T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Safra kesesi taşında laparoskopik cerrahi

SAFRA KESESİ TAŞI kesin tedavisi için laparoskopik yöntemle safra kesesi alınıyor. Kansız veya kapalı ameliyat olarak da bilinen laparoskopi ile hasta, kısa sürede normal hayatına dönebiliyor.

Toplumda her yetişkin yüz kişiden en az 15'inde rastlanılan, 55 yaşın üzerinde olanlarda, kadınlarda, şişmanlarda, çok doğum yapmış kadınlarda ve açık tenlilerde daha çok görülen safra taşı genellikle sindirim şikayetleri ile belirti veriyor. Bu nedenle mide hastalıları ile çok kolay karıştırılabiliyor. Ancak teknolojik gelişmeler sayesinde eskiye nazaran daha kolay teşhis edilebiliyor.

Kolay teşhis

Safra kesesindeki taşın günümüzde kolaylıkla anlaşılabildiğini ifade ede Medipol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı; "Safra kesesi taşı şüphelenilen bir hastada, üst batın ultrasonografisi ile taş kolayca tespit edilir. Birçok görüntüleme metodu ile tanı konulabilinirse de ultrosonografi en uygun yöntemdir." diyor.

Prof. Dr. Hasan Taşçı'dan aldığımız bilgiye göre hastanın yağlı yemeklerden sakınması, sindirimi kolaylaştırıcı ilaçlar kullanması, ancak kesin tedavi için de mutlaka ameliyat olması gerekiyor. Bu durumda hastanın karşısına iki tür ameliyat çıkıyor. Bunlardan birincisi; açık yani cilt kesisi yapılan ameliyat, ikincisi ve en çok tercih edileni kapalı yani laparoskopik ameliyat.

Ameliyat geciktirilirse...

Her hastalık için olduğu gibi safra taşında da tedaviyi geciktirmemek gerekiyor. Ameliyatın gecikmesi; ağrı atakları, safra kesesinde iltihaplanma, taşın ana safra kanalına düşmesi sonucu sarılık, karaciğer bozukluğu, pankreas bezi iltihaplanması gibi ciddi problemlere, acil ameliyat gereksinimlerine yol açabilir.
BİLGİ İÇİN: (0 216) 340 33 33

Medipol'e 'Taşçı' transferi

İstanbul Medipol Hastanesi'nde göreve başlayan Prof. Dr. Hasan Taşçı ile 'safra kesesi taşının laparoskopik cerrahi ile tedavisi' hakkında özel bir röportaj yaptık. Bu haberi yanda bilgilerinize sunuyoruz.

İstanbul Anadolu yakasının en geniş olanaklarına sahip hastanelerinden biri ola Medipol Hastanesi, güçlü ve deneyimli sağlık kadrosuna önemli bir ismi daha ilave etti. Laparoskopik Cerrahi alanında Türkiye'nin önde gelen genel cerrahi uzmanlarından Prof. Dr. Hasan Taşçı artık İstanbul Medipol Hastanesi'nde. Genel Cerrahinin safra kesesi taşı, guatr, kıl dönmesi, fıtık, mide, barsak, meme ve anal bölge hastalıklarında adından sıkça söz ettiren, ancak özellikle laparoskopik cerrahi ve lazer uygulamalarında hem ülkemizde hem de yurtdışında önemli başarılar gerçekleştiren Prof. Dr. Hasan Taşçı'nın aynı zamanda İstanbul Ünivetsitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim dalında öğretim üyeliği de bulunuyor.

TEDAVİDE İLK TERCİH, ALTIN STANDART LAPAROSKOPİ

Laparoskopi ameliyatının genel anestezi altında; karın bölgesine açılan 3-4 adet 5-10 mm'lik küçük kanallardan girilen cihazlar yardımıyla, televizyon görüntüsü eşliğinde yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Hasan Taşçı, "Laparoskopik ameliyatta karın cildi kesilmediği için hasta ameliyattan sonra ağrı çekmemekte, işine hemen dönebilmekte, ayrıca açık ameliyattın oluşturabileceği yara açılması ve yara yeri enfeksiyonu gibi sorunlar görülmemektedir." diyor. Ameliyat sırasında safra kesesi içindeki taşla birlikte çıkarılıyor. Safra kesesinin alınması hastada bir eksiklik oluşturmuyor. Safra kesesi alındıktan sonra da safra yapımı ve akışı normal olarak devam ediyor.

 
Doktorunuzla Başbaşa
Bel fıtığı ve mikrodiskektomi ile ameliyat

Spor, felç riskini azaltıyor
Amerikalı bilim adamları yaptıkları araştırmalarda, koşu ve egzersizin felç riskinin azalmasında etkili olabildiğini saptadı "Journal Medicine and Science in Sports and Exercise" adlı dergide yer alan bir araştırmada, egzersizin damar sağlığını korurken, kalp ve beyine giden damarlardaki pıhtılaşmayı da önlediği ortaya çıktı.
Çocukta hiperaktiviteye dikkat
Çukurova Üniversitesi (Ç.Ü.) Tıp Fakültesi Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Avcı, aşırı hareketlilik, saldırganlık, tutarsızlık, hayal kurma, dalgınlık, sakarlık ve çevreyle iletişim kurmada güçlük gibi belirtileri bulunan "dikkat eksikliği ve hiperaktivite"nin her 30 çocuktan birinde görüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Ayşe Avcı, "tedavi yanında anne-babanın eğitimi de büyük önem taşıyor, tedavide yüzde 95 oranında başarı sağlanıyor" dedi.
Sırtınız mı ağrıyor?
Uykusuzluk, hatalı duruş ve ağır çalışma koşullarının hastalığı tetiklediğini belirten Prof. Dr. Kamil Göncü, "tedavinin başarısında egzersiz ve hastanın eğitimi birinci koşuldur" dedi Sırt ve boyunda etkili olan ve tıp literatüründe "Fibromiyalji" adı verilen romatizmal hastalıkların, 30-50 yaş arası her 100 kadının 12'sinde görüldüğü bildirildi. Göncü, genellikle 30-50 yaş arasında ortaya çıkan bu rahatsızlığın her 100 kadının 12'sinde görülmesine rağmen erkeklerde bu oranın yüzde2 civarında olduğunu söyledi.
23 Mayıs 2002
Perşembe
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED