T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Mehmet Barlas yanlış hatırlıyor...

"Atatürk istese bile Mareşal Fevzi Çakmak Cumhurbaşkanı olamazdı" diyor Mehmet Barlas, "Çünkü Mareşal mebus bile değildi, o zaman şimdiki gibi kontenjan senatörlüğü yoktu..."

Acaba?

Mareşal Çakmak'a, "Adaylığınızı koyun, gerekirse anayasayı değiştiririz" teklifiyle giden kimdi?

Başbakan Celal Bayar'ın, adaylık için önce Mareşal Çakmak'ın kapısını çaldığını, kendi adaylığını önerenleri de İnönü belasından beri olmak için kibarca başından savdığını, ordu içindeki "olağan dışı hareketliliği" farkeden Çakmak'ın Cumhurbaşkanlığı teklifine sıcak bakmadığını sadece tarih değil, birçok "hatırat" ve "tanıklık" kaydediyor.

Elbette Şükrü Kaya ve Tevfik Rüştü Aras, İnönü dışındaki birinin Cumhurbaşkanı olması için tüm çabayı harcamışlardı. Neticede İnönü Çankaya'ya çıkmış, Kaya ve Aras tasfiye edilmişlerdi.

Ancak, Genelkurmay İkinci başkanı Orgeneral Asım Gündüz'ün iddia ettiği gibi, "ordu bu seçimden uzak" değildi.

Elbette 1924 anayasasına göre Cumhurbaşkanı yalnızca Meclis üyeleri arasından seçilebiliyordu, ancak bu engel bir "anayasa değişikliği"yle aşılabilirdi.

Anayasa engeli aşılsa Mareşal bu teklifi kabul eder miydi?

Etmezdi bence.

Çünkü Mareşal İstanbul'daki "cunta toplantısı"ndan haberdardı.

Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Fahrettin Altay'ın evsahipliğinde yapılan toplantıda "durum değerlendirmesi" yapılmış, bütün ihtimaller, bu arada Mareşal Fevzi Çakmak'ın bir oldu-bitti yaratıp yaratmayacağı tartışılmıştı

Fahrettin Altay'a göre, ordudaki subaylar İnönü'nün Cumhurbaşkanı olmasını istiyordu.

Ancak, Altay'ınki bir "görüş izharı" değil, düpedüz bir "emrivaki"ydi.

Kimi tarihçilere göre, Başbakan Bayar sağduyulu davranmış (Asım Gündüz'e göre ise korkmuş), darbe ihtimalini savuşturmak için İnönü'ye razı olmuştu.

Attila İlhan, tarihe "Milli Şef" olarak geçen İsmet Paşa'nın Cumhurbaşkanı seçilmesini şöyle değerlendiriyor:

"Babıali baskını neyse, İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanı olması da odur. Ordu ağırlığını koymuş ve tamamiyle iktidardan tasfiye edilmiş bulunan İnönü'yü Cumhurbaşkanı seçtirmiştir."

Daha önce Mareşal'a teklif götüren Bayar'ın birdenbire fikir değiştirip "İnönü" adını ortaya atması, "kendiliğinden" oluşmuş bir karar mıydı?

Hayır...

Ordu içindeki bir grup, İnönü'nün seçilmemesi durumunda bazı "nahoş olayların" meydana gelebileceği konusunda sinyaller gönderiyordu. Bayar bu resti görmüş, "çatışma"yı değil, "itidal" yolunu seçmişti.

Atatürk, İsmet Bozdağ'ın iddia ettiği gibi, ölümüne yakın bir dönemde yazdığı ve Çankaya'da mahfuz tutulan vasiyetnamesinde Mareşal Fevzi Çakmak'ın Cumhurbaşkanı seçilmesini istemiş olabilir.

Mümkündür...

Refikimiz Ardıç gibi, ben de yakından tanırım İsmet Bozdağ'ı; teşrik-i mesaimiz olmuştur hatta.

Yalan söylemez.

İnsanları şaşırtmak, hele teamülleri teryüz etmek gibi huyları yoktur.

Ama, bana kalırsa, sırf Atatürk istediği için Mareşal Cumhurbaşkanı olamadı.

Çünkü, ordu içindeki İnönücü klik Atatürk'ün tasarruflarından rahatsızdı; İnönü'nün iktidardan düşürülmesini ise hazmedemiyordu.

Güçlü ve belalı bir gruptu...

Zaten, Atatürk'le İnönü arasındaki "çatışmalı" ilişki, 1937 yılından başlayarak ordu içinde "mensuplarını" oluşturmuş, bu "kendiliğinden" bölünme "içe kapanmacı" politikalar izleyen İsmet Paşa'yı bir adım öne çıkarmıştı.

Mehmet Barlas bilgili, görgülü ve de malumat sahibi bir ağabeyimizdir.

Üstelik, son derece kibar...

Umarım, konuyla ilgili kanaat-i naçizim bir "polemik cehdi" olarak görülmez. Amacım, bugüne kadar pek hesaba katılmamış kimi çıkıntılarla "mevzu"ya katkı sağlamaktı...

"Militarizmin tarihi"ni kurcalayacak arkadaşlara da ufak bir "kıyak" aynı zamanda.


27 Mart 2002
Çarşamba
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED