AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Bir tashih ve bir karar...

Önce bir düzeltmeyle başlayalım. Ankara siyasetinin havasını almak için başkentte ziyaret ettiğimiz kişiler arasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de vardı.

Söz, 7. Uyum Paketi'ndeki düzenlemelere gelince, bakana MGK Kanunu'ndaki 19. maddenin, yani bakanlıklar ve kamu kuruluşların kurul genel sekreterine her tür gizli bilgi ve belgeyi vermelerini zorunlu kılan hükmün gözden kaçırıldığını, oysa yapılan değişiklik mantığı içinde bu maddenin de yer alması gerektiğini söyledim.

Abdullah Gül, "değişiklilerin sistematiğinin gereği olarak bu tür hükümlerin hepsinin değiştirildiğini" söyledi. Ben ısrar edince şaşırdı ve "olabilir" dedi.

Gül'ün yanından ayrıldıktan sonra, ısrarımdan emin olmak için uyum paketi metnine tekrar baktım.

19. madde konusunda yanılan, daha doğrusu yapılanı gözden kaçıran benmişim...

Anlaşılan metnin sonunda MGK bahsinden ayrı bir yerde, çeşitli yasalarda yürürlükten kaldırılan maddeleri iyi okumamışım.

Bu konuda okurlara da bir özür borcum ve bu hatayı düzeltme sorumluluğum var. Zira, 19. madde meselesini 9 Ağustos Cumartesi günü yayınlanan "MGK Kanunu'nda kalanlar" başlıklı yazımda değişiklik yapılmayan hususlar arasına bu maddeyi yerleştirmiştim.

* * *

Siyasi gündemin en önemli meselesi şüphe yok ki, Irak'a asker gönderilme hazırlığı...

Dün toplanan zirvede alınan demokratik süreci işletme kararı zihni hazırlıkları fiili hazırlık haline çevirdi.

Aynı hava Ankara'ya zirve öncesi de hakimdi.

Askeri cenahın, özellikle Org. Büyükanıt'ın yaptığı açıklamalar, hükümetin, özellikle Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün vurguları, Irak'a asker gönderme işinin ısınacağına işaret ediyordu.

Dün netleşen tabloda zirve öncesine oranla en önemli değişiklik, "uluslararası meşruiyet koşulu"nun ortadan kalkması, asker yollanması kararının (kısa vadede gerçekleşmesi imkansız görülen) BM şemsiyesi şartı olmaksızın verilmesidir.

Şimdi yanıtlanması gereken üç soru var.

Neden böyle bir karar verildi? Bu karar dirençle karşılaşır mı ya da hükümet tarafından nasıl doğrulanır? Türkiye açısından ne tür sonuçlar üretir?

"İlk soru"nun yanıtı açık:

Türkiye böyle bir kararı aslında kapana sıkıştığı için aldı. Başka bir deyişle bu kararı bölgede kendi çıkarlarından hareketle oynamak isteği rolün önünün iyice kapanmaması ve Türk-ABD ilişkilerinin daha çok gerilmemesi gerekçesiyle böyle bir kararı aldı.

"İkinci soru"ya gelince... Bu kararın bu kez özellikle TBMM'de büyük bir dirençle karşılaşacağını sanmıyoruz. En azından hükümet bu kez AKP grubuna iyice ağırlık koyacak gibi duruyor, kaldı ki, bu bu konuda grup bir önceki tezkerede olduğu gibi katı değil. Türkiye'ye 50-60 bin Amerikan askerinin gelmesi, Irak işgalinde fiili askeri rol oynanmasının sözkonusu olmaması bu noktada belirleyici.

Buna karşılık kamuoyu açısından ABD işgali altındaki bir bölgeye asker göndermek bu işgal sürecine sonradan da olsa fiilen katılma anlamına gelmez mi?

Bizce bu aşikar, ancak bu kez hükümetin kamuoyunu ve grubunu ikna etmek için kullanacağı gerekçeler dünden farklı olacağa benziyor.

Gerçekçi olsunlar ya da olmasınlar, ABD ordusu ile Iraklılar arasına girmek, Bush politikalarını dengelemek, ülkenin restore edilmesine katkıda bulunmak bu gerekçelerin daha şimdiden en önemlileri...

Bu gerekçelere paralel olarak, diğer Müslüman bir ülkenin Pakistan'ın askerini talep etmesi, Irak'taki dengeyi oluşturan aşiretlere kadar uzanan her unsurla temasa geçmesi, ağırlığını sağlık ve benzeri hizmetlerden yana koymak istemesi, mümkünse Irak'ın merkezine üstelik Kuzey'den geçmeden gitmeyi hedeflemesi de, hem içerideki hem dışarıdaki manevralarının temelini oluşturacak...

Peki bu karar Türkiye'ye ne getirir?

Kanımız odur ki, bu girişim "pratik" açısından yeni sıkıntılar doğurur.

Bir kere ABD'nin büyük projesi içinde yer alan bu bölgede Türk askeri varlığının ABD'nin çizdiği hattın dışında hareket etmesi pek kolay değildir.

Türk askerini de kapsayacak uluslararası bir gücün Bush yönetiminin tavrını ve küstahlığını azdıracak bir araca döndürmesi kuvvetli ihtimaldir.

Ayrıca fayda açısından Türk askeri gücünün Kuzey Irak'taki Kürt varlığının ABD tarafından desteklenen etkinliğini sona erdirmesi bugünkü koşullar içinde neredeyse imkansızdır.

"İlkesel" açıdan ise şu fikrimiz, yukarıdaki tahminlerimiz doğrultusunda hiç değişmedi:

Asker göndermek işgal sürecine katkıda bulunmaktır.


14 Ağustos 2003
Perşembe
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED