|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
TİYATRO BİR GÜLÜYOR BİR AĞLIYOR
27 Mart Dünya Tiyatro Günü nedeniyle açıklama yapan tiyatrocular, tiyatronun içinde bulunduğu krizden şikayet ettiler ancak umutlarını yitirmediklerini hatırlatmadan da edemediler. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü'ne üye 48 ülkede çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu yıl Türk tiyatrosunun 24 yıllık geleneği kesintiye uğrayacak. Türkiye'de ilk olarak 1978 yılında Türk Tiyatrosu'nun duayenlerinden Muhsin Ertuğrul'un kaleme aldığı ve her yıl bir tiyatro adamının hazırladığı "27 Mart Dünya Tiyatro Günü Bildirisi", bu yıl yayımlanmayacak. Devlet Tiyatroları, 12 yerleşik sahnesinde toplam 18 oyunla Dünya Tiyatro Günü'nde ücretsiz olarak seyirci karşısına çıkacak. Tiyatro sanatçıları, Dünya Tiyatro Günü'nü buruk şekilde kutlamaya hazırlanıyor. Sanatçılar, Türkiye'de "ekonomik krizde ilk vazgeçilenin sanat olduğunu, ancak yine de umutlarını kaybetmediklerini" söylediler. Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER) Başkanı Göksel Kortay, yaptığı açıklamada, "tiyatroya ilginin bir günle sınırlı kalmaması" dileğinde bulunurken, tiyatronun akla ve yüreğe seslenen, yaşamı da öğreten bir sanat olduğunu vurguladı. Kortay, Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Temsilciliği'nin bu yıl tiyatroya ilgisizliği protesto amacıyla bildiri hazırlamamasının, "belki bu sanata dikkati çekme anlamında etkili bir yöntem olabileceğini" ifade etti. Tiyatro: Yaşama sevinci
Usta sanatçı Çolpan İlhan da tiyatronun birçok sanatı içinde barındıran "özel bir sanat dalı" olduğunu ve günlük yaşamdaki koşuşturma nedeniyle ikinci plana atılmaması gerektiğini söyledi. Güzel bir oyun izlediğinde insanların, yaşama sevinciyle dolduğunu, ufkunun açıldığını ve yaşamı başka gözle gördüğünü dile getiren İlhan, şöyle devam etti: "Bizim için de gerekli olan bu; hayatımızı zenginleştirmek, ondan tat almak, geniş ufuklar açmak. Gelecek için ümitliyim. Hiçbirimiz vazgeçmiyoruz. Herkes aynı savaş içinde... Seyircinin hem beğenisini kazanacak, hem bir şeyler anlatacak oyunlar oynama çabası içinde. Ben tiyatronun çok daha ileriye gideceğine inanıyorum." Çok yönlü sanatçı Müjdat Gezen de "Türk Tiyatrosu'nun bugün içinde bulunduğu durumun Türk ekonomisi gibi pek iç açıcı olmadığını" kaydederek, insanların krizde önce sanat ve kültürden vazgeçtiklerini söyledi. "Bu da maalesef bizim mesleğimize doğrudan yansıyor" diyen Gezen, bu yılın başında televizyon kanallarına "her gün 59 saniye tiyatroyu tanıtma" önerisinde bulunduğunu, ancak biri dışında hiçbir kanaldan yanıt alamadığını bildirdi. Poyrazoğlu'nun yorumu
Usta tiyatrocu Ali Poyrazoğlu da Türkiye'nin, "bütün tutucu kurumların kültür-sanatı toplumdan tecrit etmeye çalıştığı bir dönemden geçtiğini" ifade ederek, "ülkenin, bu kültürel çölleşmeden kurtulabilmesi için herkesin dört elle kültür-sanata sahip çıkması arzusunda olduğunu" söyledi. Ekonomik krizin her kesim gibi tiyatroyu da etkilediğini vurgulayan Poyrazoğlu, ancak bunun düzeyli bir çizgiyi yakalayan, işlerine asılan tiyatroculara yansımayacağını, ayrıca iyiler ve kötüler arasında bir ayıklanma yaratacağını kaydetti. Poyrazoğlu, şöyle konuştu: "İşini doğru yapmayan herkes krizden etkilendi. Ekonomik kriz de işini daha iyi yapmak için motive edici güçtür. Ayıklanma iyidir. Biz 3 askeri darbe ve sayısız ekonomik kriz gördük, yine de yılmadık. Türkiye'deki kriz, ekonomik değil, kültürel, sanatsal ve etik bir krizdir." 'Tiyatroya gitmeyenlerin günü'
Türk Tiyatrosu'nun usta sanatçılarından Ferhan Şensoy da Dünya Tiyatro Günü'nün "tiyatrocuların değil, tiyatroya gitmeyenlerin günü" olduğunu söyledi. Şensoy, şunları kaydetti: "Biz tiyatroculara her gün bayram... Nasıl Dünya Çevre Günü, çevre ile ilgilenmeyenlerin, Barış Günü, barış konusunda duyarlı olmayanların günü ise Dünya Tiyatro Günü de tiyatroya gitmeyenleri ilgilendiren bir gün. Tiyatroya ilginin artmasına bir etkisi olmuyor. Tıpkı Sigarayı Bırakma Günü'nde hiç kimsenin sigarayı bırakmaması gibi. İnsanlar aniden tiyatroya koşmuyorlar. Geçen sezon, bir evvelki sezondan çok daha kötü geçti. Ama umudumu kaybetmiyorum. Umut etmek, benim için zorunluluk oldu artık..."
|
|
|
|
|
|
|
|