T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Teknoloji huzur vermiyor!..

Sahilden içeriye doğru ilerleyip, 20-25 km'den sonra, size gülen bir köy... Bir günde, üç mevsimi yaşamak mümkün bu köyde...

Hele, bir sabah vakti, beş ayrı sesle kuşların ikazı ile uyanmak...

Bu durum, on-onbeş yıldır görülmeyen bir olay!..

Şu, Çernobil faciası'nın bir uzantısı, son bulur gibi...

Yıllarca, toprak, ağaçlar, meyva ağaçları, değil meyva, çiçek açamaz bir haldeydi...

Bunun sonucu da, yıllarca, toprak ürünleri, su ve havası ile bir nesil, "radyasyonlu çay"la, zehirlenip durdu!..

Ortaya çıkan, mide, bağırsak ve yemek borusu iltihabı ile "kanserojen madde" yemenin, sağlığı ve insan neslini bitirme cinayeti...

İşte yıllardır duyulmayan kuşların sesi; bu sefer, bir orkestra halinde, yeşil ağaçlar ve çam ormanları arasında yansıyıp dururken, cami imamının hoparlörden yansıyan sesi "orman sekinleri"nin de duyarlığına etki yapıyor!..

Böyle bir ortamda, canlı bahar havası içinde ömür sürmek kadar huzurlu bir şey olamazdı!..

Amma "köylü"nün derdi de bir türlü bitmiyor ki!..

Bu "köylülük" İstanbul'un Kadıköy'ü veya Yeniköy ile Yeşilköy'ün benzeri değil!..

Onların kaderi, emekçi, adil vergi ödeyici ve toprağından rızkını sağlayan "efendi"likten başka bir şey değil...

Öyle olunca da, bir sürü partili partisiz oyun ve hesapların etkisinden kurtulmak için, Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'den "medet umma" gibi bir sağduyusu gözleniyor...

Artık halkta, bir beklenti, umutlu bir gelecek için bir "erken seçim"den başka çare kalmadığı havası giderek, bol oksijenli bir ortamı "gaz patlaması"na kadar varacak gibi...

Burada şunu da dikkatle izlemek gerekir ki, SP ile AK Parti arasında "tabanda" baş gösteren "içten içe çekişme"nin de son bulması gerekir ki, yıllarca "kader birliği" yapanların "düşman kardeşler" olarak diğer partilerin "tilki kurnazlığı"na alet olmaktan kendilerini kurtarmış olsunlar.

Onun için, teknolojinin atık maddeleri, bir müddet zarar verir, amma, kardeşler arasında baş gösteren "münaferet" nesilden nesile akıp gider... Sorumlular, sorunları çözmekle, iyi bir "kardeş" olmayı isbatlamakla yükümlüdürler!..

Not: Velâdet gecesi, münasebetiyle:

"Ben Rasul-i Kibriya'nın Bülbül-i nalânıyım!
Mücrimim, gerçi Muhammed Mutafa hayranıyım." (A.U. Kurucu merhum)


www.sadikalbayrak.com

24 Mayıs 2002
Cuma
 
SADIK ALBAYRAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tü¦¦ğt‹Û÷^ïÕ¾ÿuû|ûz?Šù| |øt9¡÷t«Û÷=üÿÿÿ‹ìuõ½Ç