların yurtdışına çıkarken ödediği 50 dolardan, Sinema, Viedo ve Müzik Eserlerini Yüksek Denetleme Kurulu'nun yapısına, tiyatrolarda güvenlik genelgesinden, İktisat Koleksiyonu'na, Zeugma Müzesi'nden, Devlet Tiyatroları Yasası'na kadar çözülmeyi bekleyen sorunlarla karşılaşan Kültür Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlığı tanıdıktan ve bakanlığın mali tablosunu inceledikten sonra bakanlığın önceliklerini belirleyeceklerini ve yeni projeler için çalışmalara başlayacaklarını söyledi. Anadolu'nun binlerce yıllık kültürel mirasa sahip olduğunu hatırlatan Çelik, "Biz maalesef maddi potansiyelimizi değerlendiremediğimiz gibi kültürel mirasımızı da değerlendiremiyoruz. Bunu bir avantaja dönüştüremiyoruz, işleyip dünyaya takdim edemiyoruz, kendi insanımıza bile takdim edemiyoruz" dedi. Bakanlık aynamız olacak "Kültür Bakanlığı aslında bizim dünyaya açılan bir penceremiz olmalı, aynamız olmalı" diyen Çelik, şöyle devam etti: "İnşallah önümüzdeki günlerde güzel adımlar atacağız ve Kültür Bakanlığı sadece ritüellerle uğraşan, sadece seremoniyal görüntüler veren bir bakanlık değil çok daha fonksiyonel olan insanlarımızın hayatında izleri olan bir bakanlık olacak." Gayretimiz geliştirmek için Çelik, tiyatro ve operaya bakış açısına ilişkin bir soru üzerine de Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları'nın Kültür Bakanlığı'na bağlı kuruluşlar olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti: "Bizim bunlarla ilgili herhangi bir olumsuz adım atacağımız şeklinde eğer birileri bir vehim içerisindeyse, ben bunu sadece bir vehim ve kuruntu olarak nitelendiririm, Bizim bunları geliştirmek, bunların imkanlarını artırmak, bunları dünya ve AB standartlarına ulaştırmaktan öteye bir gayretimiz olamaz ki... Biz eğer AB'ye gireceksek, tiyatromuzla, sinemamızla, operamızla, balemizle, yayınlarımızla, medyamızla her yönümüzle girmemiz lazım. 70 milyonluk ülkede 4 milyon gazete basılıyor. Böyle bir manzarayla biz medeni dünyanın standartlarını, AB standartlarını yakalayamayız." Söylemediğimi yazdılar Hüseyin Çelik, bir röportaj sırasında söylediği sözlerin yanlış aksettirilerek "Entel yazarları okumam" şeklinde yayımlanmasından da büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Bu konuda adı geçen yazarlardan Ahmet Altan ve Orhan Pamuk'u arayarak görüştüğünü anlatan Çelik, "Ben bir nedamet duygusuyla böyle bir şey yapmadım. Böyle bir şey yok. Olmayan bir şeyi yazıyorlar, bu karşı taraftaki insanları üzüyor. Benimle ilgili yazıp çizdikleri çok önemli değil ama ben o insanların üzülmesine üzülüyorum. Kültür Bakanı olarak benim Türkiye'de binlerce kitabı basılan bir insanı bu şekilde adeta küçük düşürürcesine bir ifade kullanmam mümkün mü?" dedi. Çelik, kendisinin kesinlikle "entel yazarları okumam" gibi bir ifadesi bulunmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bana 'hangi çağdaş yazarları okuyorsunuz' diye sorulunca Kültür Bakanı olarak, şunları okuyorum demenin şık olmayacağını, ismini zikretmediğim yazarların bundan rencide olabileceklerini ifade ettim." İşimize bakmak istiyoruz
Basında çıkan bazı haberlerde eşinin başörtüsü ile Devlet Opera ve Balesi'nin ilişkilendirildiğini anlatan Çelik, bunlarla değil, çözüm bekleyen sorunlarla ilgilenmek istediklerini söyleyerek şunları kaydetti: "Ben Kültür Bakanıyım diye balerinlerin sahneye başörtüsüyle çıkmasını falan teklif edeceğimi mi sanıyorlar? Ama bu çok abes, çok ayıp bir şey. Eşlerimizin başörtüsüyle ilgilenmeleri bir kere ayıp bir şey. Biz medeni insanlarız her şeyden önce ve insanlar hayatlarını istedikleri gibi tanzim etme hakkına sahip olabilmelidirler."
|
|
|
|
|
|
|
|