T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

A K T Ü E L

Anadolu'nun kaderi
3 bin yıldır değişmedi

Bugün Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası'ndan aldığı yardımların bir benzeri bundan 3 bin yıl önce Anadolu'da yaşayan Hititlere yapıldı. O zamanlar yardım Mısır'dan istenir, bunun için de bugünkü gibi mektup yazılırdı.

Bugün Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası'ndan aldığı yardımların bir benzeri bundan 3 bin yıl önce Anadolu'da yaşayan Hititler'e yapıldı. O zamanlar IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar olmadığı için öncelikle Mısır'dan yardım istenir, bunun için de bugünkü gibi mektup yazılırmış. Zamanımızda yardım almak için yazılacak mektuplar için peşpeşe liderler zirvesi yapılıyor, zirvede çıkan kavgalar nedeniyle bazen işler daha da kötüye gidebiliyor. Oysa o yıllarda mektup yazmak çok daha kolaydı. Ülkenin kötüye gittiğine karar veren kral, yakın dostu diğer krallara oturup mektup yazar yardım ister, üstelik yazdıklarını da kimseyle tartışmadığı için kavga da çıkmazdı. O zamanlar istenen yardımlar da şimdikinden epeyce farklıydı. Şimdi para istenirken o zaman gıda istenirdi. Şimdiki Türkiye ile o dönem arasındaki benzerlik sadece yardımlar değil. Türkiye'nin ekonomik krize sürüklenmesinin nedenlerinden olan vergi kaçırma, rüşvet ve tefecilik binlerce yıl önce de Anadolu'nun başının belasıydı.

Hazine eski Müsteşarı Mahfi Eğilmez'in, Popüler Tarih Dergisi'nin Aralık sayısında yer alan "Hititlerden Hukuk ve Demokrasi Dersleri" adlı makalesinde yer alan bilgilere göre; M.Ö. 1800'lerde Anadolu'nun ortasında kurulan Hitit Krallığı'nın yaşadıkları ile bugünkü Türkiye'de yaşananlar arasında büyük benzerlik bulunuyor.

Borcunu vermeyen köle oluyor

Bugün hayatımızı doğrudan etkileyen "kredi" sistemini de ilk uygulayan Asurlu tüccarlar, kredili satışların kayıtlarını da tabletlerle tutmuşlar. Asurlular, Hititlere sattıkları kredili satışlardan da çok yüksek faiz alırlarmış. Asur ticaret tabletlerinden anlaşıldığı kadarıyla; faiz oranları, yüzde 30 ile yüzde 180 arasında değişen çok yüksek oranlardaymış. Kredi alıp da borcunu ödemeyenler bugünkü gibi sadece Kartal Cezaevi'ne gitmiyor, ailesinden birini ya da tamamını alacaklısına köle olarak vermek zorunda kalıyormuş. Kötü hasat dönemlerinde ise o günkü krallar da, bugünkü vergi affına benzer bir af çıkarıp halkın rahatlamasını sağlıyormuş. Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan kayıt dışı ekonomi ve rüşvetin de geçmişi yine o günlere dayanıyor. O dönemde vergi vermek istemeyen tüccarlar, ya kentin dışından geçip giderler ya da kent girişindeki nöbetçilere rüşvet vererek vergiden kaçarlarmış. Rüşvet vermenin cezası ise bugünkü kadar az değilmiş; rüşvet veren tüccarlar yakalanırsa bütün mallarına elkonurmuş.

KRAL DA MEKTUPLA YARDIM İSTEDİ

4. Tuthaliya'nın Hitit tahtında olduğu dönemde, ülkede işler yolunda gitmez. Bir yandan veba salgını, öte yandan kuraklık ülkede zor günler yaşanmasına neden olur. Bu durum karşısında çözüm arayan kral da, dost ve müttefik ülke Mısır'dan yardım ister. 4.Tuthaliya, Kadeş Barış Antlaşması'nın verdiği cesaretle, Mısır Firavunu Merentpah'a mektup yazarak yardım ister. Merentpah, Hititlere gıda yardımı yapar ve bunu şöyle kayda geçirir: "Hatti ülkesini yaşatmak için gemilerle tahıl yolladım Asyalılara." Merentpah'ın yardımı bilindiği kadarıyla dışarıdan Anadolu halkına yapılan ilk yardımdı.

 
İstanbul'da 50 bin çukur açıldı
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, yaşanan yoğun kış şartları sonrasında yollarda 50 bin çukur meydana geldiğini belirterek, onarım maliyetinin ise 25-30 trilyon lira olduğunu söyledi. Gürtuna, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi Başkanlığı Yol Bakım Onarım Müdürlüğü'nün Vaniköy Muhtarlığı önünde onarım yaptığı alanda denetlemede bulundu. Çalışmalar hakkında bilgi alan Gürtuna, yolların yoğun kış şartlarından dolayı bozulduğunu belirterek, onarım çalışmalarına bir hafta önce başlandığını ifade etti.
ABD'de 62 yaşındaki mahkum idam edildi
ABD'nin Georgia eyaletinde bir soygun sırasında güvenlik görevlisini öldüren 62 yaşındaki mahkum zehirli iğneyle idam edildi. 1976 yılındaki soygun sırasında Columbus bölgesinde Bill Watson adındaki görevliyi öldüren mahkum Ronald Spivey, son sözlerinde kurbanın ailesinden özür dileyerek, ölüm cezasını eleştirdi ve "cezaevinde farklı bir insan olduğunu" söyledi. Spivey'in 6 Mart 2001 tarihinde elektrikli sandalyede yerine getirilmesi gereken cezası, infaza 4 saat kala, elektrikli sandalyenin acımasız ve uygun olmayan bir ceza yöntemi olduğu yönündeki eleştiriler nedeniyle, Yüksek Mahkeme tarafından durdurulmuştu. Mahkeme, geçen Ekim ayında Georgia eyaletindeki ölüm cezalarında elektrikli sandalye kullanımını kaldırmış ve idamların zehirli iğneyle yapılmasını kararlaştırmıştı.

26 Ocak 2002
Cumartesi
 
Künye
Temsilcilikler
Reklam Tarifesi
Abone Formu
Mesaj Formu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED