AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

H A Y A T
Evliliğin yapı taşı 'sevgi'dir

"Ne Kadar Sevgi O Kadar Çözüm" adlı kitabında evlilik kurumunu, kadın ve erkeğin ilişkisini irdeleyen Nevval Sevindi'ye göre toplumumuzda evlilikler sevgi üzerine kurulmuyor. Ortaya çıkan tüm sorunlar da işte yapılan bu yanlışlıktan kaynaklanıyor

Değişen toplum düzeni içinde en çok yara alan kurumlardan birisi de aile. Öyle ki aile kurumu her geçen gün artan sorunlarıyla bir sonraki kuşağa aktarılıyor. Sosyal bir güvence ve iktidar alanı olarak görülen evlilik, şımartılarak büyütülen çocuklar, para hırsı ve hepsinden öte sevgi yerine çıkar üzerine kurulan ilişkilerle kısa sürede çatırdamaya başlıyor. Peki çözüm nedir? Gazeteci kimliğinin yanında sosyalantropolog olan Nevval Sevindi evlilik kurumunu ve kadın erkek ilişkisini son kitabı 'Ne Kadar Sevgi O Kadar Çözüm'' adlı kitabında masaya yatırıyor. Sevindi, aile içinde yaşanan sorunların sebebini bir kadın penceresinden masaya yatırıyor.

Kadın için evlilik kurumu toplumumuzda neden bir 'sosyal güvence' olarak algılanıyor?

Erkek size bir güvence sağlıyor. Bu yüzden erkeğin mesleği, gelir durumu çok önemli. Ayrıca erkek kadına bir statü sağlamış oluyor. Böylece eşiniz doktorsa doktorun karısı, general ise generalin karısı oluyor ve birdenbire onunla aynı mesleği yapıyormuşsunuz gibi bir saygınlık kazanmış oluyorsunuz. Tek başınıza olduğunuz zaman hayatla mücadelenizi tek vermeniz gerekiyor. Oysa ülkemizde insanlar tek başlarına mücadele etmek istemedikleri için bu sorumluluktan kaçmak istiyorlar.

Erkeğin beklentisi nedir?

Evlilikten erkeğin beklentisi soyunun devam etmesi, çocuğunu doğuran kadına büyük bir saygısı var. Çocuklarının annesi olarak evin baş köşesine konuluyor. Erkek aldatsa kötü davransa bile çocuklarının annesi olan kadının o evde kalmasını istiyor. Erkek bütün sosyal hayatının getirdiği yükü eşinin omuzlarına bırakarak rahatlıyor. Çünkü evin temizliği çocukların bakımı gelen misafirlerle ilgilenilmesi gibi pekçok konuda kadına ihtiyacı var. Zaten erkek bunları kendi işi olarak görmez, sadece para kazanmanın kendi işi olduğunu düşünür ve para kazandığı sürece erkek sayıldığını kabul eder.

Boşanmalardaki en büyük etken nedir? Erkek artık evi geçindiremediği zaman kadın da ev içindeki kadınlık görevini yerine getirmediği zaman mı sorun çıkıyor?

Boşanmalardaki en büyük sebep ailenin yaşadığı maddi sarsıntılar. İkinci sebep de kadın ve erkeğin ailesinin evliliğe müdahale etmesi. Bu da evliliği sarsan önemli sebeplerden biri. Benim tanıdığım bir kadın var, eşi asker ve aynı evde kaldığı kayınbiraderi ona tokat atıyor. Oysa o kocasından bile dayak yememiş ve dava açıp eşinden boşanıyor. Boşanmalardaki bir başka sebep ise iki tarafın beklentilerinin birbirine ters düşmesi.

Peki ailenin diğer bireyleri evlilik konusunda da etkililer mi?

Aile büyükleri çocuklarını evlendireceği zaman kendi istedikleri kişilerin olması için ısrar ederler ve çoğu zaman kendileri buluyor. Pekçok evlilik aile zoruyla gerçekleşiyor. Bu evliliklerin büyük bir çoğunluğu çok genç yaşta yapılıyor. Kimi evlilikler devam ederken kimisi ise maalesef boşanmayla sonuçlanıyor. Oysa evlilik zihinsel ve ruhsal anlamda da birlikteliği sağlaması gerekiyor. Ama bizde dört duvar arasına erkek ve kadın kapatıldığı zaman evlililik olarak algılanıyor.

Sağlıklı bir evlilik için ne gerekiyor?

Kadının herşeyden önce sosyalleşmesi gerekiyor. İyi anne ve baba olmak iyi eş olmak anlamına gelmiyor. Kadın evlenip çocuğu olduktan sonra tüm ilgisini çocuğa verip erkeği dışlıyor oysa hiçbir evlilik kadın ile çocuk arasında yapılmaz. Bu yüzden önce evlililiğin başarılı olması için insan ilişkileri konusunda çiftlerin nişanlılık döneminde eğitim görmesi lazım. Bunun için de evlilik okullarının açılmasını tavsiye ediyorum.

  • AYŞE OLGUN

  •  
    Sağlıkta AB'ye girdik
    'Kadına sahip çıkın'
    Konyalı beylere
    yosun terapisi

    Konya Hilton Otel The Sensory Güzellik Merkezi'nin Konyalılar için sadece bu bölgenin iklim koşullarına uygun olarak hazırladığı kışa özel cilt ve vücut bakım programlarına katılanların yüzde 70'ini erkek müşteriler oluşturuyor. Havaların soğumasıyla birlikte cildin daha da hassaslaştığını ifade eden güzellik uzmanı Mehtap Gürbüz, dış ortama açık olan yüz, boyun ve el bölgesine soğuğun etkisiyle damarların büzülmesinden dolayı daha az oksijen gittiğini kaydetti. Kış aylarında cildin birçok kimyasal gaz ve mikroplarla daha sık karşılaştığın belirten Gürbüz, okyanus suyunun mineral vitamin ve proteinleriyle hazırlanan ürünlerle birbirinden farklı onlarca bakım kürünü müşterilerine sunduklarını söyledi. Gürbüz, "deniz suyu tekniği'' ile "yosun terapisinin'' birleştiği bakım programında, genellikle, canlı bitki konsantreleri ve proteinlerden yararlanarak geniş bir ürün yelpazesi elde ettiklerini kaydetti.
    'En skandal isim'
    Michael Jackson

    Olaylı çocukluğu, oğlunu balkondan sallamak, maskeyle gezmek gibi garip davranışları, estetik ameliyatları ve taciz iddialarıyla gündemden düşmeyen Michael Jackson, şov dünyasının "en skandal ismi'' seçildi. 80'li yıllarda "Thriller'' albümüyle parlayan ve tüm dünyada sevilerek "pop müziğin kralı'' unvanına layık görülen Jackson, ne yazık ki bir süre sonra yalnızca skandallarıyla anılmaya başladı. İlk olarak "rengini beğenmediği'' için sonu gelmez estetik ameliyatlarına başlayan Jackson, defalarca bıçak altına yatarak bembeyaz oldu. Debbie Rowe adlı hemşireden iki çocuğu olan Jackson, çocuklarını balkondan aşağı sallamak, onları maskelerle gezdirmek gibi garip davranışlar sergiledi. Mikroplardan korunmak için kendisi de maskeyle dolaşan Jackson, geçmişte gündeme gelen çocuklara taciz iddialarıyla şu günlerde yine isminden söz ettiriyor.
    8 Aralık 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED