T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yalanlanacak yazı

Ben en baştan uyarayım da yazıya devam etme kararını kendiniz verin: Anlatacaklarım muhtemelen 14 kişi tarafından yalanlanacak. Aktaracağım bilgiler doğru olmadığı için değil; tersine, yazacaklarımın eksiği var fazlası yok. "Yalan, yalan" diyeceklerin hepsi gazeteci, DSP muhabiri. "Yalan" diyecekleri sözlerin Rahşan Ecevit'in ağzından çıktığını hepsi duydular, söylenenleri not da ettiler. Ancak, "Lütfen yazılmasın" denildiği için, birbirlerine, "Yazan çıkarsa, diğerlerimiz yalanlasın" sözü verdiler...

Garip değil mi? Hem de çok garip. Bu kadar kişi önünde yapılan bir konuşma, hele koalisyonu, ülke siyasetini, DSP'de Ecevit-sonrası dönemi, cumhurbaşkanı – başbakan ilişkilerini, bazı bakanlara yönelik müthiş eleştirileri sebebiyle hepimizi ilgilendiriyorsa nasıl yazılmaz? Birden fazla gazeteci önünde söylenip de böylesine korunmuş bir başka beyanat hatırlamıyorum.

'Yazılmaması kaydıyla' söylenmiş sözler için bilinen yöntem, kendisine söylenenleri, muhabirin âmiriyle paylaşmasıdır; o da, gerekli görürse, bilgiyi gazete yönetmenine aktarır. Söylenenler yazılmazsa yazılmaz, ama söylendiği gazetece bilinir... Rahşan Hanım'ın 'asla dışarı sızmamasını istediği' sözleri, 14 muhabir tarafından, gazetelerin sorumluları ile paylaşılmadı. DSP muhabirleri, 'off-the-record' uyarısını o kadar ciddiye aldılar ki, kendilerine söyleneni âmirleriyle paylaşma kuralını bir tarafa bıraktılar.

Star gazetesi, bir başka kaynaktan duyduğu MHP lideri Devlet Bahçeli'ye yönelik sözleri, belki de basın tarihinde ilk kez uygulanan bir yöntemle, muhabirini 'yazılmaması kaydıyla' kuralını çiğner göstermeyecek biçimde, sayfalarına aktardı. Rahşan Ecevit'in daha koalisyon kurulmadan önce gazetelere yansıyan MHP'yi itham edici sözlerini nakledip "Bu defa söyledikleri eski söylediklerinden daha sert" diyerek... Mâdem tarihe not düşüyoruz, Star'ın şu cümlesini buraya kaydetmekte yarar var: "Toplantıya katılan Star muhabiri diğer gazeteciler gibi Rahşan Hanım'a söz verdiği için bu açıklamanın içeriğini yayınlamıyoruz."

Zaman gazetesi de Rahşan Ecevit'in söylediklerini değil, ama yazılmayan sözlere tepkileri haberleştirdi. 14 muhabirin 'susma yemini' de Zaman sütunlarına yansıdı. Okuyalım: "İddialara göre, Rahşan Ecevit, sohbete katılan gazetecilere Bahçeli ve MHP hakkında ağır sözler kullandı. Bu sözlerin haber olarak yazılmaması ve hatta hiçbir şekilde konuşulmaması konusunda da gazetecilerden söz alındı."

Rahşan Ecevit, konuştuğu muhabirlerden âmirlerinin baskısı üzerine duyduklarını kabaca özetleyen birinin notlarına göre, koalisyon ortağı MHP ve Devlet Bahçeli için ağza alınması veya buraya yazılması zor sıfatlar kullanmış. "Baskı ve zorbalıkları sürüyor" demiş MHP için. Milli eğitim ve adalet bakanlıklarında kadrolaştıklarını iddia etmiş. Şu sözleri ilginç: "Bener Cordan (milli eğitim müsteşarı) görevden ayrıldı, ama bakan onun yerine kimseyi atamadığı için dışarıdan yönetmeye devam ediyor..."

Rahşan Ecevit MHP'nin sandık başarısı ihtimalini o kadar tehlikeli görüyor ki, bunu bertaraf etmek üzere, yasalarda düzenleme yapılmasını düşünüyor. Bir yerde, "Devlet Bahçeli devleti öğrenmek istiyordu; artık öğrendi ki, sesini yükseltiyor" da diyor... İdam cezasını kaldırma girişimine MHP'nin itiraz etmeye kalkışamayacağını da duyuruyor Rahşan Ecevit. Mesut Yılmaz hakkında da iyi şeyler düşünmüyor, ama yine de, "O hiç değilse kâbil-i muhatap" sözüyle açık kapı bırakıyor. Tansu Çiller'in DYP'yi hükümete sokmak için haber gönderdiğini, Tayyip Erdoğan'ın Anadolu'da yüksek çıkan sesinin Ankara'da duyulmadığını ve duyulmayacağını da söylüyor...

Ecevit-sonrası ile ilgili hesapları varsa, Rahşan Hanım'ın buna izin vermeyeceğini bilmeli Hüsamettin Özkan. "Tabandan bize..." diye başlayan bir cümleyle bu görüşünü aktarmış... "Her fotoğrafta eşinizin yanında o var" denildiğinde şu tarihi cümle çıkıyor Rahşan Ecevit'in ağzından: "Kendi koşup fotoğraflara giriyorsa, ne yapacaksınız?" Bu arada, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasındaki ilişkiyi de veciz bir cümleye sığdırıyor: "Artık birbirlerini idare ediyorlar..."

Buraya kadar yazdıklarımı okuyup "Bunlar, bunca gizliliğe, meslek âdâbını bir kenara bırakmaya değecek lâflar mı?" diyenleriniz çıkabilir. Söyleyeceğim şu: Elimdeki notu yasal açıdan bana zarar vermeyecek tarzda ayıklayarak burada sundum. Ayrıca, birkaç kanaldan yürüttüğüm sorgulamam elimdeki nota yansıyandan çok ileri sözler sarf edildiğini açığa çıkardı. Devlet Bahçeli'nin yerinde olsam, ne pahasına olursa olsun, bu ortaklıkta bir gün daha durmazdım.

Ancak, Bahçeli kendisine ayrıntılarıyla iletildiğini bildiğim bu 'mahrem açıklama' ile ilgili bir tepki verme niyetinde değil. Zaman gazetesi durumu özetledi: "Devlet Bahçeli, Rahşan Ecevit'in kendisi ve partisi hakkında sarf ettiği iddia edilen ağır eleştirileri 'cevap vermeye değer' bulmadı. Bahçeli'nin, 'Lüzum yok; tartışmaya, uğraşmaya değmez' yorumunda bulunduğu, ancak resmi bir açıklama yapılması halinde gerekli cevabın verileceğini ifade ettiği belirtildi." Bahçeli tepki vermiyor, idam cezası da kalkıyor işte.

Söylenenleri yazmayan, âmirleriyle de paylaşmayanların beni yalanlamalarını bekliyorum...


18 Şubat 2002
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED