Bizim geleneğimize göre, ilk peygamber Adem Aleyhisselam'dan itibaren bütün peygamberlerin insanlığa tebliğ ettiği 'din' İslam'dır. Bütün peygamberler, 'İslam peygamberi'dir. Müslümanlar, bütün peygamberlerin risaletini tasdik ederler.

Peygamberimiz'in gelişi, bir anlamda, 'İlahi mesaj'ın yenilenmesi, zaman içinde meydana gelen 'dejenerasyon'un, kaynağından, tashih edilmesidir.

Kur'an-ı Kerim, İslam'ın son kitabı, Peygamberimiz de İslam'ın son peygamberidir.

Tarih, Müslümanlar'ın, Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimiz hakkında, özellikle de peygamberlik hakkında bir ihtilaflarını kaydetmemektedir. Kur'an-ı Kerim ve peygamberlik hakkında farklı görüşler varsa da, bu farklılıklar, Kur'an'ın İlahi Kelam, Peygamberimiz'in de Allah Resulü olduğu konusunda değil, belki, birtakım tarihi süreçlerin mahiyeti ile ilgili, ikinci dereceden ihtilaflardır.

İslam'ın yayılışı ve mezheplerin doğuşu

Hicret, miladi 622 yılında gerçekleşmiştir. İslam, daha Hicret'in ilk yüzyılında, bütün Arap Yarımadası'na, bütün Kuzey ve Doğu Afrika'ya, İspanya'ya, Anadolu'ya, İran'a, Orta Asya'nın önemli bir kısmına ulaşmıştır. Bu bölgelerin büyük bir kısmı, Peygamberimiz'in arkadaşlarının, yani Sahabe-i Kiram'ın sağlıkları döneminde fethedilmiştir.

Sahabe-i Kiram ve onlara tâbi olan (Tabiin) İslam alimleri, çok farklı dinlerin, çok farklı kültürlerin yaşadığı dünyanın bu uzak ve değişik bölgelerinde, Peygamberimiz'den öğrendikleri 'Din'i insanlara öğretmişlerdir.

İslam, farklı mizaçların, farklı kültürlerin, farklı coğrafyaların insanlarının büyük bir zorluk çekmeden intibak edebileceği bir müsamaha anlayışını her zaman içinde taşımıştır.

İslam'ın, dinleri, kültürleri, alışkanlıkları, mizaçları ve tabii ki sorunları birbirinden çok farklı olan topluluklara anlatılması sırasında, temel ilkeler dışındaki alanlarda, farklı yorumlar ortaya çıkmıştır. Bir Afrikalı'nın dini algılayışı ile, diyelim, İran'daki bir Zerdüşti'nin ya da bir Hindu'nun dini algılayışı arasında doğal olarak farklar meydana gelmiştir. Ancak bu farklar, dinin temel ilkeleri konusunda önemli bir ihtilafa yol açmamıştır.

İslam mezheplerinin doğuşundaki en önemli faktörlerden biri, bu tarihî gerçektir.

Peygamberimiz'in ahirete irtihalinden sonra meydana gelen bazı siyasi olaylar da, İslam'ın, özellikle siyasi yorumlarında farklı görüşlerin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

Daha sonra, İslam'ın Doğu ve Batı felsefesi ile karşılaşması sırasında yeni sorunlar ortaya çıkmış ve Müslüman alimler, bu meseleler için de yeni çözümler üretmekte güçlük çekmemişlerdir.

Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra'nın eşsiz eseri

Mezhep imamları, yaşadıkları dönemde, ilimleri, imanları, takvaları, dürüstlükleri, olağanüstü zekaları ile, bulundukları toplumların sevgisini, saygısını, güvenini kazanmış büyük insanlardır. İktidarların, dini suistimal etmek istedikleri durumlarda, bu büyük alimler, kendilerinin eliyle dinin yanlış yorumlanmasına, suistimal edilmesine izin vermemişler, 'dejenerasyon'a direnmişlerdir. Bu yüzden, bugün Müslümanlar'ın, hepsini büyük bir saygıyla andığı büyük imamların çoğu, zamanın iktidarlarının eza ve cefasına maruz kalmıştır.

Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra'nın kaleme aldığı Mezhepler Tarihi, mezheplerin doğuş süreçleri, mezheplerin inanç ve ibadet konularındaki görüşleri, mezhep imamlarının hayatları konusunda yakın geçmişte yazılmış en kapsamlı eserdir. Merhum Muhammed Ebu Zehra, bu eserinde, objektifliği ve konulara vukufuyla da temayüz etmektedir.

İslam mezhepleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin, ulaşabilecekleri en kapsamlı eser, 20. Yüzyıl'ın en büyük fıkıh alimlerinden biri sayılan Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra'nın 'Mezhepler Tarihi' adlı eseridir.

Bu güzel eser, aydınlatıcı bilgiler içeren "Osmanlı Devleti ve İslam" ve "Batı Uygarlığının Temelindeki İslam Bilimi" adlı CD'lerle birlikte, bütün Yeni Şafak okurlarına armağan edilecektir.

Yeni Şafak, 'bilgi'ye değer verenlerin gazetesi. Ve Yeni Şafak, 'Kültür Hizmeti' anlayışına getirdiği 'nitelik'le öncülüğünü sürdürüyor.

Künye

Temsilcilikler

Abone Formu

Mesaj Formu