T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
ABD'deki Türkler'in ruh halleri

Amerika'ya çalışmaya ve okumaya giden Türkler'in ruh halleri, yaşadıkları süre ile orantılı olarak şöyle anlatılıyor:

a) İlk 2 yılda bütün Türkler, Amerikalılar'ı yavaş ve eksik düşünen, pratik zekaları olmayan insanlar olarak görür. Nasıl olup da, bu kadar "mankafanın" bir araya geldiği bir ülkenin bu kadar ileri gidebileceğini düşünürler. Türkler'in ne kadar zeki olduğu ile övünür, zaten milliyetçilik duyguları da bu dönemde kabarır.

b) Amerika'da 2 ile 4 yıl arasında yaşamış olan Türkler, aslında bu kadar "mankafanın" üstünde yaşayan güçlü bir sistemin olduğunu farkeder. Bu sistemin Türkiye'ye nasıl uygulanabileceği üzerine kafa yorarlar. Bu dönemde her bir araya geldiklerinde birkaç kere vatan kurtarırlar.

c) Amerika'da 4 ile 7 yıl arasında yaşamış Türkler, aslında "mankafalığın" mutluluğu artırıcı bir özellik olduğunu görür. Türkiye'nin aslında mankafalı azlığından kurtulamadığını söylemeye başlarlar.

d) Amerika'da 7 ile 10 yıl arasında yaşamış olan her Türk, artık Türkiye'nin kurtulmayacağına inanmıştır. Kendisinin kurtulup kurtulmayacağı üzerine kafa yormaya başlar. Nasıl mankafalı hareket etmek gerektiği üzerine düşünür. Yine de yeterince parayı kazanıp Türkiye'ye geri dönmenin hayalini kurar. Yeterince para kazanmayı da zengin olmak için değil, Türkiye'de geçim sıkıntısı çekmemek için ister.

e) 10 seneden sonra ne olur onu bilmiyorum. Bilen varsa lütfen anlatsın. (Yasin Özçelik'ten aktaran Serdar Yegül)

SATRIOT

"Bu da neyin nesi böyle, 'patriot'un akrabası yeni bir füze çeşidi midir?" diye düşünmeyin.

SATRIOT, Scientific and Technological Research Institution of Turkey'in kısa yazılışı. Yani, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu'nun.

Nereden çıktı, onu da belirtelim.

Bir vatandaşımız, Türkçe konusundaki hassasiyetini uzun bir yazıyla ortaya koyduktan sonra, şu noktaya dikkat çekiyor:

TÜBİTAK, son bir yıl içinde daha önce Türkçe olan 12 bilimsel derginin tamamını İngilizce yayınlamaya başladı. Son olarak Türk Tarım ve Ormancılık Dergisi de İngilizce'ye döndü. ("Turkish Journal of Agriculture and Forestry")

İsmail Yiğit yazısının sonunda "Gözümüz aydın!.." diyor.

Haklı.

Biz de 12 derginin tamamını İngilizce'ye çeviren TÜBİTAK adlı kurumun, adının da SATRIOT olarak değiştirilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz.

Zeytincilikten tavşancılığa

Anavatanı Anadolu olmasına rağmen ülkemizde neslini tükettiğimiz Ankara (Angora) tavşanı, iki yıl önce, Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tayfur Bekyürek önderliğinde, yurtdışından getirilen anaçlarla Kayseri'deki bir çiftlikte üretilmeye başlandı.

Yıllar sonra Anadolu topraklarında yeniden üretilmeye başlanan "Ankara Tavşanı", altın değerindeki tüyü, eti, derisi ve gübresi sayesinde girişimci çiftçilerin yeni kazanç kapısı oldu.

Bursalı bir girişimci, Kayseri'den aldığı 15 tavşandan oluşan bir takım ile üretimine başladığı Ankara tavşanlarını, Kayserililere satmaya başladı. Gemlik İlçesi'ne bağlı Umurbey Beldesi'nde çiftçilik yapan Hüseyin Tangil, maliyeti, ticaretteki "uyanıklıklarıyla" bilinen Kayserilere sattığı tavşanlarla amorti ederken, 115 tavşan da yanına kar kaldı.

Ajansın bu haberi üzerine, önemli bir noktaya dikkat çekelim.

Zeytinciliğiyle tanınan Gemlik Umurbey'de, mahsulün son yıllarda az olması ve yüksek masrafına karşılık, para etmemesi yüzünden üreticiler zeytinden vazgeçip tavşancılığa dönebilirler.

Araştırma konusu

Temel Reis'in bir ıspanak tüccarı ile ticari ilişkisinin olup olmadığı araştırılmalı.
Murat Kayacan


26 Ocak 2002
Cumartesi
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED