|
|
Meclis'e 'derin' abluka Uyum Yasa Tasarısı'nı görüşen Adalet Komisyonu'na gönderilen bir belgede, komisyondaki 312. maddenin aynen geçirilmesinin istenmesi dikkat çekti.
TCK'nın 159 ve 312. maddelerini içeren Uyum Yasa Tasarısı görüşmelerine başlayan Meclis Adalet Komisyonu üyelerine gönderilen bir belge, maddelere ilişkin derin baskıları içeriyor. Belgede, 312. maddede herhangi bir değişiklik yapılmaması öngörülüyor. 5 sayfalık belgede, TCK'nın 312. maddesi ile AB ülkelerinin mevzuatında yer alan ilgili maddelerin karşılaştırması yapılıyor. Kamu düzeni savunması 312. maddede herhangi bir değişikliğe gidilmesinin mümkün olmadığı savunulan belgede, şu görüşler ileri sürülüyor: "Bu suçun ülkemizde politik, mezhep, etnik ve diğer farklılıklar nedeniyle kamu güvenliği ve düzeni açısından önem taşıyan bir suç olduğu, TCK'nın 163'ncü maddesinde yer alan şeriat devleti propagandası suçunun kaldırılmasından sonra öneminin daha çok fazla artarak hayati düzene ulaştığı bilinmektedir. Anayasa'nın zorunlu kıldığı TCK'nın 163'ncü maddesinin kaldırılması ile doğan önemli boşluk henüz giderilememiştir. Türk Ceza Kanunu'nun 312'nci maddesi herhangi bir şekilde propaganda veya benzer bir düşünce açıklaması suçu olmayıp, doğrudan şiddete yani kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme suçudur ve unsur itibariyle, en marjinal grupların dahi düşünce açıklama özgürlüğü sınırları içine çekemeyecekleri nitelikte bir eylemdir." Her ülkede uygulanıyor 312'ye benzer hükümlerin diğer ülkelerde de uygulandığı savunulan belgede, Alman Ceza Kanunu'nun 125, İspanyol Ceza Kanunu'nun 510, Yunanistan Ceza Kanunu'nun 192, İsviçre Ceza Kanunu'nun 261. maddeleri ile İsveç Ceza Kanunu'nun 8. bölümünün bu konudaki hükümleri içerdiği ifade ediliyor. 312'nci madde benzerinin bütün demokratik ülkelerde yer aldığının öne sürüldüğü belgede şu görüşlere yer veriyor: "Kaldı ki bugünkü çağdaş ceza hukuku anlayışına göre, bir toplumda bazı eylemlerin suç olup olmaması, sözkonusu eylemlerin o toplum için bir ceza yasası ile yasaklanması yönünde toplumsal bir ihtiyaç bulunması koşuluna bağlanmaktadır. Şüphesiz ki, çağdaş demokrasilerde ceza hukukuna uygun ilişkin vazgeçilmez ve ortak değerler de, eylemin suç olarak belinlenmesi açısından dikkate alınmalıdır." "312'de değişiklik yapılmamalı" Belgenin sonuç bölümünde ise şu görüşlere yer verildi: "TCK'nın 312. maddesinde yer alan suç, demokratik toplumların ceza hukuku anlayışı ile uyum içerisindedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu suçun düşünce açıklama özgürlüğünü ihlal etmediğini bir kararı ile belirlemiştir. TCK'nın 312. maddesinde yer alan suçun, ülkemizin iç güvenliği için hayati bir önem bulunmaktadır. Yürürlülükten kaldırılan TCK'nın 163'ncü maddesi yerine, Anayasa'nın 14'ncü maddesi gereği bir yaptırım getirilmedikçe, TCK 312 üzerinde değişikliğe gidilmemelidir. Bu açıdan bu suçun aynen korunmasında mutlak bir toplumsal zorunluluk bulunduğu görülmektedir." 'DEĞİŞİKLİKLER YETERSİZ' TÜSİAD Ankara Temsilcisi Zafer A. Yavan tarafından Meclis Adalet Komisyonu üyelerine hitaben yazılan bir diğer belgede ise, hükümet tarafından uyum yasa tasarısı olarak nitelendirilen yasanın eksik yönlerini ortaya koyuyor. Yasanın bu şekilde çıkması halinde AB yolunda ileri bir adım atılamayacağı belirtildiği değerlendirmede, "TCK'nın 159. maddesinde yapılan bu değişiklik, düşünce özgürlüğünün Katılım Ortaklığı Belgesi ve Ulusal Program'la uyumlu bir biçimde genişletilmesi yönünden yeterli değildir" deniliyor. TCK'nın 159. maddesinde yapılan değişiklikle genel olarak ceza süresinin indirilmesi dışında önemli bir iyileştirilmenin yapılmadığına dikkat çekilerek şu görüşlere yer veriliyor: "Buna karşılık, tam tersine, maddeye 'veya bunları temsil eden bir kısmını' ibaresinin getirilmesi ile, maddenin kapsamı genişletilmiştir." TÜSİAD'ın komisyon üyelerine gönderdiği belgede ayrıca TCK'nın 312. maddesinde gerçekleştirilen değişikliğin de yetersiz olduğu belirtiliyor. Belgede, 312. madde ile ilgili yeni değişikliğin hale hazırlanmakta olan Türk Ceza Kanunu tasarı paketinden alındığına dikkat çekilerek, "Oysa bu madde değişikliğinin yeterli ve tüm tartışmaları sona erdirebilecek nitelikte olduğunu söylemek güçtür" deniliyor. TÜSİAD ayrıca maddede yer alan 'olasılık' kelimesinin hukuk literatürü açısından sakınca teşkil ettiğini ortaya kokuyor. 'Türk hemen istifa etsin'
SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün "toplumsal barışın önünü tıkadığını" öne sürerek, "Adalet Bakanı'nı istifaya davet ediyorum" dedi. Bekaroğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında konuşmasına, "demokrasi paketi yasalaşmadan eleştirilerimizi yapalım, bu tasarı yasalaştıktan sonra eleştiri zaten suç olacak" diye başladı. Adalet Komisyonu'nda görüşülen "Uyum Yasa Tasarısı" ile muhalefetin, aydınların ve düşünenlerin susturulmasının amaçlandığını belirten Bekaroğlu, "Bu düzenlemeyi getiren kafa, düşünenleri hain ilan eden kafadır" dedi. Bekaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye'yi bu düşüncelerden kurtarmak lazım. Bunun ilk adımı da Adalet Bakanı Türk'ün istifa etmesidir. Adalet Bakanı, getirdiği tasarılar ve yaklaşımlarla Türkiye'nin önünü tıkıyor."
|
|
|