AKParti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, demokrasi için mücadele ettiğini belirterek,"Bunun bedeli neyse onu ödemeye de hazırım" dedi. Erdoğan, partisinin il teşkilatlarının açılışı çerçevesinde çıktığı Türkiye turunda, parti otobüsünde Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandırdı.

Mehmet Ali Bayar ABD'den DTP'nin başına getiriliyor. Bu, AK Parti'nin önünü kesme çabası olarak değerlendirilebilir mi?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her bireyin demokratik yarışa katılma en tabiî hakkıdır. Amerika'dan ya da Uzakdoğu'dan gelmesi farketmez. Biz, kimin hangi partinin başında olduğuyla ilgilenmeyiz. Biz hazırladığımız programlar çerçevesinde yolumuza devam ediyoruz.

Başbakan Ecevit "soykırım" ifadesini kullandıktan sonra, baskılar sonucu iki kez açıklama yapmak zorunda kaldı. Neden?

Aslında Sayın Başbakan burada İsrail halkını kastetmediğini, İsrail yönetiminin soykırım yaptığını söylüyor. Bu ifade geri adım sayılmaz. Ama Türkiye'de işine gelenler bunu oraya oturtuyor. Lobi faaliyetleri ile bunu yapıyorlar. Bu açıklama Başbakan'ı zayıf düşürme istikametinde, hem de lobi faaliyetlerinin başarısı olarak gösterme gayretidir.

Parti içinden size eleştiriler geldi. Diğer partiler de bu konuda, AK Parti'yi yeterince demokrat olmadığı konusunda eleştirdiler...

Biz demokrasinin partimizde ve ülkemizde yerleşmesi için şu ana kadar ne kadar mücadele verdiysek, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Bedeli neyse, onu da ödemeye razıyız. Ama demokrasilerde eleştiri ile hakareti birbirinden ayırmamız gerekiyor. Demokrasi kendi içinde disiplini olan bir sistemdir. Disiplini anladıklarında onlar da bunun bedelini öderler. Yoksa, bir başkasını aşağılamakla, tahkir ve tezyif etmekle demokrasiyi hiçbir zaman bir tutamayız. Kimsenin hak ve özgürlüklere, demokrasinin arkasına sığınarak hakaret etmeye hakkı yoktur.

'Çözüm reçetesi bizde'

AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkeyi, içinde bulunduğu krizden çıkarmanın reçetesi bizde" dedi. Partisince Yavuz Selim Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap eden Erdoğan, ülkenin kötü yönetildiğini belirterek, "Türkiye'nin kötü yönetilmeye layık olmadığını" söyledi. "Bunlar ülkeyi yönetmek için tek çarenin zam olduğunu sanıyorlar" diyen Erdoğan, "Şunu iyi bilmeliler. Halkın istemediği hiçbir iktidar, halka rağmen iş başında duramaz. Ne kadar ayak diretirlerse diretsinler, mutlaka gidecekler. Yapacakları ilk iş, halkın önüne sandığı koymaları olacaktır" diye konuştu. Erdoğan, anket sonuçlarına göre partisinin tek başına iktidara geleceğini de belirterek, şöyle dedi: "Meclis'e tek başımıza girmek istemiyoruz. Onlar da muhalefet olarak girsinler ve bizden iktidar nasıl olunur, halk nasıl yöneltilir ders alsınlar istiyoruz. Ülkeyi krizden çıkartmanın reçetesi bizde. Ülkede kilit nokta olan 128 yerde gereken değişikliği yapar ve oralara ehil insanları koyarsınız, o zaman ülkenin iyiye gittiğini görürsünüz."

Meydanlardan korkuyorlar

Konuşmasında, bazı basın organlarının partisi ve kendisi ile ilgili olumlu haberlere yer vermediğini de ileri süren Erdoğan, "Her gittiğim yere basın kamerasıyla, muhabiriyle bir ordu gönderiyor. Bekliyor ki, 'Tayyip alanı dolduramasın, boş alanı çekerek, haber yapalım'. Ama görüyorlar ki meydanlar hınça hınç dolu. O zaman bunu ne haber yapıyorlar ne de televizyonlarda gösteriyorlar. Bunlar önemli değil, kim ne yaparsa yapsın gümbür gümbür iktidara geliyoruz" diye konuştu.

Vatan için savaşıyorlar

Ortadoğu'daki çatışmalara da değinen Erdoğan, Türkiye'nin bu konuda daha etkin politika izlemesini istedi. Filistinli gençlerin toprak ve hürriyet için kendilerini canlı bomba yaptıklarını da ifade eden Erdoğan, "Vatanı için, namusu için vücuduna bomba sararak patlatan genç kızlarımıza 'terörist' diyenlere destek vermek bizim için acıdır. Acaba onların yerinde biz olsak farklı bir şey mi yapardık? Terörist mi olacaktık?" dedi.