AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bağ-Kur sağlık sigortası

Osman SEVİMLİ : "Medikal bir firmada yöneticilik yapmaktayım ve SSK emeklisiyim. Eşim, 1988 yılında kurulan bir limited şirketin ortağıydı ve 1996 yılında çıkarılan Bağ-Kur Af Yasası ile biriken tüm prim borçlarını taksitlendirerek; normal primlerini de zamanında aksatmadan ödedi. 1997 yılında ise hissesini devrederek ortaklıktan ayrıldı. 1999 yılında Bağ-Kur Sağlık Sigortası'ndan faydalanmak için başvurdu ve o zaman vergi kaydı, ticaret sicil vs belgeler ile herhangi bir başka sosyal sigorta kurumundan sağlık yardımı almama taahhüdü gibi şartlar istediklerinden dolayı ve eşime de SSK'lı olarak benim bakmakla yükümlü oluşum nedeniyle, biz bu işten vazgeçtik ve Bağ-Kur'a da 'zorunlu sigortalılıktan vazgeçtiğimizi, o tarihten sonra isteğe bağlı sigortalı olarak devam edeceğimizi' belirten bir dilekçe verdik. Ancak, bu arada prim ödemelerini muntazam olarak aksatmadan ve artışlar da dikkate alınarak devam ettik. 2002 yılından itibaren ise Bağ-Kur kayıtlarında eşim adına ödenmemiş prim borçları gözükmekte olduğu söylendi ve bunun bazı primlerin bankaya yatırılmış olacağından kaynaklandığını düşünerek önemsemedik; çünkü elimizde makbuzlarımız var. En sonunda, Kasım 2002 tarihinde bize Bağ-Kur'dan bir yazı geldi ve 1999 yılında verdiğimiz dilekçenin incelendiğini ve gerekli şartları yerine getirmediğinden dolayı isteğimizin kabul edilmediği yazılıydı. Bunun üzerine Bağ-Kur Ankara İl Müdürlüğü'ne bir yazı yazarak, bunun haksızlık olduğunun, bir yazıya 2 sene sonra cevap verdiklerini; bizim sağlık sigortası talebimizin, benim SSK'lı olmam nedeniyle zaten mümkün olamayacağını falan belirttik. Ancak işin garibi, eşimin dosyası ve yazışmanın kopyası Bağ-Kur'da yoktu. Sonuç itibariyle, eşime sağlık karnesi verilmemesine ve sağlık sigortasından yararlandırılmamasına rağmen, 3 milyara yakın faiziyle birlikte sağlık primi tahakkuk ettirilmesi büyük haksızlıktır. Bu arada, bizden, Ticaret Sicili'nden ortaklıktan ayrıldığının tescil ve ilanını istemektedirler ki, bu da elimizde yok. Çünkü biz ayrıldıktan sonraki ortaklar tarafından yaptırılmamış, bizim elimizde ise noterden yapılmış hisse devir senedi mevcut. Ayrıca şirket de zaten o tarihlerde çıkan bir yasa nedeniyle sermaye yetersizliğinden dolayı otomatik fesih olmuş durumda. Eşime tahakkuk ettirilen ve karşılığında hiçbir hak ve menfaat temin etmediğimiz bir sağlık sigortası priminin tarafımızdan ödenmesi mecburiyetinin mağduriyetini yaşamaktayız. Bu mağduriyeti nasıl giderebiliriz?"

Okuyucumuzun sorunu, pekçok Bağ-kur sigortalısını ilgilendirmektedir. Bu nedenle detaylı anlatımı yazıya alınmıştır. 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'na ek 3235 sayılı Kanun'un 1986 yılı başından, yani 01.01.1986 tarihinden itibaren kademeli olarak uygulanması ile Bağ-Kur sigortalılarına sağlık sigortası yardımları verilmeye başlanmış; 01.01.1989 tarihinden itibaren de sözkonusu yardımlar tüm yurtta yaygınlaştırılmıştır.

Bilindiği gibi, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'na göre ilk defa yahut yeniden sigortalı olanlar ile sağlık sigortası kapsamından çıktıktan sonra yeniden sağlık sigortası kapsamına girmek isteyenlerin sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri için, yani Bağ-kur sağlık sigortasına tabi sigortalıların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için, en az 8 (sekiz) ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödemiş olmaları, sağlık ve sigorta prim borcu bulunmaması gerekmektedir. Muayene ve tedavi hakkı sağlık sigortası primi ödenen 8 inci ayı takip eden aybaşından itibaren başlar. Şöyle ki, a)1479 ve 2926 sayılı kanunlara tâbi zorunlu sigortalılar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları, ana ve babaları, b)1479 ve 2926 sayılı kanunlara tabi yaşlılık ve malullük aylığı almakta olanlar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocukları ana ve babaları, c)1479 ve 2926 sayılı kanunlara tâbi ölüm aylığı almakta olanlar, yararlanırlar. Ancak, diğer sosyal güvenlik kanunlarına ve özel kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananlar Bağ-Kur sağlık yardımlarından yararlanamazlar. Bu koşulları yerine getiren sigortalıların sağlık karnesi almak için;

  • İl müdürlüklerinde örneği mevcut başvuru dilekçesi,

  • Zorunlu sigortalılık için bağımsız çalışmasının devam ettiğine dair belge,

  • Vukuatlı nüfus kayıt örneği,

  • Öğrenciler için öğrenim durumlarını gösterir belge,

  • 7 yaşından küçük çocuklar hariç her sağlık karnesi için 1 adet vesikalık fotoğraf,

  • Yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda bulunan çocuklar için tam teşekküllü hastanelerin birinden alınacak sağlık kurulu raporu,

    Geçimi sigortalı veya yaşlılık veya malullük aylığı alanlar tarafından sağlanan ana, baba ve 18 yaşını geçmiş evli olmayan kız çocukları için ikametgahın bulunduğu mahalle veya köy muhtarlığından alınacak muhtaçlık belgesini, temin ederek, il müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir. Sağlık karnelerinin kullanım süresi 1 yıldır. Bir yıl sonunda vizesi yapılmayan sağlık karneleri geçersizdir. Vize işlemleri için il müdürlüklerine başvurulması, en az 8(sekiz) ay eksiksiz sağlık sigortası primi ödenmiş olması ve sağlık veya sigorta prim borcu bulunmaması gerekmektedir. Bağ-Kur'dan yaşlılık ve malullük aylığı almakta olanların kendi karnelerinin vize yapılmasına gerek yoktur.

    Yukarıda verdiğimiz genel bilgilerden sonra, okuyucumuzun eşinin sağlık sigortası prim borcunun ortadan kaldırılabilmesi için, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunulması ve yine de çözüm sağlanamaması halinde zamanaşımına uğramadan bütün delilleriyle birlikte yargıda dava açması gerekecektir.


  • 4 Ağustos 2003
    Pazartesi
     
    TAHSİN SINAV


    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED