T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

K Ü L T Ü R

Şiirin rengi 'Erguvan'

İlk kez yapılan Erguvan Şiir Akşamları, katılımcıları şiirin doyumsuz rengine ulaştırdı. İstanbul Üniversitesi'ne bağlı Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde yapılan akşama başörtülülerin alınmaması ise şiiri bile utandırdı.

Türk Edebiyatı öğrencisi iki genç, şiir dostlarını "Erguvan Şiir Akşamları" adıyla, yeni bir gelenek için bir araya getirdi. İstanbul Üniversitesi öğrencileri, okunan şiirleri nefeslerini tutarak dinledi. Ancak üniversiteye bağlı Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde yapılan şiir gecesine katılmak isteyen başörtülü bayanlar 'başörtülü' oldukları gerekçesiyle içeriye kabul edilmediler.

Vezneciler'deki Güzel Sanatlar Bölümü'nde gerçekleştirilen ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Edebiyatı Bölümü öğrencilerinin düzenledikleri 1. Erguvan Şiir Akşamları, şairler ve şiire gönül verenleri bir araya getirdi. "Şiir Edebiyatın Gözüdür" sözüyle tanıtılan programda bir konuşma yapan Türk Edebiyatı Bölüm Başkanı Necat Birinci, çok büyük hassasiyet isteyen şiir alanında adım atmanın zorluğunu hatırlatarak, bir geleneği başlatan öğrencilerini kutladı.

"Şiir hayattır"

"Şiir edebiyatın, hayatın içinde" diyen Birinci, öğrencilerine şiirin kafiyesi, hecesi gibi her niteliğini öğrettiklerini ancak, bunları öğrenmenin bir anlamı olmadığını söyledi. Birinci, "Bunlar bizi sadece şiirin etrafında dolaştırır. Bir binayı seyreder gibi. Ama hazineler derinliklerdedir. Şiir dilin derinliklerindedir" dedi. Konuşmasında şairleri 'kelime cambazları' olarak niteleyen Birinci, "Şiir duygulardan değil kelimelerden doğar. Şairler kelimelerle oynar. Onlarla yeni duygular ve yeni dünyalara açılacak kapıları zorlarlar" diye konuştu. Son dönemlerde şiire olan ilginin arttığına ve şiir matinelerinin çoğaldığına da dikkat çeken Birinci, sözlerini Necip Fazıl Kısakürek'in şu dizeleriyle bitirdi "Bir gün anlaşılır şiir, çoğu gitti azı kaldı. Ekmek gibi azizleşir. Çoğu gitti azı kaldı"

Gecede daha sonra şair Mehmet Ocaktan "Kırık bir rüya denizi", Lale Müldür "Destina", Ali Ayçil ise "Arastanın Son Çırağı" isimli şiirlerini seslendirdiler. Ali Ural'ın da bir şiir okuduğu gecede gazeteci Savaş Ay da kendisinden ve bazı şairlerden bir şiir demeti sundu. Erguvan Şiir Akşamları'na Tuğrul Tanyol, Nilay Özer, Mehmet Akif Tunç'un da aralarında olduğu çok sayıda şair, sanatçı ve öğretim görevlisi katıldı.

Şiiri utandıran ayıp

İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne bağlı olan Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde yapılan şiir gecesine katılmak isteyen başörtülü bayanlar ise şiir gecesine 'başörtülü' oldukları gerekçesiyle alınmadılar. Kapıda gelen ziyaretçileri karşılayan şiir programını düzenleyen kız öğrenciler, gelen başörtülü bayanları 'Rektörlüğün emri" gerekçesiyle içeriye alamayacaklarını açıkladılar. Çok sayıda başörtülü şiirsever programı izleyemeden geri dönmek zorunda kaldı.

 
Olağan bir 'mucize' bu
Kubilay Tunçer'in yazdığı Lale Mansur ve Kubilay Tunçer'in birlikte oynadığı, Açık Tiyatro'nun ilk oyunu olan "Olağan Mucizeler" 56. Edinburgh Fringe Tiyatro Festivali'ne davet edildi.
Tiyatro sokağa taşıyor
Taksim Meydanı dev kuşlarla doluyor. 13. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali, yarın Taksim Meydanı'nda, dünyanın en ünlü sokak tiyatrosu topluluklarından biri olan Plasticiens Volants'ı İstanbullular'la buluşturuyor. Fransız topluluk rengarenk dev kuşların kalabalığı peşlerine takarak dans ve müzik eşliğinde kendilerine bir kral aramalarını konu edinen "Kuşların Dili - Simurg" adlı gösterisiyle saat 20:30'da bütülular'ı sokaklara dökecek. Bugüne kadar tüm Avrupa ülkelerinin yanısıra Güney Amerika ve Avustralya'ya da turne yapan Plasticiens Volants, 1992'deki Barselona Olimpiyatları'nın kapanış gösterisinde ve 2000 yılında Sidney Olimpiyatları'nın açılışında unutulmaz gösterileriyle izleyicileri büyülemişti.
Türk tenor Grammy aldı
Mersin Devlet Opera ve Balesi solist sanatçısı tenor Bülent Bezdüz, ilk kez bir Türk adını, Müzik Oscarı sayılan Grammy ödülleri listesine yazdırdı. Bu yıl Best Opera Recording dalında Grammy alan Berlioz'un Troyalılar operasının başrollerinden birinde, tenor Bülent Bezdüz de rol aldı. Londra Senfoni Orkestrası eşliğinde seslendirilen operada, Helenus ve Lopaz rollerini üstlenen Bezdüz, Grammy almanın onurunu yaşadı.
24 Mayıs 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED