T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Paramı nerede değerlendireyim?

Okuyucularımız tarafından en çok yöneltilen soru şu: Bir miktar param var, nerede değerlendireyim? Kocaeli'den yazan bir okuyucumuzun sorusuyla bu konuyu somutlaştıralım: 'Arsamızın satışından elimize 85 milyar lira geçti. Bu parayı şimdilik bir özel finans kurumuna yatırdık. Fakat daha önceki birikimimizi de bir holdinge yatırmıştık, bu krizden dolayı hiçbir şekilde geri ödeme yapmıyorlar, batmamak için. Bunun da böyle olmasını istemiyoruz. Dolayısıyla paramızı nasıl değerlendireceğimizi bilemiyoruz. Neyin daha az riskli ve daha kârlı olacağını kestiremiyoruz. Mesela gayri menkul, hisse senedi, üretime dönük küçük işletme, ticaret v.s gibi alanların hangisinde daha olumlu sonuç elde edebiliriz? Bize ne tavsiye edersiniz?'

Adıyaman'dan yazan bir okuyucumuz da yapabileceği yatırımlar hususunda önerilerimizi istiyor.

Son günlerde dolardaki düşüşün birçok kişinin kafasını karıştırdığını biliyoruz.

İsterseniz dövizin fiyatının izlediği trendi değerlendirdikten sonra okuyucularımızın sorularını cevaplamaya çalışalım.

Şubat krizinden sonra dövizin fiyatı Ekim-2001 ayına kadar yükselmeye devam etti,1.650.000 lirayı aştı. Ekim ayından sonra, İMF tarafından sağlanan 19 milyar dolarlık kaynağın kesinleşmesinden itibaren döviz düşmeye başladı ve bugüne kadar devam etti.

Ekim ayından bugüne kadar enflasyon oranı % 30'u buldu. Aynı dönemde dolar yaklaşık olarak % 20 oranında değer kaybetti. Bir başka ifade ile Ekim-2001 tarihinden bu yana TL'deki değerlenme oranı % 50'ye yaklaştı.

Bugün TL'nin aşırı değerli hale geldiği, dövizin fiyatının düşük kaldığı genel olarak kabul edilmektedir. Merkez Bankası Başkanı dahi geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada dövizin fiyatının olması gereken fiyatının altında kaldığını ve önümüzdeki günlerde dövizde değerlenme olabileceğini belirtti.

Keza, Devlet Bakanı Sayın Tunca Toskay, İMF Türkiye Masası Şefi Kahkonen'e, TL'deki aşırı değerlenmenin ihracatı olumsuz yönde etkilediğini ifade etmiş, ancak, Kahkonen'den yüz bulamamıştı.

Yatırım araçları

Atıl fonları bulunanların yatırım yapabilecekleri alanlara göz atalım.

Döviz satın almak.

Banka veya özel finans kurumlarında vadeli döviz hesabına yatırmak.

Banka veya özel finans kurumlarında vadeli TL hesabına yatırmak, kamu kağıdı satın almak.

Borsada hisse senedi almak.

Yatırım fonlarına yatırmak.

Hazine'nin çıkardığı 6 ayda bir faiz ödemeli, uzun vadeli ve döviz cinsinden ihraç edilmiş tahvil satın almak.

Gayrimenkul satın almak.
Altına yatırım yapmak.
Mal stoku yapmak.
Fabrika satın almak.

Bu liste uzatılabilir. Ancak, belli başlı yatırım alanlarını yukarıdakilerle sınırlandırmak mümkündür. Bu noktada tartışılması gereken, atıl fonların TL veya TL cinsinden ifade edilen yatırım araçları ile döviz veya döviz cinsinden ifade edilen yatırım araçları arasındaki tercihtir.

Hükümetin yıl sonu dolar kuru beklentisi 1.800.000 TL civarındadır. Yıllık devalüasyon oranı % 24 olarak tahmin edilmiştir. Hazine bonosu ve tahvilleri için öngörülen ortalama borçlanma maliyeti ise % 69-70 civarındadır. Hükümet'in tahminleri tutarsa, devlete borç vermenin getirisi dövizin getirisinden yüksek olacaktır.

Sorulması gereken soru şu: Hükümetin tahminleri tutar mı? Bu soruya maalesef olumlu cevap veremiyoruz. Ayrıntıya girmeden söyleyelim. Döviz baskı altında tutulmaktadır. TL'deki aşırı değerlenme oranı çok yükselmiştir. İMF'ye verilen niyet mektubunda 2002'den itibaren cari işlemlerde açık öngörülmektedir. Aynı zamanda örtülü bir sıcak para politikası uygulanmaktadır. Önümüzdeki aylarda döviz talebindeki artışa bağlı olarak dövizin fiyatı tırmanışa geçebilir.

Artışın ne zaman olacağını söyleyebilmek kolay değildir. Bir ay sonra da olabilir, 8 ay sonra da olabilir. Ekonomi bıçak sırtı dengede gitmektedir. Türkiye'de ve dünyada meydana gelebilecek olağandışı gelişmelere bıçak sırtı dengenin bozulmasına ve yüksek oranlı devalüasyona neden olabilir.

Döviz mi, TL mi sorusuna cevap vermeden önce yatırımcıları ikiye ayırmak gerekiyor: Kumarı sevenler, kumar oynamak istemeyenler.

Eğer kumar oynamayı seviyorsanız borsada hisse senedi alabilir veya kamu kağıdı satın alabilirsiniz. Eğer Hazine Bonosu veya Devlet Tahvili satın alır ve hükümetin yıl sonu devalüasyon oranı ve faiz oranı tahminleri tutarsa yıl sonu itibariyle döviz bazında % 25 civarında bir getiri elde edersiniz. Burada, 2001 yılında Merkez Bankası'nın açıkça taahhütte bulunmasına rağmen dövizin fiyatındaki patlamayı hatırlatmak isterim.

Yok eğer, hükümetin tahminleri tutmaz ve devalüasyon meydana gelirse kaybedersiniz.

Bir okuyucum, 'birikimlerinizi dövizde tutun' önerimize uymadığını ve uymadığı için de döviz bazında % 30 gelir elde ettiğini yazıyor. Bu okuyucum kumar oynadı ve kazandı. Eğer, İMF ile yapılan görüşmeler olumlu sonuçlanmamış veya 11 Eylül saldırıları meydana gelmemiş olsaydı okuyucumuz döviz bazında % 40-50 oranında kaybedecekti. Kumarda kaybeden olduğu gibi kazanan da olacaktır.

Eğer kumardan hoşlanmıyorsanız birikimlerinizi dövizde değerlendireceksiniz. Döviz cinsinden yatırım araçlarına yönlendirip, yıllık döviz bazında % 10-11 oranında bir getiri de elde edebilirsiniz. Bu şekilde bir tercihte bulunursanız, hiçbir zaman kaybetmezsiniz. Belki yüksek kazanç elde etme imkanınız olmaz, ancak, zarara da uğramazsınız. Dövizin TL cinsinden değerindeki iniş çıkışlar fazla anlamlı değildir. Elinizdeki dövizin uluslararası piyasalarda bir satın alma gücü vardır. Bu hiçbir zaman değişmez. İç piyasadaki değişimler kısa vadelidir, orta dönemde nötr bir etkiye sahiptir.

Gayrimenkul yatırımı düşünülebilir. Gayrimenkul fiyatları bir hayli düşük durumda. Ancak, konut veya işyerinden ziyade geleceği olan arsa satın almak kârlı bir yatırım olabilir.

Yeterli birikime sahipseniz, finansman sıkıntısı içinde olan, fakat, pazar imkanı bulunan küçük-büyük üretim tesislerinden satın alabilirsiniz. Tıpkı yabancı yatırımcıların yaptığı gibi. Tercihinizi ihracata yönelik üretim işletmelerinden yana kullanırsanız daha isabetli olur.

Çok olağanüstü dönemler için bulundurulacak bir miktar altın dışında altına yatırım yapmak anlamlı olmaz.

Yatırımlarınızda kesinlikle yabancı kaynak kullanmayın, banka kredisi ile yatırım yapmayın.

Neye yatırım yaparsanız yapın elinizde bir miktar nakit döviziniz kalsın.


27 Mart 2002
Çarşamba
 
NURETTİN CANİKLİ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED