Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD'ın geleneksel "Perşembe Toplantıları" nın bu haftaki oturumunda "IMF ve İstikrar Programları" konusu tartışıldı. 24 Ocak kararlarının yıldönümüne isabet eden panelde ilk konuşmayı bu kararların alınma sürecinde önemli bir rol oynayan Yıldırım Aktürk yaptı. IMF konusunda, Türkiye'yi hasta olan insanların kendi isteğiyle doktora gitmesine benzeten Aktürk, "Hükümet maalesef IMF'ye verdiği taahhütleri yerine getiremiyor. Böyle olunca da adamlar verdikleri paraların boşa gitmemesi için bölge valisi atar gibi hükümete bakan atıyorlar" şeklinde konuştu.

Bankalar bile bile battı

Aktürk konuşmasında, banka batma olaylarında 1998 yılında tamamlanan Bankalara Yasası tasarısının ayak oyunlarıyla geciktiren siyasilerin etkili olduğunu söyledi.

Bugüne kadar yapılan 18 stand-by anlaşmasının hiçbirisinin özünde birbirinden farklı olmadığına işaret eden Prof. Dr. Mithat Melen ise "54 yılında yaptığımız anlaşmada neyi önermişse bugün de aynı şeyi öneriyor IMF. Eğer IMF bugün, verilen taahhütlerin büyük kısmını yerine getirmediği halde hala Türkiye' yi kurtarmaya uğraşıyorsa, bunun sebebi Amerika' nın IMF' ye yaptığı baskıdır." dedi. Melen konuşmasında IMF'nin Türkiye'ye iki üç yıllık bir avans verip daha bu sürenin sonunda tamamen çekilmeyi düşündüğü öngörümünde bulundu.

Hükümetlerin uzunca zamandan beri ekonomi politikaları adına enflasyon, kur ve faizle oynama yolunu seçtiğini belirten Yrd. Doç. Dr. İbrahim Turhan, "IMF edindiği tecrübelerden hareketle artık Türkiye' ye güvenmiyor. Bu sebeple de başka ülkelerde makro tavsiyelerde bulunurken Türkiye'de kimin nereye atanacağına kadar mikro konulara girme ihtiyacı hissediyor. Bunun temelinde de Türkiye özelinde verilen taahhütlerin mikro uygulamalarla yerine getirilmemesinden doğan güvensizlik yatıyor" dedi.