AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

E K O N O M İ
Kriz endişesi kalmadı

2000 yılındaki mali kriz ve 2001 Şubat'ında patlak veren ekonomik krizi önceden tahmin eden MÜSİAD Genel Başkanı Ali Bayramoğlu, eleştirdiği noktalar olmakla birlikte kısa vadede kriz endişesi olmadığını söyledi.

Müstakil Sanayici ve İşdamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ali Bayramoğlu'nun görev süresi, 2004 Nisan ayında doluyor. 2003 Nisan ayında yapılan kongrede 1 yıllığına görev isteyen Bayramoğlu, başkanlık makamının uzun süre kullanılmasına karşı gelen bir isim. Bilgi ve tecrübelerini milletin hizmetine kullanmayı görev edindiğini söyleyen Bayramoğlu ile ekonomideki gidişattan belediye başkanlığı adaylığına, MÜSİAD'ın projelerinden Kiptaş reklamına kadar ilginç konuları konuştuk.

l2003 Türkiye açısından başarılı geçti mi?

11 Eylül hadisesi dünyanın nasıl yeniden şekillenmesi hadisesi ise özellikle 3 Kasım seçimleri de Türkiye'nin yeniden şekillenmesi, son 11 yıldaki 11 ayrı koalisyon hükümetleri döneminde yaşadığı mali, siyasi, kültürel, sosyal krizlerin atlatılması açısından önemli bir dönüm noktası. Cumhuriyet tarihinin kanunlar çerçevesinde en güçlü iktidarını oluşturacak bir parlamento yapısı ortaya çıktı.

'İçerdeki sorunlar büyük'

Bir yıllık süreçte gelişen Irak savaşı, Kıbrıs, AB gibi gelişmeler hükümeti nasıl etkiledi?

AB ve Kıbrıs gelişmeleri hâlâ gündemini koruyor. Irak meselesi de hakeza. Eğer Türkiye'nin mevcut mali piyasaları yurtdışına bağımlı bir sisteme oturmuş olmasa, uluslararası arenada ülkenin itibarını kaybettirecek bir kredibilite problemi yaşamamış olsa belki mevcut sorunlar bu kadar sıkıntı olmayacaktı. Kurumlar arasında hükümetle olan ilişkiler istenen ve özlenen seviyeye gelememesinde sorumluluk sadece hükümete ait değil. Diğer kurum ve kuruluşların da o samimiyeti göstermesi lazım.

Hükümete güven sürüyor

Sürekli hükümete uyarılarda bulunuyorsunuz. Yapılmayan şeyler neler?

Yıllardır devletten çeşitli vesilelerle gerek mali gerekse ihale yöntemiyle beslenen bir sistemin varlığı, Türkiye'deki mevcut statükonun devamını arzu ediyor. Genelde iktidarlar oluştuktan sonra siyaseten yıpranmaya başlar, muhalefet güç kazanır. Aradan geçen bir yıla baktığımızda şunu net bir şekilde gördükki, iktidar puan kaybetmediği gibi üstüne puan koyuyor, tam tersine muhalefet puan kaybediyor. Bu durum, hükümete olan güvenin toplum nezdinde devam ettiği ve vatandaşların koalisyonla değil, hangi partiyle olursa olsun tek partili iktidar istediği gibi iki önemli sonucu ortaya koyuyor.

2004, MÜSİAD'ın proje yılı

Biz MÜSİAD olarak 2004 yılını proje yılı ilan ettik. Bütün çalışma planlamamızı bunun üzerine yoğunlaştırdık. Yani hükümete destek verebilmek gayesiyle çok ciddi bir planlama çalışmasını yapma arzusundayız. İç borçlanmaya neşter vurulması gerektiğini sürekli dile getiriyorum. B2 kanununda olduğu gibi, devletin borçlanma ihtiyacını kaldıracak ciddi projeler hayata geçirilemedi.

Ekonomide kriz oluşturabilecek bir gelişme var mı, olursa neden kaynaklanır?

Daha önceki krizler için önceden uyarmıştık. Ancak krizler olmasına rağmen lûgatimizde kriz kelimesi yok. Kısa vadede bir kriz endişesi taşımıyoruz. Bugünden kriz senaryosu oluşturmayı doğru bulmuyorum, ancak muhtemel riskleri şimdiden düşünerek hareket etmemiz, gelecekte yaşayabileceğimiz bazı olumsuzlukları ortadan kaldırabilir. Bunlardan biri cari açık. Cari açığın ortadan kaldırılması lazım. Düşük kur, Türkiye açısından ciddi bir handikap oluşturabilir. Bunun tedbirini hükümet şimdiden almak zorunda. En azından kontrollü bir esnek kur politikası izlenmeli. Şu andaki kur seviyelerini gerçekçi bulmuyorum. Doların euro karşısında değer yitirmesi bu dönemde Türkiye için, özellikle AB ülkelerine ihracat yapıldığı için, müspet bir gelişme. Euro dolar karşısından yeniden 1,1'lar seviyesine gerilemesi çok düşük kâr marjlarıyla çalışan Türk sanayicisini açısından menfi sonuçlar doğurabilir.

Kara para gündeme gelmemeli

Cumhurbaşkanı'nda bekleyen yeni Bankalar Kanunu, karaparanın sınırlarını genişletiyor. İş dünyasından tepkiler var. Sizin düşünceniz nedir?

Ben Türkiye'de kara para hadisesini kabul etmiyorum. Nerden buldun yasası olsaydı, Mali Milat hayata geçirildikten sonra böyle bir uygulama olsaydı, kara para hadisesi gündeme gelebilirdi. Bankalar Kanunu'ndan ziyade BDDK Yasası, TMSF gibi kurumlardaki devlet alacaklarının hızlandırılması ve bütçeye ek problem oluşturmayacak sistemi ön plana çıkartan ve bankaları devlete borç vermekten çok ekonomiye yönlendirecek mekanizmanın geliştirilmesi lazım.

Dolayısıyla Bankacılık Kanunu'nun acilen devreye girmesinde fayda görüyorum ama kara parayla ilgili değil.

Bugüne kadarki hükümetler MÜSİAD'ın görüşlerini dikkate almıyorlardı. Bu sorun aşıldı, ama siz yine eleştiriyorsunuz?

Öncelikle şunu söyleyeyim: biz eleştirmiyoruz. Çüzüm önerisinde bulunuyoruz.

14 yılda MÜSİAD hangi konuda ne dediyse doğru çıktı. Hangi siyasi iktidar olursa olsun doğru bildiklerimizi onlara söylemekten çekinmedik. İster kabul görsün, ister görmesin. Önceki hükümetler önerilerimizi dikkate almıyordu, bu hükümet alıyor. Yani değişen MÜSİAD değil, iktidardaki zihniyet.

Ekonomideki olumlu gidiş vatandaşa 2004 yılında yansıyacak mı?

Dolaylı yansımalarını hissedeceğiz fakat tüketim bazlı, iç dinamikleri harekete geçirme bazlı kısa vadede bir yansıma konusunda iyileşmeler bekliyoruz.

2004 bütçesinde 40 katrilyonun üzerinde bir açık ve faiz yükünün çok daha büyük boyutta olduğu görülüyor. Türkiye dış ticaret temelli bir büyüme gösterdiği için dolaylı yansımalar olacaktır.

Türkiye her alanda itibar kazandı

Hükümetin başırılı olduğu noktalar neler?

Yıl başında ihracat olarak hedeflenen rakam 40 milyar dolar civarındayken, yıl sonu itibariyle 47-48 milyarlık ihracatla yüzde 20'lik artı yönde bir sapmayla ihracatın gerçekleşecek olması çok ciddi bir gelişme.

Sadece İhracatta değil, ithalatta da ciddi bir patlamanın olduğunu görüyoruz. İthalatın yakınen takip edilmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Türkiye'nin evvelki yıllarda yaşadığı en büyük problemler iki ana eksenli olmuştur: mali piyasalardaki gelişmeler ve cari açığın sürekli büyümesi ve buna bağlı olarak dışa bağımlılık.

Bunun yanında yolsuzlukların üzerine gidilmesi, hak ve hukuk dahilinde çalışılması gibi konularda önemli adımlar atıldı. Yıllarca Türkiye'de yapanın yaptığının yanına kâr kaldığı değil, yapanın şöyle veya böyle yargılanması kaçınılmaz bir gerçek olarak ortaya çıktı. Yıllardır anketlerde itibarını kaybetmiş kurumların başında TBMM geliyordu.

Bu süreçte parlamentoya yeniden güven oluşmaya başladı. Bu da grup disiplini ve ortaya konan çalışmaların doğruluğuna herkesin inanmasından kaynaklanıyor.

Bir önemli performans da, Türkiye'nin dış politikada sürekli aksiyon içerisinde ve atraktif gözüküyor.

Başta Başbakanımız olmak üzere tüm bakanlar sürekli komşu ülkeler, Avrupa, uzakdoğu, Türk cumhuriyetlerleriyle ilgili gösterdiği performans, Türkiye'nin uluslararası arenada itibar kazanması açısından önemli.

  • RÖPORTAJ: YILMAZ YILDIZ



  • 29 Aralık 2003
    Pazartesi
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED