T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Cevapsız birkaç soru

Doktorlar, "Sağlığı yerinde" deyip Bülent Ecevit'i görevinin başına gönderseler, bu durum sizde tıp mesleği hakkında nasıl bir kanaat uyandırır?

Yaşlılık her insanda etkisini farklı gösteriyor. Yüz yaşına geldiği halde zihni uyanık, çevikliği yerinde, pek çok faaliyetini başkalarına muhtaç olmadan görebilen yaşlılar olduğu gibi, çok daha erken yaşlarda elden ayaktan düşenler de görülebiliyor. Şu tespiti yapmak için doktor olmaya gerek yok, hepimiz benzer rahatsızlıklar geçirmiş yakınlarımızdan biliyoruz: Bülent Ecevit'in başbakanlık gibi her bakımdan ağır bir görevi yürütecek takati artık bulunmuyor. Aksini iddia etmek ve sanki rahatsızlığı yokmuş gibi siyaset ve devlet işleriyle meşgul etmek Ecevit'in lehine bir davranış değil.

Zaten, bu yüzden, kamuoyu karşısına çıkıp, "Başbakanın sağlığı yerinde" tarzında açıklamalar yapan doktorlar, sadece kendi mesleki kişiliklerini sakatlamakla kalmıyorlar, mesleklerini de gözden düşürüyorlar. Hekimlik, şu son birkaç günde olduğu kadar ciddi yara almamıştı.

Yaralanan sadece hekimlik mesleği değil. Kişisel ve zümresel çıkarlarını ülke çıkarlarının önünde tutan politikacılar da kendilerine iyilik etmiş olmuyorlar. Bizim televizyon ekranlarında gördüğümüz yürümekte zorlanan, oturduğu yeri beğenmeyen hasta Ecevit görüntüsü, onunla aynı odada birkaç saat geçiren MHP ve ANAP liderleriyle görüşlerine başvurulmak üzere liderler zirvesine çağrılan bakanlar için 'ayn-el yakin' bir gözlem... Hastane odasından çıkıp "Sayın Ecevit birkaç gün içerisinde işinin başına dönecek" tarzında açıklamalar yaptıklarında, politikacılar da 'güvenilmez' damgası yiyorlar...

Basın sanki farklı mı? İstedikleri zaman "Çat kapı" Bülent Ecevit'i ziyaret edip okurlarını yatıştıracak yazılar kaleme alan gazeteci arkadaşlarımız var. Onların "Turp gibi" dedikleri başbakan, pencereden mahçup bakışlarıyla kırıldı-kırılacak izlenimi veriyor. Gerçeklerle taban tabana zıt haber ve yazılarla kamuoyu karşısına çıkan gazeteciler, onların yazdıklarını ilk sayfaların başköşelerine yerleştiren yayın yönetmenleri, bu davranışlarıyla, "Halkın haber alma hakkını" kötüye kullandıklarını ve okurların gözünden düştüklerini bilmeliler.

İyi de, artık istirahata çekilmesi gereken bir siyasetçiyi, sağlığını daha da kötüleştirme pahasına, görev başında tutmanın anlamı ne? Hazır 'seçim' sözcüğü de telâffuz edilmişken, üç partinin üzerinde uzlaşabileceği birinin başbakanlığında ülkeyi sandığa götürmek üzere bir hükümet değişikliği neden düşünülmüyor?

Hükümeti oluşturan partilerin seçime gidecek durumları olmadığı belli; liderler oturup seçim kararı alsalar, "Bir daha gelemeyebiliriz" endişesindeki milletvekillerini görev sürelerini kısaltacak bir girişime zorlamaları mümkün olmayabilir de. Ancak, geçen dönemlerde, benzer durumlarda, Meclis, ülke çıkarlarını ön planda tutarak, ömrünü kısaltan kararı verebilmişti. Cumhuriyet tarihinin muhtemelen 'en milliyetçi' Meclis'i, küçük hesaplarla, fedakârlıktan kaçabilir mi?

Daha önemli bir nokta, şimdikine benzer ortamların, çoğu boş senaryolar üretimini hızlandırmasıdır. Bülent Ecevit'in sağlığı, epeyden beri, Ankara'nın sıcak gündem maddelerinden biri; ancak şu son bir hafta içerisinde sistemle ilgili işittiklerimiz daha önce fısıltıyla bile dile getirilmemişti. Şunu da unutmayalım: Hastalığına rağmen görevini sürdüren bir başbakanı olan Türkiye, dışarıda da irtifa kaybetmeye başlayacaktır.

Türkiye uzun vâdeli perspektiflerini şu andaki garabetler yüzünden teker teker kaybediyor. Siz Türkiye için iyi düşünmeyen biri olsanız, istediğinizi elde etmek için başka bir zamanı bekleme ihtiyacı duyar mıydınız? İktidarın miras yoluyla el değiştirdiği saltanat döneminde bile bugünküne uzaktan benzer bir garip durum yaşanmadığına emin olabilirsiniz.

Epeydir bir 'güvenlik devleti' olan Türkiye'nin güvenliği, aymaz politikacılar ve işbirlikçileri yüzünden gerçekten tehlikede.


24 Mayıs 2002
Cuma
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED