|
|
|
|
Geride bıraktığımız yılın sportif açıdan analizini yaparsak, Futbol Milli Takımımızın başarısı bana göre çok, hemde pekçok önemli. Lig takımlarının kadrolarına bakıyorum hepsinde isimlerini bile tam telafuz edemediğim isimlerle dolu. Bunların içinden bizim çocukları seçeceksin ve Dünya Kupası elemelerinde yüzünün akıyla çıkacaksın. Diyelim ki orta sahanın sol kanadına seçim yapacaksın en iyiler ya Afrikalı, ya Brezilyalı veya Alman. İşte en zor tarafı da buydu. Onun için milli takım için soyunan teknik heyeti kutlamak gerekir. Takımların ilk yarı maçlarına şöyle bir göz atalım... Hepsini yazarsak sayfalar yetmez onun için A'dan, Ankaragücü diyelim. 18 maç yapmış gollerin bilançosu şöyle: Kennedy 8 gol, Augustine 14 gol, Regerio 2 gol. Bunlar yabancılar. Bizim çocuklar ne yapmış... Yılmaz 3, Hasan Keleş 3, İsmet 1, Hüseyin 2, Cafer 2, Niyazi 1, Özgür'le Cihat ise kendi kalelerine... Trabzonspor ise seri şampiyonluklar kazandığı sezonlarda neredeyse milli takımın iskeletini oluşturuyordu. Bugünün tablosuna bakıldığında Sambacılar denilen yabancılar, Sambayı bırakın Horon bile tepemez oldukları ortaya çıktı. Eduardo denen adam 4 maç için sahaya çıkmış toplam 65 dakika oynamış. Marco Avrelli efendi ise nişanlısı ile tatilin tadını çıkartırken bir de mesaj yolluyor. "Kulüpte bir sorunum yok" diye. Özkan Sümer, Kulüp Başkanı olarak, teknik direktör gözlükleri ile izleyerek transfer ettiği Sambacılara sahip çıkmak zorunda kalacaktır. Yıllar önce, M.Ali Yılmaz Başkan ve Özkan Sümer teknik direktör. Ve, Yugoslavya'dan yabancı futbolcular alınmıştı. Özkan Sümer bu futbolcuları seyretmeden alındığını biliyordu. O günlerde sütten ağzı yanmıştı. İşte, bu tablolar arasında Şenol Güneş 2001 yılındaki başarısı ile bence "SPOR OSCAR" ödülünü haketti. İkinciliği ise zaten "İKİNCİ" olan basketbolcularımıza veririm...
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |