T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

G Ü N D E M

Ekonomi dış politikayı belirliyor

120 milyar dış borcu olan bir ülkenin dış politikadaki hedeflerine ulaşamayacağını belirten Davut Dursun, "Ekonomi, dış politikayı belirliyor" dedi.

Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Kocaeli şubesinde, "Türkiye ve Dış Politika" konulu bir panel düzenlendi.

Türkiye'nin dış politikasının masaya yatırıldığı toplantıda, konuşan gazetemiz yazarlarından Davut Dursun, ülkelerin, dış politikalarındaki ideallerini gerçekleştirmek için zamana göre hareket etmek zorunda olduklarına dikkat çekerek, Türkiye'nin dış politikasını gözden geçirmesi gerektiğini savundu.

Gerçekleşemeyen hedefler

1920 yılından başlayarak Atatürk'ün, izlediği dış politikanın bağımsızlığını tescil etmiş ve tarafsız bir dış politika olduğunun altını çizen Dursun şunları söyledi: "Bu politika, 1945 yılından sonra değişmeye başladı. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'ya açılmaya başladı. 1965'ten sonra ise Batı'yı bırakıp Ortadoğu ve İslam ülkelerine yönelik bir politika izlemeye başladı. 1980 sonrası Avrupa ile olan ilişkileri tamamen bozan Türkiye, ABD'nin ekonomik baskısı altında kalarak, gerçekleştiremeyeceği dış politika hedeflerine yönelmiştir. Yani, ekonomi dış politikayı belirliyor. 120 milyar dolar dış ve 80 milyar dolar iç borcu olan bir ülkenin, dış politikadaki hedeflerini gerçekleştirmesi mümkün değil."

MİT eski Daire Başkanı Mahir Kaynak da yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dış politikasında gündeme taşıdığı kavramların birbiriyle çeliştiğini öne sürdü. 1947 yılından bu yana ABD'den yardım alındığını söyleyen Kaynak, buna karşı ABD'nin Türkiye'yi yıkmak istediği ifadesinin bir çelişki olduğunu belirtti. Türkiye'de, 'ABD yardım etmek istiyor' ile 'ABD bizi yıkmak istiyor' kavramlarının aynı anda tartışılabildiğine dikkat çeken Kaynak, "Hangisi doğru belli değil. Bu yüzden de, Türkiye'nin dış politikasındaki kavramlar, birbiriyle çelişmektedir" dedi.

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emin Sönmez ise, Avrupa ve Amerika'nın, "insan hakları" ve "demokrasi" kelimelerini dilinde tespih yaptığını savunarak bu iki kelimenin "insani müdahale" kavramını ortaya çıkardığını söyledi.



25 Ocak 2002
Cuma
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED