Sevgili Sinan'ın adı Beşiktaş manejeri olarak gündeme geldiğinde doğrusunu isterseniz bu kararı yadırgamış ve hatta birçokları gibi hiç de doğru bulmadığımızı vurgulamıştık!..

Futbol dünyasında manajerlik kavramı ülkelere göre çeşitlilik arzeder. İngiltere'de manajer, takımın tüm teknik sorumluluğunu yüklenen bir hoca ( teknik Direktör) olduğu gibi ayni zamanda da transferleri yapan mesul kişidir.. İtalya'da teknik ve idari manajer ayrımı vardır.. Bizde ise manajerlik mevhumu takımdan takıma farklılık arzettiği gibi yöneticilerin görev sınırlaması ile de değişken bir yapıya bürünür. Anlıyacağınız yönetim yapısı ve kulübe göre özel bir anlam kazanır.. Tıpkı Adnan Sezgin'in İstanbulspor'da, Kadir Akbulut ve Sinan Engin'in Beşiktaş'da MANAJER ünvanı altında birbirinden tamamen farklı görevler üstlendikleri gibi...

Ama adına ne derseniz deyin, Sinan Engin'in Beşiktaş'da bugüne kadar farkına varmadığımız büyük bir boşluğu doldurduğu apaçık ortada.. Değerli dostum Haşmet Babaoğlu bu durumu ilk defa NTV ekranlarından gayet güzel bir şekilde açıklarken sanki düşüncelerimi okuyordu..

Biz aylardır bu takıma ve hatta Daum'a bir psikolog gerekli diye feryat ederken meğer Sinan kardeşimiz tahsilini görmediği halde büyük bir beceri ile bu göreve de soyunmuş!..

Fenerbahçe maçı öncesi ve sonrasında futbolcuların birbirine nasıl kenetlendiğinin bir başka izahı var mı acaba?..

Böylesine bir arkadaşlık ve inancı bu takıma kim aşıladı?..

Hocası oyuncuları yerin dibine sokar, yönetim ekonomik sıkıntılar içinde ödemeleri geciktirirken herkesin başını dik tutup görevini hakkıyla yapmasını kim sağladı?..

Daum'un akle hayale sığmıyan çarpık beyanatlarının 9 şiddetindeki depremlerini kim önledi bir düşünün lütfen?!..

Evet Sinan Engin bizi çok fena yanılttı.. Acaip şaşırttı!..

Özür borcumuzu biraz geç olsa da eda ederken galiba artık söylenecek tek birşey kaldı!..

Ne diyelim!.. Böyle yanılgıya can kurban!..

HÜROL BİLAL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu