Ankara 11 yıl sonra bir A Milli Takım maçına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

En son 1982'de A Milli Takım maçına ev sahipliği yapan Ankara, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi İsmail Dilber'in "yeter artık" diyerek, masaya yumruk vurması ile 20 Ağustos'ta Moldova ile 19 Mayıs stadında özel maç izleyecek.

Yıllardır, bu konuda ihmal edilen Başkent, böylece 11 yıl sonra bir A Milli Takım düzeyindeki maça ev sahipliği yapmanın heyecanını yaşayacak.

Yabancılardan hangisini gördü acaba?

Ankaragücü'nde sezon öncesi görüntü iyi değil.

"Agresif futbol oynayacağım" diyerek, sahadaki meslektaşlarına adeta "dayak" atmak için çırpınan Başkent takımı futbolcularının bu denli görüntü vermeleri, lig öncesinde iyi sinyaller sergilemedi. Buna ilaveten, alınan yabancılardan sadece Dusuki'nin elle tutulur görüntüsü dışındaki manzara ise, Ankaragücü'nün geleceği açısından iyi sinyal vermiyor.

İş bunlarla da bitmiyor..

Teknik direktör Tevfik Lav'ın yabancı futbolcuları görmeden kadrosuna alması ise, işin başka "komik" tarafı..

Yöneticilerin, dost-ahbap görüşüyle kadroya dahil ettikleri yabancı futbolculardan kurulu ekibi eline alan Tevfik Lav'ın ve Ankaragücü'nün başarısı ise, mümkün görünmüyor.

Tevfik Lav için geçen sezon ki olumsuz tavrımın bu sezonda da devam etmesi, "üzüntümü" artıracak.

Bu konuda yanılmayı çok istememe karşılık, gidişat beni haklı çıkaracağa benziyor.

Mehmet Tan, şimdi ayağa kalkma zamanın...

Bana Trabzon'u ve Karadeniz'i sevdiren meslektaşım, kardeşim Mehmet Tan, şimdilerde Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastahanesinde yatıyor. Hayatta dört, taş çatlasın, beş candan arkadaşımdan biri olan Mehmet Tan'ın rahatsızlığını duyunca, bendeki tüm dengeler allak bullak oldu. Mehmet hastahanede, ben ise sokaklarda darmadağınız bir şekilde yaşamaya çalışıyorum.

Böylesine mert, mert olduğu kadar da insan olan ve mesleğine aşıklık mertebesinde tutkun bulunan Mehmet Tan'ın ayağa kalmkası ve tekrar sağlığına kavuşması için yüce rabbime dua edip, yalvarıyorum. Yüce rabbimin, onu ailesine, çocuklarına, arkadaşlarına, meslektaşlrına ve Trabzonlulara bağışlayacağına inancım sonsuz. Onun için Mehmet Tan'ın, bu sevdiklerinin yüzülerini güldürmesi gerekiyor... Zira, kimseyi böylesine "boynu bükük" bırakmaya hakkı yok. Eyle ise, haydi Mehmet ayağa kalk ve yüzümüzü güldür. Bak, yakında "dede"liğe adım atacak Yaşar Uçar'ın bile, gözleri kan çanağına dönmüş bir halde, yapacağın her şakayı sinemey çekmeye bile hazır...

Haydi be Mehmet...

Hüseyin'e çare aranıyor

Ankaragücü'nün gol yollarındaki en büyük silahı Hüseyin'in daha çok başarılı olması için çareler aranıyor. Ümit Milli Takımında oldukça başarılı bir oyun sergileyen ve defalarca Ay Yıldızlı formayı giyen Hüseyin, bu görüntüsünü nedense Ankaragücü'ne taşıyamıyor. Hüseyin'in Ankaragücü'nde de başarılı olması için yeni çareler peşinde koşulurken, bu futbolcunun da moralman takviyesi için formüller üretiliyor. Bu konuda Raşit Çetiner ile Tevfik Lav yeni formüller peşinde.. Benden duyurması...

Küskünlük var mı?

Bilardo'nun Türkiye'de tanınmasında büyük katkısı olan Semih Saygıner ile Federasyon Başkanı Faruk Yüksel'in şu günlerde "küs" olduklarına dair duyumlar alıyorum. Bu spor dalının gelişimi için çırpınan bu iki ismin birbirlerine olan kırgınlığın kimseye bir yarar getirmeyeceği bir gerçek. Onun için, bu duyumunun "gerçek" olmamasını diliyorum.

HAFTANIN SÖZÜ

Eğer bir çocuk sürekli eleştiriliyorsa, kınama ve ayıplamayı öğrenir.

Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanıyorsa, sıkılıp utanmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk devamlı desteklenip yüreklendiriliyorsa, kendine güven duymayı öğrenir.

Eğer bir çocuk övülüyor ve beğeniliyorsa, adil olmayı öğrenir.

Eğer bir çocuk aile içinde dostluk ve arkadaşlık öğreniyorsa, bu dünyada mutlu olmayı öğrenir.
Nolte Dorothy Law

GÜRAY SOYSAL

Künye

Temsilcilikler

AboneFormu

MesajFormu