T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
WEF'un gündemi ABD'ninkinden farklı

NEW YORK- 'Dünya egemenleri' denildiğinde akla 'World Economic Forum' (WEF) için dâvet edilen 2.500 kişi gelmemeli elbette; egemenlerin sayısı bu kadar fazla değil çünkü. Ancak, Davos Zirvesi, dâvet edilenlerin önemli bir bölümüne, kendisini 'dünya egemeni' gibi hissettiriyor. Ülkelerin cumhurbaşkanları, başbakanları, adı duyulmuş bakanları, finans dünyasının dev isimleri, teknoloji alanında para kazanmış ünlüler, siyasetin yükselen yıldızları, sanatçılar... Nereye dönse kolu televizyon ve gazetelerden tanıdığı ünlü birine değen kişi, burada, kendini 'onlardan biri' gibi hisseder elbet.

Yıllardır ünlüleri buluşturan Davos toplantıları, görebildiğim kadarıyla, başta New Yorklular olmak üzere Amerikalıların fazla ilgisini çekmedi. Amerikalı dünyayı kendi ülkesinin sınırlarından öteye pek taşımaz; başkalarının dertleriyle de keyifleriyle de fazla ilgilenmez. Bu kadar önemli insanın, günlerdir, dünyanın geleceğini planlayan toplantılarda biraraya gelmeleri, sıradan Amerikalıyı fazla heyecanlandırmadı.

New Yorklular, özellikle Manhattan'ta oturan veya çalışanlar, adadaki olağanüstülüğün farkındalar doğal olarak; çünkü trafik keşmekeşi, WEF yüzünden, biraz daha arttı. Toplantıların düzenlendiği, konukların kaldığı Waldorf Astoria Oteli'ne giden bütün yollar beş-on blok öteden kesili. Fazla ortalıkta görünmeyen polis şimdi her yerde. Şoförler yeni trafik düzenine alışana, yayalar ne olup bittiğini tam anlayana kadar WEF bitmiş olacak. Biraz da sebebiyet verdiği sorunları düşünerek olmalı, New York medyası, WEF'un kentlerinde yapılıyor olmasına, küreselleşme toplantılarının geleneksel muhalifleri kadar karşı çıktılar...

Aslına bakılırsa, 'dünya egemenleri' denilen grubun, 11 Eylül'ün dayattığı sorunların ötesinde de konuşulmaya muhtaç konuları var. ABD'nin yedinci büyük firması Enron'un çöküşü dev holdingler için hayra alâmet değil. ABD'nin 'en yaygın marketler zinciri' olan K-Mart mağazaları da, Enron'un peşinden, iflâsını istedi. Bazılarına göre, K-Mart, ilgisiz görünse bile, Enron rüzgârının yan etkisiyle bu âkıbete sürüklendi ve onu izleyecek başka büyük şirketler de olacak. 'Küreselleşme', sadece imkânları ve fırsatları bütün dünyaya taşımıyor, hastalıkları da daha hızla yayıyor; bu sebeple, ABD'de yaşanan krizin başka kıtalara ve ülkelere sirayet etme beklentisi büyük...

Dünyanın en büyük ekonomisi 'resesyon' ile sarsılır da bunun etkileri başka ülkelerde hissedilmez mi? 'Küreselleşme' bugün yaşanana benzer olumsuz gelişmeleri telâfi edecek mekanizmalara da sahip; ya da sahip olduğu sanılıyordu. Ancak Enron gibi bir devin bu kadar aptalca batışı dünya egemenlerini de düşündürüyor. Hele ardından ortalığa dökülen, siyaseti finanse ettiği ve bir avuç yöneticisiyle yakınlarının çıkarlarını gözetirken çalışanları başta olmak üzere milyonlarca tasarrufçuyu gözden çıkarttığı iddiaları, küreselleşmenin ekonomik boyutu adına hoş bir gelişme değil. Küçük tasarrufçuların borsaları boşaltması 'dünya egemenliği' oyununu başlamadan bitirebilir.

Küreselleşme, bir yönüyle, devletleri devreden çıkarıyor. Dünyada ticaret, bugün, neredeyse bütünüyle, devletlerin araya girmediği yöntemlerle yapılıyor. Bir araştırmaya göre, ticaretin şirketten şirkete özelliği bile azalmaya başladı; geçen yıl, ABD'nin dışsatımının yüzde 47'si, aynı şirketler içinde cereyan etti. Bu yeni gelişmenin getirdiği sorunlar artık dünyanın her tarafında hissediliyor... Dünya ticaret hacmi, 1975 ve 1982'de yaşanan derin altüst oluşlar gibi olmasa bile, 1990-2000 arasını müthiş aratacak bir daralmaya muhatap olacak bu yıl. Beklenti bu yolda.

'Dünya egemenleri' adına ülke ekonomilerinin başında bekleyen IMF'nin Arjantin'de ve Türkiye'de karşılaştığı sıkıntılar, Endonezya'dan Kore'ye sergilediği başarısız kurtarma çabaları da, adında 'ekonomik' sözcüğü bulunan bir forumu mutlaka ilgilendiriyor. New Yorklular onların farkında olmasalar bile, WEF'a katılanlar, New York'tan ABD'nin diğer kentlerine, oradan bütün dünyaya yansıyan rahatsızlıkların, dünya için biçtikleri elbisenin sökük atmasına ve yılların çabalarının boşa çıkmasına sebep olacağını pekâlâ biliyorlar...

Biliyorlar ki, WEF toplantısı, bu yıl, ABD'nin 'ben-merkezci' yaklaşımlarına fazla yüz vermedi.


4 Şubat 2002
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED