T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Sönen Ateş

İnsanların yaptıkları ve yapmak istedikleri, hayalleri ve idealleri insanın içinde bir ışık ve ateş gibi yanar, içeriden ve dışarıdan da eylem olarak fark edilen bir durumdur bu...

Bu ateş sönmeden sürekli olark zinde tutulabilirse hem kendisini, hem başkalarını sarar ve ısıtır. İnsanlardaki mevcut olan idealler, hedefler ve hayallerdir bu ateşin sürekli olarak yanmasını ve aydınlık kalmasını sağlayan...

Etrafımıza baktığımızda da bunu çok rahat görebiliriz.

Son dönem futbolda yaşanılan gelişme ve hamlelerimiz bir anda son buldu sanki; adeta fetret ve çözülme dönemine girdik.

Türk Milli Takımı'nın ve Galatasaray'ın gerçekleştirdiği önemli başarılar yenilerinin öncüsü ve habercisi olacaktır demeye kalmadan adeta çöküş başladı. Beklenilen başarılmışı örnek olarak diğerlerinin de yeni başarılara kucak açacağı şeklinde idi. Beklenti bu yöndeydi. Gerçekleşen bir kabusun habercisi gibi sanki.

Korkuyorum ki, uluslararası arenada isimlerimizi başarı ile duyurmak yerine, kendi içimizdeki kısır döngülerimize geri dönüyoruz adeta. Halbuki ne büyük umutlar taşıyor ve taşıyorduk... Yaşadığımız en büyük handikap ise dar ufukluluğumuz, küçük hayal dünyamız, basit ideallerimiz ve imitasyon dünyamızdır. Düşünün para kazanmaktan başka hiçbir amacı olmayan bir futbolcu için o ateşi yakan bir şey kalmış mıdır? Hele ki bir şekilde hayallerinin de çok ötesine geçmişse... Hedef hobi haline dönüşüvermiştir belki de. Vatandaşın saha kenarına aldığı bir siyasi de, artık her şeye doydum, bundan sonrası benim için hobi demiyor muydu.

Bunun istisnaları yok mu? Elbette var. Mesela HAGİ; Türkiye'ye geldiğinde maddi manevi yaşanabilecek bütün hazları yaşamamış mıydı. Geldi, yine, yeniden büyük zaferler yaşadı ve yaşattı.

Bu işler günübirlik hayaller ve hedeflerle olacak işler değildir. Büyük adımların büyük hayal ve hedefleri ile olur. Başarı da tekrarlanabiliyorsa eğer kalıcılığı artar. Unutulmaz olur.

Futbolumuzda içinde bulunduğumuz dönem fetret döneminin habercisi gibi. G.Saray düşüşte, kupalarda düşe kalka gidiyoruz. Fasit daire yeniden çiziliyor. Zaman binbir zahmetle yetiştirdiklerimizi yeme zamanı değil, eskisinden daha çok bir ve birlik olarak yetiştirdiklerimize sahip olma zamanıdır.

Zaman yeni ve uzun soluklu ışıklar yakmak ve ışık yakanları bulmak zamanıdır. Zaman külleri ayıklamak ve yeni bir ateş yakmak zamanıdır.


23 Kasım 2002
Cumartesi
 
NURULLAH ÖZTÜRK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED