AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Muhafazakarlık üzerine konuşmak…

Muhafazakarlık üzerine konuşmak, mayınlı bir alanda yürümek gibidir. Türkiye'de muhafazakarlığa "tutuculuk, statükoculuk, değişime direnmek" gibi olumsuz anlamlar veriliyor. Oysa bu anlamlar dünya genelinde köklü temellere sahip olan Muhafazakar siyaset ideolojini tanımlamazlar, sadece bir "siyasal tutum"u ifade ederler. Bu tutumu herhangi ideolojiye sahip olan birileri sergileyebilirler.

Muhafazakarlık üzerine konuşmanın zorluğu sadece Türkiye'deki yanlış kabullerden kaynaklanmıyor. Muhafazakarlığın ortaya çıktığı batılı ülkelerdeki kimi anlayış ve pratikler de bunu destekliyor.

Dünyada uzunca bir geçmişi olan muhafazakar siyaset ideolojisinin beslendiği düşünce geleneğinin de sorunlu alanları var. Bu yüzden kendinizi salt batılı muhafazakar anlayışla konumlandırmaya kalkarsanız da yine sorunlu bir alanda yürür hale gelebilirsiniz.

Özellikle Fransız Devrimine bir tepki olarak doğan ve devrimden önceki düzene dönüşü savunan muhafazakarlık anlayışı monarşik düzeni özleyen, daha tutucu ve çoğulculuğa kapalı bir çizgide olmuştur. Bu çizginin Türkiye'de siyasal kültüre katkıda bulunması mümkün değildir.

İngiliz ve İskoç Aydınlanmasının ürünü olan ve Edmund Burke gibi düşünürlerin liberal aşısıyla gelişen muhafazakarlığın daha özgürlükçü ve parlamenter demokrasiye uygun olduğu söylenebilir.

Bu yüzden Türkiye'de muhafazakar bir siyasal kimlik üzerinde konuşurken sadece Türkiye'deki olumsuz algılara dikkat etmek yetmez, Batıdaki kimi muhafazakarlık anlayışlarının olumsuzluklarını da dikkate almak gerekir.

Batıda muhafazakarlığın Aydınlanma'nın kimi boyutlarını eleştiri konusu yapması da bizim Türkiye'de daha özenle yaklaşmamız gereken konulardandır. Örneğin "akılcılık" bunlardan biridir.

Modern düşüncenin rasyonel olanı irrasyonel olandan, kamusal hayatı özel hayattan, ilerleme fikrini gelenekten, evrensel olanı yerel-özgül olandan ayırdığı inancı, Batılı muhafazakarların özellikle ultra-bireyciliği ve "özerk" veya "araçsal" aklı eleştirmesine sebep olmuştur.

Özellikle Maistre, Baurrel ve Chateaubriand gibi din adamı ve yazarların başını çektiği muhafazakarlar Aydınlanmayı onun akılcılığıyla birlikte reddetmektedir.

Aklın araçsal hale getirilmesine klasik muhafazakarların dışında başka kesimlerden de tepkiler oluşmuştur. Richard Rorty, Jean-François Lyotard ve Michel Foucault gibi kimi postmodernist düşünürler de bu kategoridedir.

Oysa Hume'dan Hayek'e kadar uzanan ve anti-rasyonalizm olarak adlandırılan düşünce çizgisinin aklı tamamen dışladığı, yok saydığı söylenemez.

Bizim bugün Türkiye özelinde bir siyasal kültür üretirken Batılı muhafazakarlık anlayışıyla nerelerde buluşabileceğimizi veya buluşamayacağımızı görmemiz gerekiyor.

Çok açık görünmektedir ki, Türkiye muhafazakarlığı Hıristiyanlığın yoğun etkisinde olan ve Aydınlanmayı tüm sonuçlarıyla birlikte eleştiren bir muhafazakarlık anlayışıyla örtüşemez.

Türkiye'de olması gereken çağdaş değerleri görece daha iyi yansıtan Anglo-Sakson muhafazakarlığıyla kimi parametrelerde buluşabilmek, ama asıl olarak Türkiye'nin sosyo-kültürel özellikleriyle şekillenen bir Muhafazakarlık anlayışı üretebilmektir.

Burada da uzun zamanlar akılcılığın ihmal edildiği, mana ve duygunun daha önplanda tutulduğu düşünüldüğünde bu kültür coğrafyasında gelişen muhafazakarlığın akılcılığı gerekli görmesi ve önplana çıkarması da kaçınılmazdır. Akıl ile duygunun, mana ile maddenin sentez edilmesi zamanı doğru okumak için gereklidir.

Türkiye muhafazakarlığının akılcılığın olumsuz bir kısım sonuçlarına yönelik Batılı muhafazakarlarca yapılan eleştirilere tamamen katılması sözkonusu değildir. Bu durumu bir tarih kesitinin uygulaması gibi görmek ve aklın kutsanmasının da, reddedilmesinin de yanlışlığını kabul etmek daha doğru olacaktır.

Türkiye'de olması gereken modern dönemin siyasal veya felsefi olarak tepki çeken boyutlarını dikkate alarak, ama yaşanılan toplumsal şartları da gözeterek modern bir muhafazakarlık anlayışı üretebilmektir.


29 Aralık 2003
Pazartesi
 
YALÇIN AKDOĞAN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED