T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Tartışıyoruz, ama nece tartışıyoruz?

Son zamanlarda hepimizi taraf haline getiren tartışmaların izlediği seyir herhalde dikkatinizden kaçmıyordur: Hemen her hafta yeni bir tartışma patlıyor, ciddi fikirler serd ediliyor, kafalar karışıyor, sonuç alınmadan unutulmaya terk ediliyor... Kafalarımız karma karışık oldu.

Arşiv çalışması değil, yalnızca belleğimden yararlanarak size son zamanların tartışma listesini sunacağım: İki ay önce tartışma konusu 'Alman vakıfları' idi. Sonra 'Salkım Hanım filmi' gündeme geldi. Neredeyse eşzamanlı patlayan bir başka tartışma konusu ülkemizdeki 'misyoner faaliyetleri' oldu. Ecyad kalesi üzerinde fikir beyan etme fırsatı bulan buldu, bulmayan için şimdi elde yeni bir konu var: 'Karadeniz'de Pontus devleti' kurma çalışmaları. Ben bu yazıyı yazıyorum, ama eminim önümüzdeki günler için planlanmış yeni bir tartışma konusu ortaya atılacaktır...

"Planlanmış" demekle, tartıştığımız konuların 'kendiliğinden' olma özelliğinden yoksunluğuna işaret etme derdindeyim. 'Kendiliğinden', yani bir başka olayla irtibatlı olarak çıkmıyor tartışmalar; tersine, bazı konular iyice olgunlaştıktan, hatta çözüme kavuştuktan sonra tartışma gündemine taşınıyor. Bergama'da altın çıkartmayı engelleyen bir Alman vakfından hareketle ülkemizde faaliyet gösteren bütün Alman vakıflarını sorgulama süreci sözgelimi; mahkemeler Bergama'da altın çıkartmaya izin verdikten sonra başladı. 'Salkım Hanım' filmi, çekilip gösterime girdikten iki yıl, TRT ekranına çıkarıldıktan ise neredeyse üç ay sonra 'Ermeni soykırımı' iddialarıyla bağlantı kurularak tartışma gündemine getirildi. Ecyad kalesi kale yıkıldıktan sonra tartışma konusuna dönüştü.

Dikkat ederseniz, birbiri ardına patlayan tartışma konuları, sorunu belirleyip çözme amacına hizmet etmiyor. Tartışırken sorunu öğreniyoruz, ama bu öğrenme süreciyle eşzamanlı olarak bir başka gerçekle daha yüzleşmemiz gerekiyor: Bu tür sorunların çözülmesini engelleyenler var... Konuların büyük çoğunluğunun arkasında, ne hikmetse, 'AB aday üyesi' olarak ısınmamız gereken Avrupa ülkeleri var bulunuyor. Altınımızı çıkartmayarak, misyonerleri aracılığıyla dinlerini yayarak, eski defterleri açıp bazı bölgelerimize göz koyanlar onlar... Bir de, tarihi eserlerimizi tahrip edip yıkmaktan çekinmeyen, bize düşman İslâm ülkeleri...

Tartışmada o boyut ısrarla gözlerden saklansa bile, bir kenarda izleyenler şu görüşe kolayca ulaşabiliyorlar: "Ah şu Avrupa Birliği, ah şu AB üyesi ülkeler... Bizi bölmeye çalışıyorlar... "

Tartıştığımız konular arasında irtibat kurmamıza sebep olan başka ortak noktalar da var; bunların başında konuların gündeme taşınmasında izlenen yol geliyor... Daha önce bir konuyu derinlemesine ele aldığı pek görülmemiş bir-iki köşede, eğer birden fazla köşede çıkmışsa neredeyse birbirine benzeyen ifadelerle, tartışma başlatılıyor... Alman vakıflarından Pontus'a hemen bütün tartışma konuları, ilk kez aynı gazetede belli bir yazar tarafından gündeme taşındı, televizyonda aynı programda tartışıldı. Güncellikle herhangi bir irtibatı bulunmayan 'ilginç konular' hep aynı yolu izleyerek gündemini buluyorsa, 'tesadüf' sözcüğünü unutmamız gerekir...

Tartıştığımız konular elbette önemli ve bu sebeple de toplumsal bellekte derin izler bıraktıkları da bir gerçek. Ancak, bıraktığı derinlikten çok uzak bir yüzeysellikte ele alındıkları için, tartışıyoruz ama nece tartıştığımızı bilemiyoruz. Ecyad kalesini yıkan Suudi Arabistan yönetimi hiddetimizden nasibini aldı, ancak bu arada –özellikle Osmanlı– geçmişimizle kendi aramızın da fazla iyi olmadığını fark ettik... Fark ettik de ne oldu? O konuyu da tartışarak tükettik...

Tartışmaktan hoşlanan bir ülkeye titizlikle hazırlanmış tartışma konularını sunanların bundan sonra gündemimizi nelerle zenginleştireceklerini tahmin etmek de zor değil. Avrupa'ya ve İslâm Dünyası'na dönük olumlu kabullerimizi sorgulamaya, AB ile aramıza mesafe koymaya, İslâm ülkelerine yönelik operasyonları haklı bulmamıza yarayacak ihtilâflı pek çok konu, şapkadan çıkartılacak onlarca 'tavşan' var...

Tartışalım, ama yapay gündemleri tartıştığımızı da bilelim.


15 Ocak 2002
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED